HAZIRLAYAN: İsmail Şen - “Bu kitaptaki Türk, Anzak, İngiliz ya da Alman son gaziler de aramızdan ayrıldı, artlarında anılarını bırakarak. O yıllarda yazdıkları mektuplarda ve yıllar sonra onlarla yapılan söyleşilerde, savaşın dehşetine rağmen, sevgiden, dostluktan ve doğanın yaşam mesajından söz ediyorlardı. Bu kitap bu insancıl bakışı yansıtıyor. Onların yaklaşımı tarihin düşmanlıkları, silahların gücü ya da savaşlardaki kayıp ve kazançlar üzerine değil, barışçı bir gözle de yazılabileceğini düşündürüyor.”

On altı yaşındayken, yaşını büyüterek savaşa gönüllü katılan, ama sonra annesine “Anneciğim, sabahleyin uyandığımda siperimin önünde bir gelincik çiçek açmıştı.” diye yazan genç Anzak, ardında sevgi dolu bir mektup bırakmıştı. Siperlerde aynı kaderi paylaşanlar bir Türk, bir İngiliz, bir Anzak, savaşın acımasız bakışını bir kenara bırakıp doğayı, insanları ve olup bitenleri kendi gözleriyle görmekteydi.

“…gün ağarmak üzere, bir ağustos böceği uzaktan uzağa ötüyor. Biraz sonra onun sesi makineli tüfeklerin sesine karışacak…”

Necati İnceoğlu’ nun son kitabı Siper Mektupları’nın arka kapak yazısının bir kısmı bu. Kendisini Mendirek ve Bozcaada Haber’deki yazılarından da tanıyorsunuz. Mimar olan İnceoğlu’nun içindeki yazma isteği, onun geçmişten bugüne,  mimarlıktan anılara, hayattan tarihe oldukça geniş kapsamda kitaplar kaleme almasını sağlamış. İlk kitabı “Geleneksel Türk Mimarisi-Denizli”den sonra dört kitap daha yazdı. 2001 yılında Remzi Kitabevi’nden çıkan Siper Mektupları, 14 yıl sonra, yani 2015 yılında Çanakkale Savaşları’nın yüzüncü yılında yenilenmiş olarak tekrar basıldı. Editörlüğünü Eylül Duru, kapak tasarımını da Ömer Erduran’ın yaptığı kitap 263 sayfa. Çanakkale savaşlarında siperlerin, cephelerin ve onların değişmez unsurları olan askerlerin o yıllardaki hayatlarına bir büyüteç tutup, bize de bir pencere açan Necati İnceoğlu’nun kitabından bir alıntıyla bitirelim:

“Çocukluklarında özlemle bekledikleri bayramı, 19 Ağustos 1915 günü siperde karşıladılar. 11. Tümen Karargâh’ında sade bir tören düzenlendi. Elbiselerin tozu toprağı temizlendi. Tabur berberleri lamba ışığında sabaha kadar çalıştılar. Ortada, göz önünde yıkanma alışkanlığı olmayan genç subaylar, cephe gerisinde, çalılıkların arasında gizlenip boy abdesti aldılar. Şafakla birlikte bayram namazı kılındı. İmam uzatmadı, şehitlere rahmet, padişaha uzun ömür, orduya zafer diledi, duayı kısa kesti. Alayların ön siperlerde olmayan ve sayıları bir hayli azalmış askerleri, yan yana sıralanmış olan alay, tabur ve bölük komutanlarının önünden geçtiler. Bayramı içten bir sarılmayla kutladılar…”     

Siyah Noktalı Melek Balığı

Durdu bir uzun yol yorgunu,

Az soluklanıp, dinlenmek meramında;

Eskilerden harikalar diyecekti,

Kırk kaplarda acı tüketen,

Ölülerin sessiz diyarına…

Tıkırtısız yüreğinde bir bilinmez neşe,

Özgür sevgiler için ruhu sevinçten coşkun.

Sıcaklık özlemindeki dudakları,

Yargılanınca aklanmayacak

Aldatıcı sözlerden yoksun.

Çölde otlakları dalgalandırmaktı dileği,

İsteği tepeleri neşeye boğmak…

Ateşten ve sudan geçti.

Haşin dalgalar uğultusunda,

Gördü, denizin kuru toprağa çevrildiğini…

Bitirdi sessizliği, gözleri kamaştırıp,

Dalgalar yaran, suları karartan ışıltı.

Dertlerini söyletti doğrunun.

Toprağın övgülerini ödüllendiren

Saç tokasını, öpücüklerini bırakarak uçtu.

Siyah noktalı melek balığı…

Okuduğunuz şiir, değerli sanat adamı Ahmet Şişman’ın yakın zaman önce çıkan ikinci kitabı Eksik Zaman’dan. Yaz Yayınları’ndan çıkan 146 sayfalık kitap, Ahmet Şişman’ın çok yönlü sanatçılığının bir göstergesi. Çok yönlü diyoruz çünkü kendisi yıllarca, çok önemli, hatta bazıları kült olan yapımlarda katkı sağlayarak Yeşilçam’a ve Türkiye sinemasına emek vermiş birisi. Hayallerim, Aşkım ve Sen, Hanım, Ahh Belinda, Asiye Nasıl Kurtulur?, Fikrimin İnce Gülü gibi eserlerde onun sihirli dokunuşları vardır.

Bu yönünün yanı sıra, resim, edebiyat ve şiirle de ilgilenen değerli sanatçı kimine göre mütevazı bir muhabbet insanı, kimilerine göre de, “Sanata ve Sanat Kavramlarına Giriş” kitabının kapak resminin hikâyesini anlatırken bile keyif veren bir insan. Bu kez kitabında yaşamın ve onun içinde barındırdığı, bilhassa insana dair her şeyin anlatıldığı şiirlerine yer veren usta sanatçı, aynı zamanda bu kitabında bizlere, uzun yıllara yayılan şiirsel düşün yolculuğuna eşlik etme şansı tanıyor. Kitabının, pek çok edebiyat ve şiir severin ellerinde görülmesi, kitaplıklarda yer etmesi temennisiyle.