Akvaryum'a kilit vurdu: İşte nedeni!

Akvaryum Koyu’nun tek olan yolunun demir kapı ile kapatılmasının şaşkınlığı devam ediyor. Bozcaada halkı şimdi bu sorunun nasıl çözüleceği ve en önemlisi tek yolu bulunan Akvaryum Koyu’nun halk tarafından nasıl kullanılabileceğinin sorularına yanıt arıyor. Konu ile ilgili olarak yolun sahibi olduğu iddia edilen Kamil Erdoğan’ın oğlu Naci Erdoğan ile görüştük. Erdoğan, insanların koya girişini engellemediklerini, kapının içinde insanların geçişi için ayrıca bir servis kapısı bulunduğunu ifade etti. Araçların geçişine izin verilmeyeceğini dile getiren Erdoğan, ayrıca Akvaryum ve Tuzburnu’nun işletme hakkı için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne proje ile başvurduklarını ifade etti. Erdoğan, bu koylara başvurmalarının sebebini; Kaymakam Abdulgani Mağ ve Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz'ın ricası olduğu şeklinde iddia etti.

AKVARYUM KOYU ÜCRETLİ Mİ OLACAK?

Yaklaşan yaz sezonu öncesinde ada halkı, adanın en güzel ve meşhur koylarından biri olan Akvaryum Koyu’na nasıl girilebileceğini ve turistlerin bu doğa harikası koydan nasıl faydalanacağının yanıtlarını merak ediyor. Bu konuda ada halkı şu soruların yanıtlarını arıyor:

"Eğer mülk sahibi araç girişlerine izin vermez ise park sorunu nasıl çözülecek? Akvaryum Koyu ücretli mi olacak? Mülk sahibi şimdi insanların geçişine izin verse de bu inisiyatif her zaman mülk sahibinin iki dudağının arasında mı olacak?"

İşte bu sorulardan bazılarını mülk sahiplerinden Naci Erdoğan’a yönelttik.

Akvaryum Koyu’nun kapatılması Bozcaada’da şaşkınlık yarattı. O yolun mülk sahibi siz misiniz?

Yolun altında bin dönüm yerimiz var zaten o alanın 600 küsur dönüm alanını telle zamanında çevirdik. Sadece Akvaryum Koyu'nu insanların faydalanması için açık bıraktık. Fakat oraya yapılmış olan yollar ve birinci derecede doğal sitlere giren alanlar şuanda tamamen tahrip edilmiş vaziyette. İkincisi şuan biz oradan iki gün önce 800 tane bira ve şarap şişesi topladık. Kıyıya beton döküldüğünü iskele gibi şeylerin yapıldığını ve bunun dışında Çanak Liman kısmına iki kamyon moloz döküldüğünü gördük. Bu da bizi tabii yaraladı. Bu arada da oradaki maki dokusu bu yıl üç metre topraklı yol olarak yapıldığı için sesimizi çıkarmamıştık. Şuan da 11 metre genişliği var ve yukarıdan gelen yağmur suları da bütün oradaki toprağı denize akıtıyor. Yani bir çeşit erozyona sebebiyet veriyor. Bir kere burası düzenlenmesi gerekiyor. Bu koyun düzgün bir işletmeye alınması lazım. Bizim amacımız oraya insanların girmesini engellemek değil ki! Gördüğünüz gibi yapmış olduğumuz kapının içerisinde bir servis kapısı var. Bu servis kapısından insanlar kolaylıkla içeriye girip çıkabilir. Bununla ilgili herhangi bir sıkıntı yok; fakat biz tahrip olmuş yolu tekrar eski maki dokusuna çevirmeyi düşünüyoruz. Bu arada Belediye ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki bir proje kapsamında sadece giriş kapısından 10 metre sonrasında da 50-60 araçlık bir oto park alanı yapmak istiyoruz ki diğer alanların kullanımında bir sorun olmasın.

Böylesine popüler bir koya molozları kim dökmüş olabilir?

Bilemiyorum. Bilmediğim bir konu hakkında şimdi yorum yapmak istemiyorum.

Peki, sizin Akvaryum dahil birkaç koyun işletmesini almak amacıyla başvurduğunuz öne sürülüyor. Bu doğru mu? Doğruysa hangi koylar bunlar?

Koylara başvurmamızın nedeni kendi özel isteğimizle olmadı. Bu adanın menfaatine olacağı için Kaymakam Bey'in ricasıyla, Belediye Başkanı’nın ricası ile oluşmuş bir olaydır. İkisinin de projeleri hazırlanıp Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verilmiştir. Komisyon kararından sonra bununla ilgili eğer işletme izni verilirse bu sezon yetiştirmeye çalışacağız.

Sadece Tuzburnu ve Akvaryum koyları için mi başvurdunuz?

Evet. Bu arada bizim 10 tane koyumuz var. İki tane koyumuz yok. Bunların dışında daha güzel koylarımız da var.

Koylarımız derken tapulu yerleriniz mi?

Tapulu yerlerimizin içinde koylarımız tabii ki. Yani sonuçta o koylar insanlara ve devlete aittir; fakat arkasındaki araziler bize ait olduğu için bu şekilde konuşuyorum. Oraların gelişmesi, güzelleşmesi ve insanların hizmetine açılabilmesi için buranın bir imara ihtiyacı var. Adanın gelişmesi için konut değil, bağ evi değil fakat bağ pansiyonlarına ve günübirlik tesislerine inanılmaz ihtiyacı var. Özellikle endemik bitkiler, organik tarım, hayvancılık, mini şaraphane, su sporları, su scotter’ları, sonra bir deniz altı... Bütün bunlar bizim projelerimiz içinde vardı. Ama maalesef ben yaptım başkası yapmasın zihniyeti hakim olduğu için burada hep engellendi. Ama tabii ki bunun da bazı çözüm yolları var. Ben Tuzburnu’nun bile imara açılmasını istemedim. Benim arazilerin hiçbiri açılmasın dedim. Ben özel projeler yapacağım dedim. Ben projemi yaptığım vakit hayata geçiririm. Ne bu konuda bana ada halkı ne de İstanbul’dan gelenler ne Kaymakamlık ne de Belediye hiçbir şey yapamaz. Ama benim projemin insanlara gerçek anlamda hizmet verecek bir proje olması lazım ki adanın faydasına olsun. Ama biz bundan da sıkıldık. Biz burayı satsaydık şimdi buraların her yeri betonlaşmıştı. Bunu da bu entel takımı unutmasın.

Akvaryum Koyu’nun kapıyla kapatılması buranın işletmesini almak amacıyla mı yapıldı?

Kesinlikle değil, çünkü biz isteseydik bugüne kadar bu arazilerde çok şey yapardık. Toplam 2 bin dönüme yakın bir arazi bu. Biz burayı korumak amaçlı kullanan insanlarız. Adayı en çok sevenden daha çok seven insanlarız. Bizim burada ada halkına da epey faydamız olmuştur. Bu yüzden ada halkı bizi oldukça da sever. Bu yakınlığımız yıllardan beri de devam etmektedir. Bizim niyetimizi de ada halkı zaten çok iyi bilir.

Akvaryum Koyu’nun işletmesini alabilirseniz buradan insanlar ücretsiz yararlanacak mı? Yoksa bir ücretlendirmeye gidecek misiniz? Mesela giriş ücreti gibi.

Tabii bir işletme olursa bundan bir ücret alınacak. Ama işletme olmazsa eskisi gibi devam edecek. Ama bir disiplin adı altında devam edecek.

Sonuç olarak yazın insanlar oradan denize girebilecek mi?

Tabii ki! Biz Akvaryum Koyu’nu insanlara kapatmış gibi düşünülmesini istemiyoruz. Böyle bir olay yok. Ama buranın bizim iznimiz dışında başkaları tarafından kullanılmasına, buradan menfaat elde edilmesine ve buranın artık kirletilmesine göz yummayacağız.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben Bozcaada için hayırlısı diyorum. İnşallah bu izinler verilir. Biz de buraların düzenli bir şekilde adaya hizmet vermesini tabii ki istiyoruz. Ama esas gönlümüzde yatan bunlar değil. Esas gönlümüzde yatan bu noktalarda günü birlik tesis ve imarların çıkıp çok daha düzenli bir şekilde bu işlerin olmasıydı. Çünkü dar alanlar ve kumsalların üstünde çok kısıtlı bir alanda hizmet vereceksiniz. Şuanda benim Akvaryum Koyu’nda yapabileceğim sadece 3 tuvalet 2 adet duş 2 tane soyunma kabini 6 metre karelik iki tane büfe ve bir de iskele olacak. Ama günü birlik tesis halinde olmuş olsaydu buradaki tuvalet sayıları belki 20'ye çıkacaktı.

Akvaryum Koyu'nda yaşanan bu gelişmeler sonucu bazı vatandaşlar ise demir kapanın sebebini sadece koyları işletme amaçlı planlı bir hareket olarak nitelendiriyor. Ayrıca bu iddiaları dile getiren adalı bazı vatandaşlar ise Akvaryum Koyu'a döküldüğü iddia edilen molozların gerçekle ilgisi olmadığı gibi adada yaşayan hiçbir vatandaşın böyle bir iş yapmayacağını savunuyor. Sonuç olarak ada halkı bu konuda en kısa zamanda yaklaşan yaz sezonu öncesinde sorunun çözülmesi gerektiğine vurgu yaparken bu tür sorunların yerel yönetim tarafından çalışma yapılıp sonuca varması gerektiğinin de altını çiziyor.

( Konu ile ilgili haberimiz yarın DHA aracılığı ile ulusal medyada görüntülü olarak yer alacaktır)