Melih Güney - Bozcaadalıların ve adayı ziyaret edenlerin anlamlı bir bölümü için UFO bir inanç sorunu değil, bir gerçekliktir. Hoş, makaraya alınacağından korktuğu için bunu gören herkes itiraf etmez. Ama masada bir UFO konusu açıldığında içi içini yer, anlatsa mı gördüklerini yoksa saklasa mı bilemez, alır içkisinden bir yudum daha ve susar genellikle. Çünkü masada ille uzayda yalnız olduğumuzu iddia eden, yalnız olmasak da buraya gelişlerinin ne kadar olanaksız olduğunu iddia eden ve bu görüşünü bilimsel verilerle açıklayan çokbilmişler vardır. Ah mesela, o çokbilmiş arkadaşlarımızın da 1996 yılının Şubat ayında Bozcaada'da olup kitlesel UFO gözlemlerinde bulunmuş olmasını, arabalarla UFO takibine katılmış olmasını çok isterdim... O olasılık hesaplarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalır mıydı, bilemem. ‘İnanç’ derecesine göre değişirdi, hiç kuşkusuz. Ama bilimsel bilgiye giden yol deney, deneyim ve gözlemlerden geçer: Bozcaadalı gözledi!

Benim bu işlere bulaşmam 1996 yılındaki kitlesel UFO gözlemleri ile başladı. 1996 yılının Şubat ayı tıpkı diğer kışlar gibi sakin sakin geçerken, ada UFO'ların tarifeli seferlerine tanıklık etti. Her akşam saat 21:00 sularında bizi ziyaret etmeye başladılar.

Bunu öğrenen neredeyse tüm ulusal kanallar ekiplerini UFO görüntüsü almaya adaya yolladılar. Ve biz meyhanede UFO hikayeleri anlatarak demlenirken, teknik ekipler de meyhanenin hemen dışında konuşlanıp saatin 21:00 olmasını ve bir adalının dışardan "işte yine geldiler!" diye heyecanla içeri girmesini beklediler.

Ama efsane program Saadettin Teksoy ve ekibi yanlış hatırlamıyorsam Mayıs ayında biraz da turistik bir program yaptılar. O programdaki her türlü görüntü ve bilgi palavradır. Saatler geri gidiyormuş, sular ters akıyormuş, falan filan...

UFO'lara aslında çok şey borçlu olduğumuzu da itiraf etmeliyiz. Bozcaada adı karakışta tüm ulusal kanalların ana haber bülteninde geçti, Belediye Başkanı, Kaymakam gibi resmi şahsiyetlerle canlı bağlantılar yapıldı. En önemlisi, tüm ada halkı 7’den 77’ye uzayla ilgilenmeye başladı, o sinir bozucu uzun kış geceleri renklendi. Hatta birçok kişi çok önceden gördükleri UFO'ları ve maceralarını anlatmaya başladılar.

Önceden anlatmaya çekindiklerini ama artık herkes UFO gördüğünden bu olayın topluma mal oluşundan yararlanarak döküldüklerini itiraf ettiler. Bazı anlatılanlar gerçekten çok etkileyiciydi ve bireysel gözlemlerin sayısı tahminlerin çok üstündeydi.

İŞTE GERÇEK!

Ben ve birçok adalı gerçekten UFO -yani daha önceden benzerini hiç görmediğimiz, gökte hareket eden, ışık saçan bir cisim - gördük: Adalı iki arkadaş saat 21:00 sularında evde otururken bir cismin şu anda hükümet konağının olduğu tepe yakınlarına indiğini gözlemler ve bu durumu polis ve jandarmaya bildirirler. Yerinde yapılan incelemede bir şey bulunmaz. Bu olaydan iki gün sonra yine saat 21:00 civarında (dedik ya tarifeli diye) kapımız deli gibi çalındı. Bir arkadaş "Patron, UFO yine geldi!" diye heyecanla bize bilgi verdi. Maksat hareket olsun diye arabalara atlayıp lojmanların olduğu bölgeye gittik. Bir çok kişi toplanmış ve Göztepe istikametinde asılı gibi duran yoğun sarı bir cismi gözlemliyordu. Bu gerçekti. Asılı gibi hareketsiz duruyordu. Bir direği referans alarak da baktık; hareket sıfırdı. Yaklaşık 7-8 dakika kadar sonra bu cisim doğrusal olarak aşağıya doğru hareketlendi. Dümdüz ve çok ağır bir şekilde yere doğru geliyordu. Durumu daha iyi gözlemleyebilmek için -zira önümüzdeki tepe gözleme engel olacaktı- Göztepe'nin hemen altında bulunan Çayır sapağına doğru arabayla hareket ettik. Göz kontağının kaybolmaması için bize haber getiren heyecanlı arkadaşı orada bıraktık. Çayır sapağına gelince bir baktık ki bütün ada halkı neredeyse oradaydı.  Bizi hemen “farlarınızı kapatın" diye uyardılar, UFO farlardan etkileniyormuş! Farları kapattık. Cisim bir süre daha aşağıya doğru doğrusal olarak geldikten sonra yine doğrusal olarak batıya doğru yöneldi. Biz de 2-3 araba farlarımız kapalı olduğu halde (cismi rahatsız etmemek amacıyla!) UFO'yu takip ettik. Cümleye dikkat edin: "UFO'yu takip ettik." Cisim, bizim takip edebileceğimiz bir süratte ve tabi doğrusal olarak hareket ediyordu. Neticede bir adada yaşıyoruz; Ada bitti ve bizim macera da sona erdi.

MACERA BİTTİ Mİ? BİTMEDİ!

Derken maceranın bitmediği anlaşıldı: Olay, televizyoncular tarafından o kadar sulandırıldı ki bizim yukarıdaki gerçek gözlemimiz de güme gidiyordu. Halkını küçümseyen ve kendilerini büyük alim zanneden bazı "bilim adamlarımız" ada halkını cahillik ve uyanıklıkla suçlamaya kalkıştı. Bizim gördüğümüz şey Venüs gezegeniymiş. Bu yazılar üzerine Kandilli Rasathanesi'nde yetkililerle görüştüm. Biz cahillerin gördüğü şeyin kesinlikle Venüs olmadığını, meteoroloji balonu olmadığını öğrendim. Adalılar uçan daire içindeki uzaylılarla el sallaştığını iddia etmiyordu, sadece tepemizde olup bitene bir anlam vermek istiyorduk. ‘Alim’ bilim adamlarımız bunu açıklamak yerine içinden geldikleri halkı cahillikle ve uyanıklıkla suçlamayı içlerine sindirebiliyorlardı.

‘Alim’lerin palavraları emin olun Teksoy palavralarından daha tehlikeli ve incitici. Dilerim Tanrı’dan, bu ‘alim’ler bir gün UFO görsünler de kimseye açıklayamasınlar! O zamanlar cep telefonu, kamera ne gezer... Gerçek gözlemlerden elde kalan sadece hatıralar... Ulusal kanalların UFO diye çektikleri ise bildiğiniz Venüs!

Bu yazıyı okuyanların çoğunluğunun "Hadi be or’dan palavracı!" dediğini duyar gibi oluyorum, kulaklarım çınlıyor. Ama bir grup insanın da bildiklerini, gözlemlerini kimse dalga geçmeden paylaşmaya can attıklarını biliyorum.

Hadi yazın bize ya da anlatın. Adınızı açıklayanın beynine çip taksın Mr. Al Lien!

---------------------------------------------------

EKLER:

1- http://www.bozcaada.info/bozcaadayalanlari.html "UFO VENÜS ÇIKTI" Haberi

2- http://www.bozcaada.info/bozcaadayalanlari.html "YETER, SÖZ MİLLETIN"