Bugun...


kostasalto

Başkan Yılmaz: Hangi maddeye "Evet" dersek terör bitecek?
Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz, 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliği referandumuna ilişkin Zübeyde Hanım Park Kahvesi’nde düzenlenen toplantıda adalı yurttaşlara seslendi. Getirilmek istenen sistemde Cumhurbaşkanının yetkisinin Osmanlı padişahlarında bile olmadığının altını çizen Başkan Yılmaz, “18 maddeden hangisine “Evet” dersek terör bitecek, hangisine “Evet” dersek ekonomi, istikrar düzelecek?”dedi.

Başkan Yılmaz: Hangi maddeye "Evet" dersek terör bitecek?
+ -


Bozcaada Bozcaada Haber Madam

CHP Bozcaada İlçe Başkanlığı dün akşam saat 20.00’da Zübeyde Hanım Park Kahvesi’nde 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliği referandumuna ilişkin toplantı gerçekleştirdi. Bozcaadalı yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda ilk olarak CHP Bozcaada İlçe Başkanı Hüseyin Durmuş kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Durmuş “16 Nisan’da bir seçim yapmayacağız, AKP’ye, CHP’ye ve ya MHP’ye oy atmayacağız. 16 Nisan’da şu an meclise ait olan yetkileri sadece bir kişiye veriyor muyuz diye sorulacak.” dedi.

Bozcaada TV, toplantıyı canlı olarak takipçilerine aktardı.

Bozcaada Tv'yi Facebook'tan takip etmek için >Tıklayınız<

BU YETKİ OSMANLI PADİŞAHLARINDA BİLE YOKTU

CHP İlçe Başkanı Hüseyin Durmuş’un ardından Başkan Yılmaz, 1 saati aşkın bir konuşma gerçekleştirdi. “Evet” diyen de “Hayır” diyen de bu ülkenin öz evlatları olduğunun altını çizen Başkan Yılmaz, “Hayır” diyenleri terörist gibi gösterenlere tepki gösterdi. Referandumda neden “Hayır” denilmesi gerektiğini madde madde anlatan Başkan Yılmaz, referandumda “Hayır” çıkma ihtimalini tanyeline benzetti ve ardından gün boyu hep aydınlık olacağını belirtti. Yılmaz, “Evet” çıkması halini ise gün batımına benzeterek, çok daha karanlık günler olacağını ifade etti.

İşte Başkan Yılmaz’ın 1 saati aşan konuşmasından önemli satır başları:

-Yeni sistemde Cumhurbaşkanı, kimseye danışmadan hırlı mı, hırsız mı kim olduğunu bilmeden bakanlar kurulunu tek başına seçebiliyor. Yardımcılarının kim olacağı, sayısı falan belli değil. Eşi olabilir damadı olabilir, iş ortağı olabilir. Aklınıza gelen herkes Cumhurbaşkanı’nın yardımcısı olabilir. Hatta ilkokul mezunu da olabilir, profesör de olabilir.  Ve sayısı da belli değil. Çünkü buraya bir şey yazılıp, belirtilmemiş. Ve bu kişiler hiç kimseye hesap vermekte zorunlu değiller bu anayasaya göre.

-Sizin seçtiğiniz milletvekillerini bir tek kararname ile görevden alabiliyor ve meclisi fesih edebiliyor.  Yani meclis tamamen ortadan kaldırabilecek. Son zamanlarda yumuşatmaya çalışsalar da bas baya bir sabah bir kararname ile 600 milletvekilini evlerine gönderip yenisini seçme yetkisi var Cumhurbaşkanı’nda.

-Şu anda başbakanın ve bakanlar kurulunun bütün yetkilerine tek başına sahip.  Çünkü yürütmenin başı ve bir tek ondan sorulacak her şey.  Nedir bu yetkiler? Bakanlıkları, kamu kurumlarını, kuruluşları, teşkilatları, bürokratları, hepsini kuracak, atayacak, görevden alacak, göreve atayacak, soruşturma yapacak, disiplin uygulayacak. Yani bütün bu yetkiler bir tek Cumhurbaşkanı’nın elinde olacak.  Bunlar tabii kendisine yetmiyor. Aynı şekilde devletin bütün bütçesini de tek başına yönetebilecek. Yine yetmedi tabii! Tek başına bütün konularda İhale yapma yetkisi var. Kimseden izin almak zorunda değil. Tek başına harcama yetkisi var.

-Meclisin tüm kararlarını gerekçe göstermeden geri gönderme, veto etme hakkı var.

- Yargı da iki temel mekanizma var. Biri Hakimler ve Savcılar Kurulu, diğeri Anayasa Mahkemesi. Şimdi Hakimler ve Savcılar Kurulu neden önemli? Çünkü tüm Türkiye’deki bütün savcıları, hakimleri görevden alma, atama, soruşturma başlatma, tayin etme gibi yetkiler Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda var.  Adaletin temeli karar veriyor. Bu kurulun 13 üyesi var.  Şimdi 13 üyenin 6 tanesini bizzat Cumhurbaşkanı kendi seçiyor. Yani yargılayacak insanları kendi seçiyor. Geriye kalan sayıda zaten oy çoğunluğu ile meclis seçiyor. Yani ne oldu 13 üyenin 11’ini kendi seçecek.

-Hatırlarsanız 2010 referandumunda da biz Hakimler ve Savcılar Kurulu ile ilgili maddeye de itiraz etmiştik.  Lütfen bunu yapmayın, bu devletin altına dinamit koymak dedik. Ne oldu peki? Dediğimiz gibi haklı çıktık. Sonucu hepinizin de gördüğü gibi bütün adalet mekanizması, bütün savcılar, bütün hakimler bu şerefsiz Fetöcülerin eline geçti. Hepimiz ölüyorduk 15 Temmuz’da.  Çünkü “Evet” diyerek bütün yargı sistemini FETÖ ele geçirdi.

- Biz diyoruz ki bu kez kandırılmayalım, bu kez yanmayalım. Bu insanoğlu ömrü için biçilmiş bir anayasa değil. Recep Tayyip Erdoğan bizim Cumhurbaşkanımızdır ve seçilmiştir saygı duyuyoruz. Ama Recep Tayyip Erdoğan bir insan. Allah geçinden versin ama 16 Nisan sabahı oy atarken Recep Tayyip Erdoğan sonrasını da düşünmemiz lazım. Arkadaşlar biz bu ülkede olmaz dediğimiz her şeyi yaşadık.

-Biz Kuvayi Milliye çocuklarıyız ama biz Osmanlı’nın torunlarıyız. Biz bununla gurur duyuyoruz. Fakat namusum ver şerefim üstüne söylüyorum, Osmanlı padişahlarında bu yetki yok.  O zaman Veziriazam’lar vardı, akıl danışacak bir çok kişi vardı.

- Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini Cumhurbaşkanı kendi seçecek.  Cumhurbaşkanı suç işlediği takdirde yargılayacak mekanizmanın 15 üyesinin 12’sini kendisinin seçmesini düşünün.  Yani düşünün bir suç işleyeceksin, Ezine adliyesine gideceksin ama hakimi de savcıyı da sen belirliyorsun.  O senin seçtiğin hakim ve savcı senin aleyhine karar verir mi hiç?  Tabii ki vermeyecek, çünkü kendisi atamış. İstediği zaman Cumhurbaşkanı bu kişileri nasıl olsa değiştirebiliyor.

                - Şu anda 55 milletvekilinin imzası ile Cumhurbaşkanı, bakanlar vs haklarında soruşturma, ya da yargılama yapılabilmesi için teklif verebiliyor. Ama bu önümüze konulan pakette nasıl biliyor musunuz?  Yarısından bir fazla. Yani 301 milletvekili imza atmazsa eğer Cumhurbaşkanı, bakanlar ve ya yardımcılarının yargılanmaları teklif bile edilemiyor. 360 milletvekili imza atmazsa eğer soruşturma da açılamıyor. Peki hangi milletvekili bunlar? Partili Cumhurbaşkanı olan, kendi seçtiği milletvekilleri.  Hadi diyelim ki olmaz da oldu diyelim 360 milletvekili imza attı. Ancak Yüce Divana göndermek için 400 Milletvekili isteniliyor. Hadi onu da bulduk diyelim. Nereye gidiyor peki Cumhurbaşkanı, 12 üyesini kendi atadığı Anayasa Mahkemesi’ne.

-Şimdi biz tek adam, dokunulmayan adam, yargılanamayan, denetlenemeyen Cumhurbaşkanı dediğimiz zaman neyi kastettiğimizi anlatabiliyor muyum? Size benim açımdan daha acı bir şeyi söyleyeyim. Cumhurbaşkanı seçimi kaybetti, ya da sağlık gerekçesi nedeni ile veya artık Cumhurbaşkanı olmak istemiyor ve görevden ayrıldı. Ve sonrasında herhangi bir suça karıştı. Her türlü suç olabilir. Arkadaşlar, Cumhurbaşkanı görevi bıraktıktan yıllar sonra o meclisten 400 vekilin imzası olmazsa yine Yüce Divana gönderilemiyor.  Görev süresinde dokunulmazlığı geçtim de ömür boyu dokunulmazlık olur mu?

-Amerika’da başkanlık sistemi var diyorlar.  Orada Trump’un başına ne geldi? Bir sabah kalkıp dedi ki, ben 6 Müslüman ülkenin vatandaşlarını bu ülkeye sokmayacağım. Sonra oradaki bağımsız yargı ne yaptı? Bir dakika Trump efendi, oyların bilmek kaçını almış olabilirsin ama burada benim borum öter ve sen şu tasarıyı geri çekmen gerekiyor dedi. Ne yaptı tasarıyı geri çekmek zorunda kaldı. Bizde ki başkanlık sistemi falan değil. Bu kadar saçmalığın içinde Türk adının geçmesi beni utandırıyor. Ne demek Türk tipi başkanlık sistemi, böyle sistem mi olur?

- Düşünün bir de Cumhurbaşkanı “Evet” çıktığında göreve başlamadan önce sizin karşınıza çıkacak tarafsızlık yemini edecek. “Ben tarafsızım” diyecek. “Bütün yetkiler bende, yargıyı ben atıyorum ama şerefim ve namusum üzerine tarafsız olacağıma yemin ediyorum” diyecek.

- Cumhurbaşkanı istediği yerin ihalesini yapabilecek, isterse emekli maaşlarını çok buldum deyip tek başına emekli maaşını düşürebilecek.

-Cumhurbaşkanı tamam seçimle başa geldi. Suriye’de Esad’ı halk %97 ile halk seçmedi mi? Suriye’de demokrasi var mı? Mısır’da Hüsnü Mübarek’i halk %95 ile seçmedi mi? Demokrasi var mı? Hitler’i, Mussolini’yi halk korkudan seçmedi mi? Oralarda demokrasiden bahsedebilir miyiz?

"HAYIR" ÇIKARSA NE OLACAK, "EVET" ÇIKARSA NE OLACAK?

-Hayır çıkarsa 17 Nisan sabahında sayın Binali Yıldırım bizim Başbakanımız olmaya devam edecek. Seçilmiştir ve saygı duyarız. Hayır çıkarsa sayın Recep Tayyip Erdoğan bizim Cumhurbaşkanımızdır ve halk seçmiştir, saygımız sonsuz. Peki “Hayır” çıkarsa her şey bir anda düzelecek mi? Hayır düzelmeyecek. Ama “Hayır” çıkarsa onu tanyeline benzetin, çünkü tanyelinin ardından gün boyu aydınlık vardır. Bizim hala şurada yanlış yapıyorsunuz diyeceğimiz bir mecramız olacak. Bizim hala umudumuz olacak. Ama “Evet” çıkarsa onu da gün batımı gibi düşünün. Evet yine karanlıktır. Çok çok koyu bir karanlık olacak.

- “Evet”diyen de “Hayır” diyen de bu toprakların evlatlarıdır.

- Evet diyecek arkadaşlar, sistem değiştiği takdirde terör bitecek, işsizlik bitecek, ekonomi düzelecek, koalisyonlardan kurtulacağız, daha güçlü bir Türkiye olacak diyorlar. Peki başka bir şey duydunuz mu bunların haricinde? Tamam o halde soruyorum bu 18 madde içerisinde hangisine “Evet” dersek terör bitecek? Hangisine “Evet” dersek işsizlik bitecek? Namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum, gelsinler bizi ikna etsinler ben de “Evet” diyeceğim. Terörün bitmesi, işsizliğin bitmesi hepimizin hayali.

 

 




Bu haber 4267 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

bozcaada  bozcaada

bozcaada
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
SON HABER YORUMLARI
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR HABERLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
 YUKARI