Bugun...


kostasalto

Muhtar Emin’in Yunanistan maceraları
Bayram geldi çattı. Ada turizmi son demlerini yaşıyor. Düşünebiliyor musunuz Bozcaadalılar için İstanbul’a gitmek bile yıllar önce bir elzem iken, şimdi o kadar globalleştik ki, kendimizi o kadar aştık ki, gençlerimiz ve turizmle uğraşanlar Yunan adalarından tutun da İtalya, Fransa ve balkan ülkelerine kadar her yere gidip buraları gözlemleyebiliyor.

Mobil Reklam

Muhtar Emin’in Yunanistan maceraları
+ -
Bozcaada Bozcaada Haber Madam

Bayram geldi çattı. Ada turizmi son demlerini yaşıyor. Düşünebiliyor musunuz Bozcaadalılar için İstanbul’a gitmek bile yıllar önce bir elzem iken, şimdi o kadar globalleştik ki, kendimizi o kadar aştık ki, gençlerimiz ve turizmle uğraşanlar Yunan adalarından tutun da İtalya, Fransa ve balkan ülkelerine kadar her yere gidip buraları gözlemleyebiliyor.

Her nedense buraya gelen çoğunluktaki misafirler devamlı bizi diğer adalarla karşılaştırırlar. Bizde dedik ki sevgili muhtarımız Emin’e “Hele bir git beraberinde bir heyetle fark nerede, benzer yanlarımız nedir?” Sağ olsun bizi kırmadı, kurdu bir BOZTUR grubu gitti, gözlemledi.

Mikanos’a gittiklerinde bizim güney sahillerine benzeyen özellikle bir ara biz harbiden Mikanos’ta mıyız dedirten bir koy var. Aynen Akvaryum ve Beylik karışımı. Aman tanrım. Her şey doğal; hatta fazlasıyla doğal… Parça mayo tarzı bir şey giymeden sahilde herkes el ele, kol kola yüzüyor, güneşleniyor, vücutlarında siyah beyaz yanma yok. Çünkü her tarafı eşit yanmış.

Madem burada yaşayan herkes her şeyin doğal kalmasından yana işte o zaman var mısınız bizim güney sahillerimizde de böyle bir doğallık yaşatan, organik insana dayalı turizm yapalım. Herkes memnun kalsın, hatta referanduma bile gitsek adadan kimsenin sesi çıkmaz.                                                                                                                                                               

***

Santorini kesinlikle bize hitap etmemiş, çünkü Emin dedi ki “Eşeklerle falan geziyorlar, zaten eşekler yolu kendileri biliyor, deh, çüşşşş gibi kelimelerimiz Yunanca ve Türkçe ortak… Eşekler her iki dilde anlıyor.

Bir ara muhtarımız dedi ki; “Bizdeki araç trafiğini azaltmak için bu eşekleri şehir içinde kullanabiliriz.”

İyi tamam da kardeşim şimdi Santorini’de yüz kiloluk amcam eşeğe binince normal kaçar da bizde tontiş amcanın biri çınar altından iskeleye kadar binse parktaki toplantı yarım kalır, adamı linç ederler. Eminim bizde bu oluşuma tepki verenlerin çoğu orada mutlaka bu eşeğe binmişlerdir.                                                                                       

Muhtarımız dedi ki; “Santori’nin muhtarı çok dertliymiş, Santori’ndeki eşek turlarına bir tek Türkler katılmıyor, gerekirse o yokuşu kan ter içinde çıkıyorlarmış. Herkesin dilinde meyhaneler mevcut. Giden anlata anlata bitiremiyor… Bizim çocuklar demiş ki “Bir de biz görelim şu meyhaneleri nasıl bir yer?” Bir kere orada içilen rakı bizim çocuklara hiçbir etki yapmamış ya da öyle olduğunu zannetmişler. Çünkü onların Facebook’ta yüzlerindeki şişkinlik öyle demiyor?

***

Meyhaneci barbalar bizim gençleri gözü yaşlı uğurlamışlar. Bence adalılık böyle bir şey olsa gerek.

Bizim Muhtar Emin duygusal adamdır. Kim Türkçe konuşuyorsa sarılıp öpüyor, Nikos Amca demiş ki “Her bayram bize on bin Türk gelir, biz bayramları sizden daha çok dört gözle bekleriz, şikayetimiz hiç olmaz. Allah bereket versin sizin sayenizde bu krizde ayaktayız.”

Hatta o sırada bir televizyoncu Türk ağabeyimiz gelmiş, demiş ki “Şimdi Bozcaada ve Gökçeada’dan geliyorum. Orada bir grup insan beni çağırdı, gittim, haber yaptım. Fakat çok kalabalık, otelde bile zor yer buldum. Dünya para verdim.” Nikos Amca demiş ki “Madem öyle; bir ay sonra gitseydin ne plajlarda insan bulursun ne de otellerde… Her yer bomboş. Yeşil doğa, temiz çevre bir ay sonra her yerde bulursun.”

Bizimkiler yolculuğu fırtınalı bir havada tamamlayınca “Aha şimdi oldu. Adaya geldiğimizi anladık” demişler. Güzel havalarda yazın her yer cennet olur da sekiz kuvvetinde poyrazda denizin ortasında olursan o zaman adalılığı anlarsın.

***

Şimdi bu zamanlar fırtına mevsimi. Yazan, çizen, karalayan çok olur da kasımdan sonra ne halimiz varsa hak getire. Muhtarın oğlunun ismi Toprak; bu toprağın çocuğu… Benim kızımın ismi Egenaz; Ege’nin nazlı kızı. Bakın burada yaşayan kaç kişinin çocuğunun ismi ada. Biz bu toprağın çocuklarıyız, çocuklarımız da buranın çocukları belki de onların çocukları da bu toprağın çocukları olacak.

Kimsenin kimseyi ayrıcalıklı bir yere koymasına gerek yok. Biz bundan önce nasıl sahip çıktıysak buranın çocukları gerektiğinde ne kadar ayrılıklar ve aykırılıklar varmış gibi gözükse de yine Bozcaada’ya sahip çıkmasını bilir.

Her şeyi bırakıp buralardan gitsek bile bizim bir yarımız asri mezarlıkta. Onları asla bırakıp gitmeyiz.

Herkese şeker tadında kansız bayramlar.




Bu haber 4433 defa okunmuştur.

Bozcaada Simyon Bozcaada Pide Salonu

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

bozcaada  bozcaada

bozcaada
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
SON HABER YORUMLARI
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR HABERLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
 YUKARI
   
Otomatik olarak 5 saniye sonra kapanacaktır. Reklamı kapatmak için TIKLAYINIZ