Çünkü doğru. Bu yaz Bozcaada’ya gelenler bol bol selfi çekiyor. Bu yıl bir de elinde selfi çubuğu ile dolaşan kafileler var. Birden duruyorlar, çubuğun tepesindeki kameraya gülümseyerek bakıyorlar… Trik… Trik… Trik…
Ve bir sonraki selfiye kadar yollarına devam ediyorlar.
Son yıllarda adanın çeşitli yerlerinde sırf insanlar fotoğraf çeksin diye özel dekor-köşeler hazırlandı. Resimler, çiçekler, süslemeler… İnsanlar onların önünde durup Bozcaada hatırası resimler, çektiriyorlar. Bazıları bu resimleri çektirmek için özel şeyler giyiyor, özel makyajlar yapıyorlar.
Bakıyorum, ada ziyaretçileri arasında bu yaz güzel genç insanlar çoğunlukta. Çoğu da genç kız ve kadın. Sanki Bozcaada sokaklarında bir podyumdalar, sanki buraya bir elemeden sonra gelmişler.
Şunu da söyleyeyim: Rüküş ve şımarık değiller! Peşlerinde paparazziler yok!
Sanki Bozcaada’nın güzel sokaklarına ve evlerine kendi görünüşleriyle uyum sağlamaya çaba gösteriyorlar.
Bozcaada’nın bir çeşit “güzel insanlar fotoğrafhanesi” haline dönüşmesi benim hoşuma gidiyor. Çünkü şu berbat dünyada insanların güzel hissetmeye ihtiyaçları var. Herkesin var. Andy Warhol’un “şöhret”i gibi, kısa bir zaman için de olsa.
Bozcaada onlara bu cesareti ve fırsatı veriyor.
Bu arada gelin ve damatlar, törensel giysileriyle, peşlerinde profesyonel fotoğrafçılarla, sokakları arşınlamaktalar. Kasabanın daracık sokakları bir mutluluk dekoruna dönüşüyor…
İşte size Bozcaada’nın mimari ve doğal dokusunu gözümüz gibi korumamız için bir neden daha!
HALUK ŞAHİN
Bu köşe yazısı daha önce Mendirek Dergisi tarafından yayınlanmıştır.