Güzel bir eylül başlangıcıydı, “Güle Güle” filminin bütün kadroları yerleşmiş hazırlıkları yapılmış, üstat oyuncular akşam gemisinde bekleniyordu. Bütün ada akşam gemisine inmiş son gemiyi bekliyordu. Genelde biz adalılar bunu rutin olarak yapardık, çoğu da sinema oyuncularının o akşam geleceğini bilmeden iskeleye inmişti. Onları karşılarında görünce şaşkına uğramışlardı. Sanki Altın Portakal Film Festivali Bozcaada’da yapılıyor ve bütün oyuncular kortej konvoyundaydı. Biz prodüksiyon ve film ekibi olarak ayrı ayrı görevlendirilmiştik. Rahmetli Zeki Alasya abimizin arabasına ben binmiştim. Zeki abi kalabalığı görünce bütün o çoçuksu tavırlarıyla herkese tek tek bıkıp usanmadan laf yetiştirmiş, herkesle selamlaşmıştı.

Bütün kadro yerleştirildikden sonra, yemekler, yenilmiş planlar yapılmış, Yıldız Kenter ve eşi Şükran Güngör o gece oyunlarını bitirdikten sonra sabah geleceklerdi. Özellikle yapımcı Servet Aksoy, Yıldız Kenter ve eşi ile çok daha seçiçi davranıyorlardı. Rahat etmeleri ve yaşları nedeniyle... Sabah olunca karşılamayı yine biz yaptık. onları kalacakları otele  götürmek istediğimizde rahmetli Yıldız Kenter bize film ekibinin kaldığı oteli öncelikli olarak görmek istediğini söyledi. Film ekibi o zamanlar merkezdeki Ataol Oteli’nde kalıyordu. Otele gittiğimizde kendisinin ve eşinin de burada kalmak istediğini söyledi. Oyuncu kadrosu, diğer oyuncular çeşitli otellerde kalırken, onlar ekiple beraber olmayı ve onlarla yakın durmayı tercih etmişlerdi.

Yıldız Kenter sabah 6’da kalkar, bütün sokakları dolaşır, bağlara giden adalılarla muhabbet eder, balıkçı kahvesinde sabah kahvesini yudumlar, sahnesi olsa da olmasa da sette yerini alırdı. Film çekimleri tamamlandıktan sonra son akşam Şehir Restaurant’ta oturmuşlar, karı koca baş başa yemek yiyorlarken biz iki arkadaş arka masaya geldik. “Afiyet olsun” dedikten sonra masamıza oturduğumuzda bizi masalarına davet ettiler. Çok engin bir deniz ve ada kültürüne sahiptiler. En sonunda vedalaşırken bize, “Çok güzel bir yerde yaşıyorsunuz, buranın kıymetini bilin, eğer biraz daha genç bir insan olarak gelseydim burada yaşamak için çok şeyden feragat ederdim” diye söylemişti.

Hepsi güzel insanlardı, birer birer göçüp gittiler bu dünyadan... Zeki Ökten, Zeki Alasya, Eşref Kolçak, Şükran Güngör ve en son Yıldız Kenter. Güle güle hepinize...