Bugun...

Bozcaada Rehberi

	Elif Çapar
	veterinerhekimelif@gmail.com

Güzel adamın, turkuaz gelinlik giyinmiş denizini izleyerek yazıyorum bu sayıda yazımı. Yine sonsuz huzur, yine binbir mutluluk ve aşkla.

Uzun zamandır her bulduğum fırsatta kaçtığım Bozcaada son yıllarda neredeyse memleketim olmuşken, adayı merak eden dostların da tereddütsüz arayıp ada hakkında bilgi aldığı danışma noktası haline gelmeme de sebep oldu.

Her yıl onlarca tanıdığıma anlatmak, yardımcı olmak zorunda kaldığım Bozcaada'yla ilgili kısa bir tanıtım yazısı karalamak farz oldu anlaşılan.

Öncelikle; her gün defalarca bilgi danıştığımız internet, adayla ilgili de sizlere oldukça faydalı sonuçlar verecektir. Adaya gelmeden önce lütfen araştırın. Ne beklediğinize ve nasıl bir tatil istediğinize karar verin ve yola öyle çıkın. Sonrasında sürprizlerle karşılaşmayın.

Her sokağının, her evinin, her taşının farklı bir hikâyesi var Bozcaada'nın. Öylesine yürüyüp geçmeyin, sosyal medyada paylaşmak için sadece selfie çekmeyin. Kokusunu çekin içinize. Her biri diğerinden güzel restoranlarında yemek yerken, canım mezelerin tadına varın. İçtiğiniz her yudum şarapta gülümseyin. Çünkü burası mutluluk adası. Burda asık suratlara, memnuniyetsiz bakışlara yer yok.

"Deniz çok güzel ama çok soğuk" demeyin. İliklerinizde hissedin tuzu. Gün batımını izlerken konuşmayın, fotoğraf telâşına düşmeyin. Yarın yeniden doğacak güneşi düşünün ve hayatın ne kadar güzel olduğunu.

Tabağınızdaki balığı yanınıza gelen kedilerle paylaşın, onlardan kurtulmaya çalışmak yerine. Yiyemediğiniz ekmekleri kargalara verin, yollarda arabanızla giderken lütfen kirpilere dikkat edin. Burası onların ülkesi, unutmayın!

Bozcaada'ya tatile gelmeyin! Hayatın güzelliklerini keşfedip, her an gülümsemek, huzuru içinize çekmek ve aşkı doyasıya yaşamak için gelin.

“Yok ben yapamam” diyorsanız bi’ zahmet cennet ülkemizin başka bir yerine gidin, bizi aşkımızla huzura bırakın.

Bu yazı Mendirek dergisinin 14. sayısında yer almıştır.

Bu yazı 3764 defa okunmuştur.