Bozcaada, turizmde iki yıldır Nisan, Mayıs hatta ilk yıl Haziran ayını da pandemi nedeniyle kaybetmişti. Bu kez de ekonomik kriz ve savaş gölgesinde Nisan ayına giriyoruz. Bu konular bir kenarda dururken Bozcaada’nın en çok konuştuğu ve endişe ile beklediği konu bu kez, belediyenin devam ettirdiği su hatlarıyla ilgili alt yapı ve üst yapı çalışması...

Günlerdir telefonlarım çalıyor, bu konuda günlerdir de Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz ile irtibat halindeyim.

Son yılların en yalnız, en soğuk kışını geçiren Bozcaada’da yaşayanlar için bir de üstüne alt yapı ve üst yapı çalışmaları nedeniyle delik deşik, toz-çukur içinde kalan yollar ile adeta en zor kışlardan biri geride kalıyor.

BELEDİYENİN EN BÜYÜK YATIRIMLARINDAN BİRİ

Ancak bu bu alt yapı ve üst yapı çalışmaları hakkında “bitecek, yetişmeyecek, Ezine örneği gibi olacak-olmayacak” gibi tartışmaların, endişelerin haricinde kiminle konuşsam -herkese de bunu mutlaka söylüyorum- 14 milyonluk bu yatırım Bozcaada tarihinin de, Bozcaada Belediyesi’nin de en büyük yatırımlarından, en büyük işlerinden biri. Başkan Yılmaz’ın bu işin altından kalkarsa 7 yıllık belediye başkanlığı döneminde yaptığı en büyük proje, gerçekleştiremezse de siyasi hayatını olumsuz olarak etkileyecek bir iş olacak.

Yanılmıyorsam bu iş en son 1982 ya da 83 yılında yapılmış. 1992’de eski belediye başkanı Mustafa Mutay’ın partisi Anavatan’ın iktidarı döneminde adada yapılan en büyük devlet yatırımı olan, suyun anakaradan gelip deniz altından borularla adaya gelmesi, adada da 1982’de yapılan alt yapı ile birleşmesi olmuş. İşte o tarihten bu yıllara gelen bir alt yapı yenilemesi şu an yapılan.

PEKİ, YA YETİŞMEZSE?

Bunca yılın ardından tabii son yıllarda artan işletme sayısı ile yoğun günlerde günde 20 bin kişiye su yetmemeye başladı, sürekli patlaklar olmaya, arızalar art arda gelmeye başladı. Yıllardır hem halkın hem de işletmelerin sezonda en büyük sıkıntısı anakara da ve adada olan su arızaları nedeniyle yaşanan kesintiler. Bu alt yapı ve üst yapının tamamen değişmesinden başka bir çare yoktu. Zira anakaradan gelen suyun üçte biri bu sebeple kayıptı. Bu ciddi bir kayıp.

Neyse uzatmadan sadade geleyim… Nisanın gelmesine iki gün geldi ve ufaktan işletmeler kapısını açmaya başlıyor. İşletmelerde endişe var; “ya yetişmezse?”

YILMAZ: YENİ KAZI OLMAYACAK

Bu artan endişe nedeniyle bugün Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz’ı yeniden aradım. İşletmelerin endişelerini kendilerine aktardım ve bu konuyu yeniden kendisine sordum. 

Başkan Yılmaz, devam eden meyhaneler sokağı ve bir üst sokak (Lemon, Madam Niça sokağı hattı) haricinde artık yeni bir kazı olmayacağını, başka bir yerde yeni kazı yapılmayacağını belirtti. Yani şöyle düşünün; çarşıdaki Güveç Restoran’dan tutun kilisenin üst tarafından sokak hattının arkası olan Ali Baba Retoran’ın ve müzenin olduğu hatta kazı yapılmayacak. 

YILMAZ: 23 NİSAN’A KADAR KALAN İŞLER BİTECEK

Dolayısıyla bir arka sokağın hattına da girilmeyecek. Başkan Yılmaz, adalıların sabrı için teşekkür ettiğini söyleyerek en geç bayram öncesi, 23 Nisan’a kadar kalan bütün işleri tamamlayacaklarını, çukurların kapatılacağını belirtti.

29 Ekim’den sonra da kalan yerlere devam edeceklerini de ekledi sayın başkan. Yani o tarihe kadar adada artık delik, deşik çukur-toz falan kalmayacak.

Bu arada bu 14 milyonluk proje, biraz daha geç kalınsa belki 50 milyonluk bir proje olacaktı bugünkü kur ve artan maliyetler ile. Bu anlamda belediyenin zamanlaması da önemli idi. Yoksa bu zamandaki maliyetlerle altından kimsenin kalkacağı bir iş olamazdı.

ARTAN MALİYETLER MÜTEAHHİTLERİ ZORLUYOR

Ancak yüklenici firma ve müteahhit belediye kadar şanslı değildi. Tabii yeni yılın son ayında birden tarihi rekor kıran kur ve aynı oranda artan maliyetler belediyenin ödeyeceği rakamı etkilemese de başta müteahhit için oldukça büyük bir çıkmaz haline geldi. O dönem müteahhit adadan ayrıldı, belediye devreye girdi tekrardan uzlaşı sağlandı falan biraz zaman kaybı da oldu. Bu konuda ne belediyeyi eleştirebilirim, ne de müteahhiti. Hatta son günlerde gündemi takip edenler sosyal medyadan veya haberlerden inşaat maliyetlerindeki yüksek artışlar nedeniyle kamu müteahhitlerinin iflasın eşiğine geldiğini okumuştur, biliyordur.

Neyse ki biraz zaman kaybı olsa da belediye bu konuyu kendi ödeyeceği meblağı da koruyarak çözdü.

GERÇEKLEŞİRSE YILMAZ’IN EN ÖNEMLİ PROJESİ

Ayrıca 1982’lerden beri kullanılan bu alt yapının ardından yollar kazıldıkça bana öyle fotoğraflar ulaştı ki, benim bile şaşırdığım manzaralar ile karşılaştım. Belediye için bu durum da ayrı bir iş yükü oluşturduğunu söyleyebilirim. Çünkü ev olsun, işletme olsun hepsi yeni arıtma sistemine bağlandı.

Ama başkan Yılmaz buna rağmen projede zaman aşımı da olmayacağını söyledi.

Başkan Yılmaz, tüm sistem, 300’lük ve 1000’lik yeni depo devreye girip, önümüzdeki sonbahar Alaybey Mahallesi de tamamlanınca adada yaşanan ve bezdiren su ile ilgili problemlerin büyük çoğunluğunun bertaraf edileceğini söylüyor.

Eğer başkan Yılmaz söylediği gibi 23 Nisan’a kadar kalan işleri tamamlanırsa, 29 Ekim’den sonra da yarım kalan işleri süresinde tamamlarsa, bana göre bu işten alnının akıyla çıkmış olacak ve hakikaten önemli bir işin altından kalkmış olacak. Ve iki dönemki belediye başkanlığında hanesine yazılacak en büyük projesi, hizmeti sayılacak.

EZİNE ÖRNEĞİNİ YAŞAR MIYIZ?

Ama yukarıda da dediğim gibi, Başkan Yılmaz bu işin altından dediği gibi kalkamazsa hem adada ciddi bir kriz yaşanır hem de siyasi hayatına büyük engel koyar.

Böyle bir süreç yaşanırken birçok kişinin aklına “Acaba Ezine örneğini yaşar mıyız?” sorusu geliyor. Hatırlanacağı üzere Ezine Belediyesi de su hatlarını yenilemeye başlamış ve yıllarca bu durum ilçe içerisinde eziyete dönmüştü. Artan tepkiler üzerine de iddialara göre Adalet ve Kalkınma Partisi mevcut belediye başkanını değil farklı bir ismi aday göstermiş ve seçimi kazanmıştı.