Bugun...
Gestaş Eşitlik ile Anayasa'dan ne anlıyor?


Ümit Aslanbay
uaslanbay@gmail.com
 
 

"Yaz sezonu", artık tüm Bozcaada'ya dayatıldığı gibi diğer adıyla "turizm sezonu" geldi. Hazırlıklar hala sürüyor, bu yıl biraz geç mi kalındı? Göze çarpan; yollar, otoparklar kadar boyanan masalar, dekoratif düzenlemeler gecikmişliğe işaret ediyor. Ana karaya getirip götüren feribot seferleri de henüz aralıksız, kuyrukta beklerken çıldırtan aşamada değil. Verimli bir turizm sezonunda elbet aralıksız ve çıldırtan olması beklenir elbet! Katlanılmalıdır. Acı patlıcanı kırağı çalmaz örneği...

Gestaş'a göre de durum böyledir. Hatta ötesidir. Geçen yaz, karşıya geliş gidişlerde Bozcaadalılar'a az da olsa bir "kontenjan tanınamaz mı" diye soran geçimini turizm ile sağlamayan bir sakinine ilk paragrafta şu yanıtı vermişti:

"Biz Bozcaada'nın dışında Çanakkale Boğazı, Gökçeada, Avşa, Erdek, Marmara, Paşalimanı, Ekinlik adaları, Eceabat, ada olmamalarına rağmen Gelibolu, Lapseki ve Kilitbahirli vatandaşlarımıza, üstüne üstlük (italikler bana ait) Güney Marmara hattına hizmet veriyoruz. Buralardaki vatandaşlar da Bozcaadalılarla aynı durumda sayılır. Dilekçenin olumlu karşılanması halinde tüm bu bölgeler için böyle bir imtiyazın sağlanması gerekliliğinin doğması aşikardır... Bu durum karmaşayı ortaya çıkaracak, Çanakkalemize gelen turistlerin tepkisine yol açma ihtimali yüksektir. İl turizmine olumsuz yansıyacaktır. Takdir edersiniz bu adalarda vatandaşlarımız da geçimini turizmden sağlıyor olması yüksek ihtimaldir"

Çanakkale Boğazı'ndan Marmara'ya, oralardaki tüm adalara ve bağlı oldukları ana karalara hükmeden Gestaş'ın bu halini elbette yedi iklime,  üç kıtaya hükmeden imparatorluklarla karşılaştıramayız ama işinin önemi, büyüklüğü hakkında bir fikir sahibi oluruz. Bu "yüksek ihtimallerle" dolu yanıt karşısında; eziliriz...

GESTAŞ'IN MUHTEŞEM KATKISI!

 

Gestaş, o kadar işinin arasında turizm ile bile uğraşmayan bir kaç kişiyle mi uğraşacaktır?Ama bu Bozcaadalılar'ın hastanede işleri oluyor, tedavileri sürenler, rutin kontrolleri olanlar var. Kırık parçasını, aracını tamir için karşıya getiren götüren var. Evine yatak döşek, branda, kapı pencere, cam alan var. Bayramiç'de, Çanakkale'de, Ezine'deki yakınlarını hastalık vb. zorunlu ziyarete gidenler var... Sayıları az da olsa bu (aralarında turizm ile uğraşanlar vardır) insanların zamanında gidecekleri yerlere ulaşabilmeleri, zamanında evlerine dönebilmeleri; bağ bahçe turizm işlerine), evlerine yatacakları yerlere dönebilmeleri mümkün değil mi?

İşte tam bu noktada, en alttaki son paragrafta Gestaş'ın Anayasa Hukuku'nu ve biraz hukuk bilenleri dahi dumura uğratan muhteşem! yanıtı geliyor:

"...bir vatandaşımıza sırada öncelik hakkı tanımamız, Türkiye Cumhuriyetimizin Anayasası'nın eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir. İlgili maddenin ek fıkrasında 'hiç bir aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır"

Anayasanın bu "lafzi" yorumu, Türk Hukuk literatürüne çok çok önemli katkıdır! Yargıçların genişletilmiş yorumlar yapmasına pek de izin vermeyen içtihat hukukumuzda onlara devrimci bir yol ve ufuk açmaktadır!

Ancak uygulamada çok büyük zorluklar yaratacağı da, dilekçeye verilen yanıttaki sözcükle; "aşikardır."

Örneğin, bir devlet büyüğümüz ya da bakan Bozcaada'ya gelecek, özel aracıyla (ya da şöforü) geldi diyelim, Sayın Gestaş şimdi ona "Efendim Anayasamızın eşitlik ilkesine göre, herkes gibi kuyruğa girmeniz gerekiyor, kaç saat süreceğini sizi ne zaman feribota alabileceğimizi elbet bilemiyoruz" mu diyecektir? Ya da kalkış saatine denk gelen acil bir hastaya "sizi alamıyor muyuz, sıraya girin" mi diyecektir?

Elbette hayır!

Çünkü burada söz konusu olan milleti ve onun öz haklarını (hakkın özü) temsil eden "hukuki" kavramıyla kamudur. Söz konusu olan kamu haklarıdır. Önceliği vardır ve konunun Anayasa'nın "kanun önünde eşitlik" ilkesi ile hiç bir ilgisi yoktur.

Sadece Bozcaadalı sıradan bir vatandaşa uygulanabilir ve işte o zaman da tam da bu açıdan Anayasamızın kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olur. Kaldı ki "pozitif ayrımcılık" diye de baya hukuki bir kavram vardır. *

Sorun, kanunda eşitlikten çok "Adalet" kavramı ile ilgilidir.  John Rawls ünlü kitabında (A Theory of Justice-Bir Adalet Kuramı) sorunu devrim yapmadan, "liberal bir hoşgörüyle" "Hakkaniyet" kavramıyla çözer. Bu "adalet teorisine" göre kabaca formüle edersek, örnek verelim:

- Eğer bir adanın tek bir uçağı varsa, o uçak önce doktorun, sonra diğerininlerin olmalıdır.

Biz de "lafzi" bir yorumda bulunursak:

-Eğer, adada tek bir feribot şirketi varsa, o önce adalıların, sonra turistlerindir. En son Gestaş'ındır.

 

-----------

* Sakatlara, yoksullara, kadınlara gibi pozitif ayrımcılık ve Anayasal eşitlik konularına hiç girmiyorum, Gestaş'ın kafası daha da karışabilir, o kadar işinin yanında bir de bununla uğraşmak zorunda kalsın istemiyorum.

Gestaş: Tartışmaları hala süren ortaklık yapısı ve mali yapılanmaya sahip bir tekel olan (hizmet verdiği hat ve yerlerde başka hiç bir fırmanın limanları kullanmasına, taşımacılık yapmasına izin verilmez) Gestaş kendini kısaca şöyle tanıtıyor: Gestaş Deniz Ulaşım, 2006 yılı Ağustos ayında Çanakkale bölgesindeki iskeleler ve deniz ulaşımının özelleştirme kararıyla Türkiye Denizcilik İşletmeleri'nden (TDİ) Çanakkale İl Özel İdaresi'ne devriyle faaliyetlerine başlamıştır. Şirketimiz, %99.87 hissesine sahip Çanakkale İl Özel İdaresi şirketidir.

 



Bu yazı 2980 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
Bozcaada Bağcılığı
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Adada zincir market açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?


 YUKARI