Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) 12’inci defa Bozcaada’da düzenlendi. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki ekoloji sorunlarına eğilen belgeseller izleyici ile buluşurken, farklı atölyeler de yine BIFED içerisinde yer aldı. Fethi Kayaalp adına verilen Büyük ödül Brezilya-İtalya ortak yapımı “Falling Sky” (Düşen Gökyüzü) filminin oldu.
70’i aşkın ülkeden 500’ü aşan belgeselin başvurduğu BIFED’de dört gün boyunca 45 belgesel gösterildi. Etkileyici belgesellerin ve etkinliklerin ardından BIFED’in kapanış töreninde ödüller sahiplerini buldu.
Fethi Kayaalp adına verilen Ana Yarışma kategorisinde birinciliği, yönetmenliğini Eryk Rocha ve Gabriela Carneiro da Cunha’nın yaptığı Falling Sky (Düşen Gökyüzü), elde ederken, Madam Melpo adına sunulan ikincilik ödülü ise Michael Toledano ve Jennifer Wickham’ın yönettiği Yintah kazandı.
Mansiyon ödülünü Natalie Pietch ve Grzegorz Piekarski’nin yönettiği The Town That Drove Away (Uzaklaşan Kasaba) kazandı. Ödül ve mansiyon ödülü kazananları jüri üyeleri Antonio Bellia, Melisa Önel ve Reine Chahine açıkladı.
Naci Güçhan adına verilen öğrenci ödülünü ise Wojciech Weglarz tarafından yönetilen Bloodline (Köken) isimli belgeseli kazandı.
Festivalde bulunan Polonyalı yönetmen Wojciech Weglarz ödülü aldığı konuşmasında, “Bir öğrenci olarak böyle bir festivale gelebilecek kaynağım yok, BIFED’e öğrencilerle dayanışma gösterdiği, onları üretime ve film çekmeye devam etmeleri için cesaretlendirdikleri için teşekkür ederim” dedi.
İdil Schneider-Bulut Müzik ve Ses ödülünü ise Geographies of Solitude (Yalnızlığın Coğrafyaları) filmi kazandı. Ödülü Dominique Peftitseli takdim etti.
Nakışla Direnişin İzini Süren Filistinli Sanatçı Quttaineh’a selam gönderildi
Bu bölümde, ilham kaynağı olan Filistinli sanatçı Sheeren Quttaineh’a teşekkür edildi.
Filistinli kadınların kimliklerinin, belleğinin ve aidiyet duygusunun bir ifadesi olarak üç bin yıldır varlığını sürdüren Tatreez adlı nakış sanatı anıldı. Sadece bir el işi değil, aynı zamanda toprağın hafızasını ve direnişi anlatan kadim bir lisan olarak öne çıktı.
Filistinli sanatçı Shereen Quttaineh’in hazırladığı Tatreez desenleri, ülkesinin “yasak bitkileri”ne işaret etti. Her bir desen, iğne ve iplik aracılığıyla sessiz bir direnişi, küçük ama anlamlı bir meydan okumayı görünür kıldı. Bir ülkeye duyulan sevgi ve özlem, geçmişe duyulan saygı ve kültürel sürekliliği koruma isteği, bu desenlerde buluştu.
Bu çalışmalar aracılığıyla Quttaineh’e teşekkür edildi; toprakla kurulan kadim bağ ve iyileşme ihtimali yeniden hatırlandı.
Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe: BIFED’in uzun yıllar boyunca Bozcaada’da devam etmesi dileğiyle…
BIFED 2025 ödül töreninde konuşmasını yapan Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe şunları söyledi: Burada ağırladığımız konukların paylaşımları, adanın geleceği üzerine düşünmemize vesile oldu. Her biri kendi alanında bize yeni bakış açıları kazandırdı. Emeği geçen herkese, festival ekibine, konuklara ve izleyicilere içtenlikle teşekkür ediyorum. BIFED’in uzun yıllar boyunca Bozcaada’da devam etmesi dileğiyle.
Festival Yönetmeni Petra Holzer: Paylaştıktan ve bir ara verdikten sonra hepimizin daha zenginleştiğini hissediyorum
Ödül töreninde konuşan festival yönetmeni Petra Holzer, festival öncesi ve festival sırasında emeği geçen herkese teşekkür etti ve şunları söyledi: “Her yıl festivalimizin sonunda olduğu gibi, ben kendimi çok hüzünlü hissediyorum: Yarın herkes ayrılacak ve bizler günlük hayatımıza geri döneceğiz. Aynı zamanda, beraber olduktan, birbirimizi tanıdıktan, paylaştıktan ve bir ara verdikten sonra hepimizin daha zenginleştiğini hissediyorum.
Bazen bu festival bir potlaç gibi geliyor bana: Uzun bir sezonun ardından sahip olduklarımızı paylaşmak. Bu Festival-Şöleni’ne katkıda bulunan herkese teşekkür ederim: sizler, Bozcaada halkı,, film yapımcıları, jüri üyeleri, gazeteciler, çalışanlar ve belediye üyeleri, oda, yemek ve mekan sağlayanlar. Hepiniz bu festivali sıcaklık, iyi enerji ve dayanışma ile ışıldattınız.”
Festival Koordinatörü Ethem Özgüven: Lütfen kendine hata yapma hakkını tanıyın. Mükemmelin altında performans gösterme hakkını da
Ödül töreninde konuşan festival koordinatörü Ethem Özgüven, Filistin ve Yemen’deki insanların bir parça ekmek için mücadele ederken, ABD ve Almanya’daki yiyeceklerinin neredeyse yarısının çöpe atıldığını belirterek konuşmasına devam etti: “Bir şeyin çoğalması, onun gerçek değerini azaltmaz.
Mesela sevgiyi düşünün. Saygıyı, nezaketi. Onlar çoğaldıkça, aslında daha da değerli hale gelirler.
Şuraya bakın — yıllardır birlikte büyüyoruz. Bozcaada’nın insanlarıyla, burada oturan sizlerle birlikte. Biz büyüdükçe değerimiz azaldı mı? Bana öyle gelmiyor. Tam tersine; biz büyüdükçe dayanışmamız güçleniyor. Biz büyüdükçe daha da sağlamlaşıyoruz.”
İŞTE ÖDÜL ALAN BELGESELLER!
BIFED’i takip edenler, festivalin her konudaki tasarımının bir anlam içerdiğini bilirler. Bu yılki ödül heykelciklerimiz, BIFED’in kolektif ruhunu yansıtmak üzere festival sürecinde üretildiler; hem de katılımcılar tarafından 8 Ekim Çarşamba günü, festivalin ilk etkinliği olarak Itırlı Bahçe’de, seramik sanatçıları sevgili Reyhan ve Mustafa Hoşnut bir atölye çalışması düzenlediler. Katılımcılar, onların rehberliğinde Toprak Ana’ya yeni öneriler getirdiler. Yarattıkları eserler, ertesi gün akşam Zübeyde Hanım Çay Bahçesi’nde açık pişirim usulüyle pişirildiler ve cuma sabahı katılımcılar ve oylamaya katılmak isteyen herkes tarafından oylandılar. İşte o ödüllerin sahipleri
Fethi Kayaalp Büyük Ödülü
Birinci: Falling Sky (Düşen Gökyüzü), Eryk Rocha, Gabriela Carneiro da Cunha, Brezilya, İtalya
(Yanomamilerin hikâyesi, yalnız onların varoluş mücadelesi değil, aynı zamanda tüm insanlığa yöneltilmiş kadim bir uyarı, güçlü bir çağrıydı. “Siz beyazların gerçekten ağladığı tek şey paradır,” diyor lider Kopenawa ve ekliyor “son şaman öldüğünde artık ruhlar gökyüzünü tutmayacak ve felaket hüküm sürmeye başlayacak.)
Madam Malepho İkincilik Ödülü: Yintah by Michael Toledano, Jennifer Wickham, Brenda Michell, Kanada,
(Wet’suwet’en halkının tüm bireyleri uğradıkları haksızlık sonucu birer toprak savunucusuna dönüşür. Belki topraklarından boru hattı geçirecek dev şirketi, onunla iş birliği yapan hükümeti ve başka kurumları aşamazlar ama mücadeleleri, projenin yıllarca gecikmesine ve büyük zarara uğramasına sebep olur. “Yintah”, uğruna mücadele verdikleri topraktır.)
Jüri Özel Mansiyon: The Town That Drove Away (Uzaklaşan Kasaba), Natalie Pietch, Grzegorz Piekarski, Polonya
(Filmin yönetmenleri, altı yıl boyunca yaptıkları araştırma ve çekimlerle, 12 bin yıllık tarihe sahip bir kentin “sürgün edilişini” belgeliyorlar. Kadim kent Hasankeyf’in baraj sularının altında kalışının yarattığı kültürel yok oluşu ve evleri, toprakları, hayvanları ellerinden alınan yerel halka dayatılan zorunlu göçün, insanların gündelik yaşamlarını nasıl etkilediğini anlatıyorlar. Filmde bir anlatıcı yok, röportajlar yok, yalnızca gerçek sesler ve etkileyici bir görsel hikâye var. “Kendi sesimizi çok fazla kullanmamaya ve izleyicinin yorumlayışına alan bırakmaya çalıştık.” diyerek izah ediyorlar bu tercihi. Belediye hoparlörlerinden yükselen absürt anonslar, dev iş makinelerinin çıkardığı sesler ve yarattıkları dev hafriyat görüntüleri distopik bir dünya yaratıyor belgeselde. Bu distopik dünyada, Çoban Rengin ile ailesi ve Berber Burak, kendilerine vadedilen “modern” yaşamla, bildikleri ve sevdikleri yaşam arasında sıkışıp kalan Hasankeyf halkının birer sembolü gibiler. Evlerde ve berber dükkânında dönen muhabbetlerdeki mizah, günlük yaşamın gerekleri, yaşamın devamlılığının bir işareti. İnsan sormadan edemiyor, bu gerçekten de yalnızca bir baraj projesi miydi?)
Naci Güçhan Öğrenci Ödülü
Kazanan: Köken (Bloodline) Wojciech Weglarz, Polonya
(Yalnızca insanlığın problemi gibi görünen bir krizi, bir bizonun gözünden, içe dönük biçimde inceleyen ve ulusal sınırların keyfîliği, insanın doğa üzerindeki etkileri ve görünmez kurbanları önümüze seren, gerçekten çok etkileyici film Köken, seyircinin de büyük beğenisini kazanmıştı.)
İdil Schneider-Bulut Ses Ödülü:
Kazanan: Geographies of Solitude (Yalnızlığın Coğrafyaları), Jacquelyn Mills, Kanada
(Kuzeybatı Atlantik Okyanusu’nda, Kanada’nın Nova Scotia eyaletinin açıklarında yer alan Sable Adası’nın nüfusunu atlar, kuşlar, foklar ve Zoe Lucas oluşturuyor. Zoe adaya ilk kez 70’li yıllarda, sanat ve tasarım öğrencisiyken gidiyor. El değmemiş bu kara parçasına ama en çok da üzerinde yaşayan atlara hayran oluyor ve bundan böyle yılın 8-10 ayını adada geçirmeye başlıyor. Artık o, biyoçeşitlilik konusunda uzman bir bilim insanı, araştırmacı, arşivci ve bir çevre aktivisti. Yönetmen, Zoe’yi adadaki günlük yürüyüşleri sırasında takip ediyor, bitki ve hayvan gözlemlerini 16 mm’lik filme kaydediyor. Ne yazık ki Sable Adası’nın pastoral bir şiiri çağrıştıran kumsalları, yıldızlı gökyüzü, atlar, çayırlar ve Mills’in olağanüstü fotoğrafları bile bizi plastik gerçeğinden uzaklaştıramıyor. Zoe, kuş cesetlerindeki plastiği ve sahile vuran çöpleri de aynı titizlikle araştırıyor, sonuçlar çıkarmaya uğraşıyor. Birbirlerinden ilham alan iki kadının şahsında bilim ve sanatı buluşturan belgesel, bugüne kadar otuz beşten fazla uluslararası ödüle değer bulundu…)
Destek ve dayanışma
BIFED; Green Film Network (GFN) üyesi olarak Bozcaada Belediyesi’nin ev sahipliğinde, KIA Türkiye (ana sponsor), Avusturya Kültür Forumu ve yerel işletmelerin güçlü desteğiyle düzenleniyor. Rengigül, Aral Çiftliği, Bağ Badem Konukevi, Umut Deniz ve Nil Ada Konukevi, Deliasma, Bozcaada Pansiyon, Nefes Ada Evleri gibi çok sayıda yerel kurum ve işletme festivale gönülden katkı sunuyor.
Hepsinin ötesinde, BIFED’in en büyük gücü, elbette ki on iki yıldır festivallerine sahip çıkan Bozcaada halkı. Bu destek sayesinde BIFED, yalnızca bir ekolojik belgesel festivali değil, aynı zamanda dayanışma ve kolektif üretimin simgesi haline geliyor.
Herkesi, Ekim ayında Bozcaada’da ekolojik belgesel, doğa ve toplumsal dayanışmanın iyileştirici gücünü paylaşmaya davet ediyoruz. Festival hakkında ayrıntılı bilgi için bifed.org ve @bifed_doc sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz.