. Ancak Uğurtuğ yaptığı açıklamada eleştirilerin tam tersine bazı kıstaslar içerisinde plajların ve koyların işletilmeye verilmesini savundu. Yerel yönetimin Beylik ve diğer plajların durumundan haberi olduğunu da iddia etti.  Bozcaada Haber'e konuşan Doğayı Koruma Derneği Başkanı Sönmez Uğurtu ile gündeme dair her detayı konuştuk!

 Yerel yönetimin Beylik ve diğer plajların durumundan haberi olduğunu da iddia etti.  Bozcaada Haber'e konuşan Doğayı Koruma Derneği Başkanı Sönmez Uğurtu ile gündeme dair her detayı konuştuk!

Bozcaada'nın koylarının ve plajlarının yerel yönetimin haberi ve bilgisi olmadan şahıslara verilmesi konusundaki görüşünüz nedir?

Ben sahillerin bakımlı olması, pisliklerin temizlenmesi, deniz kirliliğinin önlenmesi için sahiplenilmesinin taraftarıyım. Ama belirli kıstaslar içinde olması lazım. Bizi rahatsız edecek şey orada yapılacak olan tuvaletler için sahillerin dışında, kenar çizgisinin haricinde, üç - beş tonluk sızdırmaz plastik bidonların gömülmesi lazım ki belediye vidanjörü ile bunlar alınıp bertaraf edilebilsin. Onun haricinde de bütün sahiller zaten kamuya, herkese açık, ama belirli kısımları da buradaki işletmelere verilecek. Bu, sırf o kişilere pazarlamak değil, herkes istediği şekilde faydalanacak demek.

Peki, bu sahiller ranta dayalı ve kötü şahısların eline geçme olasılığı yok mu?

Hayır işte. Onun içindir ki zaten adadaki yerleşik düzende yaşayan, belediyeyi iyi bilen, belediyenin o şahısların tanıması, kaymakamlığın tanıması, bu şahısların hiç olmazsa adanın insanlarına hükmedebilme imkânına sahibiz. Ama dışarıdan gelen, sırf bunu kazanç amacıyla işletmeye kalkarlarsa orda biraz güçlük çekebiliriz.

Bu yasa ve yönetmelik ile bu nasıl önlenebilir? Bunun önlenmesi mümkün mü?

Bunun önlenmesi de ihaleye girecek kişilerin yeterlilik belgesi olması gerekiyor. Veyahut da adadan insanların olması, adanın insanı olması… 

(Tekrar soruyoruz) Peki sizce mevcut yönetmeliğe göre bu mümkün mü?

Tabii ki mümkün! Tabii ki.

Ama Beylik Koyu özel bir şahsa verilirken yerel yönetiminin haberi veya bilgisi bile olmamış?

Yok, haberi var yerel yönetimin. Belediye Başkanlığı da, onlar da (Kaymakamlığı kast ediyor) üç plaj için başvurmuş. Fakat Belediye'nin söylediğine göre Beylik Koyu şahsa verildikten sonra başvuru yapılmış. Amaçlarının da şahısların eline geçmemesi için olduğunu söylediler. Ama daha önceden bunların hepsi biliniyordu. İsim zikretmeye gerek yok ama kaç kişi buralar için dilekçeler verdi… 

Sönmez bey sizin de bu plajlardan bir tanesi için başvuru yaptığınız söyleniyor. Eğer siz işletmeye almış olsaydınız nasıl bir işletme yapmayı düşünüyordunuz?  Sadece Ayazma plajında olduğu gibi şezlong ücreti mi alacaktınız? 

Ayazma Plajı’nda sahil şezlong dolu. O kadar şezlong da kumsaldaki mantarlaşmaya sebep oluyor. Hâlbuki daha az şezlong ile isteğe göre cevap verilmiş olsa zaten diğer koyların açılmış olmasıyla Ayazma’daki yoğunluk hiç olmasa bir parça azalır. İşte bunun için söylüyorum bunları belirli kıstasları belirli bir kullanma şekillerinin olması lazım. Yoksa bütün şezlongları koy, oradaki kum havalanmazsa, güneşi görmezse daha kötü.

Sizin bu plajların tesisleşmesiyle ilgili endişeleriniz yok mu? Her ne kadar plajlar işletilmeye verilse de halkın orada plaja girmesi, denizden ve kumdan yararlanma hakkı var. Ancak  işletme sahibi bu tür kişileri rahatsız ederek, uygun ortam bırakmayarak bir şekilde plajın gerçek sahibi gibi davranmaya başlıyor. Buradaki koylarda da aynı şey olabilir mi?  Hatta bunun adada örneği yok mu?

Hayır, kesinlikle! O bahsi geçen otelin ayrıcalığı var. O otelin imar durumu farklı. Sahil ona ait  yani. Arkada bir tesisi var. Yapılmış bir tesisin önünü kullanıyor. Tesisin önü de denize sıfır zaten. Betonlaşmış bir durumda oraya da şezlongunu koyuyorsa, bir şey yapıyorsa ki o işletme de oraya bir yatırım yapmış haliyle, o yatırımı amorti etmesi açısından ücret alacak. Fakat sahiller öyle değil. Sahilde herkes havlusunu da koyar, denize de girer, güneşlenir de. Ha oradaki işletmenin malzemesini kullanmaya kalkarsa, belirli bir ücret ödeyecek. Yoksa şahsa verildi diye oraya herkes giremez, yatamaz diye bir şey yok.

Peki, siz bu koyların ve plajların hiç bir ihale ya da ilan verilmeden şahıslara verilmesine nasıl bakıyorsunuz?

Bunun eksikliği şu açıdan: Yerel yönetimin haberi yoksa diye değerlendirmiyorum. Mutlaka ve mutlaka buranın haberi olması lazım. “Bunlar verilecek” denmeden evvel zaten Milli Emlak ile bunlar görüşülerek yapılıyor. Oradaki yerin arkasındaki arsanın sahibi var mı, yok mu, Milli Emlak'a mı ait, yoksa devletin tasarrufu altında mı bunlara bakılıyor.

Fakat yerel yönetim de bu durumdan yakınarak kendilerine hiç bir şekilde haber ve bildiri yapılmadığını söylüyorlar. Özellikle de Beylik Koyu'nun durumunu öğrenince şaşırdıklarını dile getiriyorlar.  Siz de haberi olduğunuzu söylüyorsunuz. Yani demek ki ortada bir yanlış ya da yalan var…

Ya da haber eksikliği var... Benim bildiğim 2012 senesinde bu yasa çıktı, 2013 yılında da uygulanmaya başlanıldı. Türkiye genelinde birçok yer, bu tip işletmeler, hepsi ihale ile veya dilekçe ile başvuruyorlar. Ama dilekçeyi benim bildiğim kadarı ile gerek yerel, gerekse Ankara’da Bakanlıklar üzerinde projelendirdikten sonra o kişilerin işletmeci sıfatlarına göre de verildiğini biliyorum. 

Sizin konuya bu  şekildeki yaklaşımınızdan sonra, konuyu sizin de bir plaj işletmek için başvuru yaptığınıza bağlayabilirler mi? Böyle bir tepki ya da algı oluşabilir mi?

Ama ben resmiyet kazanmadım. Ben ilk başta alt yapıyı oluşturmak için bunu şifahen sordum. Orasının da birinci dereceden sit alanı olduğunu öğrendim.

Sönmez Bey açıklamalarınız için teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben sahillerin verilmesinden yanayım. Nedenine gelince… Bütün bir yaz üç - beş  arkadaş temizlik yapıyoruz. Kumsalların altında çocuk bezinden tutun, sahilde tuvalet olmadığı için denize dışkısını yapanlar ve daha neler neler görüyoruz. Eskiden Ayazma’ya ayak bastığımızda kuma gömülüyordu ayağımız. Şimdi Ayazma betona döndü