Salhane İhalesi’nin yapıldığı gün kaleme aldığım yazıda; Şimdilerde kimliksiz bir Bozcaada’nın olduğunu, Bozcaada’nın, üzüm, şarap, balıkçılık, tarih, ne de başkaca kimliği ile öne çıkamadığını belirtmiş, bir kültür ve sanat adası olabileceğini ifade etmiştim. Belediyeye ait ihale edilen mekânın da kültür ve sanat faaliyetleri boyutunda çok önemli olabileceğine değinmiştim.

Yazıyı okuyan ya da duyanlardan çok olumlu tepkiler aldım.

Bugün Çiçek Pastanesi’nde arkadaşlar ile oturuyorduk. Belediye başkanımız Hakan Can Yılmaz da birkaç masa ilerimize yanındaki kişilerle oturdu. Selamlaştık. Sonrasında Hakan beyin şu sözünü işittim: “Ahmet bey, Salhane İhalesi’ni duydunuz mu?

Bilindiği üzere 15 günlük yasal bekleme süresi sonunda Salhane ihalesi İTA Amiri (Bozcaada Belediye Başkanı) tarafından onaylanmamıştı. “evet duydum. Kanımca olması gerekendi.” Diye başkanı yanıtladım.

İhalenin onaylanmadığını biliyordum. Ancak daha tafsilatlı bir açıklamanın yapılması beklemiş ve bu nedenle de konu hakkında bir başka yazı yazmamıştım. Aradan geçen süre içinde detaylı bilgi içeren bir açıklama da yapılmadı. Bu ihalenin önce düzenlenip sonra onaylanmaması hakkında bir açıklamanın daha sonra da yapılacağına ihtimal vermediğimden, oluşan yeni duruma ait düşüncelerimi ifade etmeyi uygun buldum.
İhalenin iptal edilmesini, bir yanlış adımdan dönülmüş olarak kabul edip olumlu buluyorum. Ancak devamının gelmesi gerektiğini ve bu mekânın; Bozcaada insanlarının hepsini kucaklayacak, şu veya bu kişiler ile grupların tasarrufunda olmayan bir kültür sanat yuvası olarak kullanılmasının daha uygun ve hayırlı olacağını düşünüyorum.