Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen; dünya adına, ülkemiz adına, güzeller güzel Bozcaada’mız adına umutlarla dolu yeni bir yılı karşılarken, sizle bir hikâyeyi paylaşmak istedim öncelikle…

“4.yüzyılda Antalya, Demre’de yaşadığına inanılan Noel Baba; aziz Santa Claus, Saint Nicholas, Saint Nick, Father Christmas, Kris Kringle, Santy veya Santa gibi birçok isimle anılmaktadır. Kuşaktan kuşağa aktarılan hikâyeye göre, çocuklar Noel Baba’ya mektupla istediklerini yazarlar, Noel Baba da eşi ve elfleriyle beraber onlar için hediyeler hazırlar ve noel gecesi, uçan bir kar kızağıyla evlerin çatılarına konarak bacadan girer ve hediyelerini çam ağaçlarının altına bırakır. Bu serüven sırasında Dasher, Dancer, Prancer, Vixen, Comet, Cupid, Donder, Blitzen ve kırmızı burunlu Rudolph isimli 9 ren geyiği gece boyunca yardımsever azize yol arkadaşlığı yapar.

Uçan bir geyiği gören henüz olmadı. Koca göbekli bir ihtiyarın o daracık bacalardan nasıl geçtiği de akıllarda ayrı bir soru işareti tabi… Hakkında çıkarılmış onlarca rivayet gibi bu da dilden dile anlatılmış hikâyelerden biri. Şimdilerde bu anlatılanlar bize komik gelse de, Noel Baba’nın çocukken rüyalarımızı süslediğini birçoğumuz inkâr edemeyiz sanırım.”

Gelelim şu hediye meselesine...

Özel günlerde âdetimizdir hediye almak sevdiklerimize. Bazen bir kitap, bir kazak, bir küpe bazense bir kravat… Çeşit çeşit, renk renk, her zevke farklı… Sonsuz seçim şansımız varken hâli hazırda, peki bir “hayvan” neden? Özel olsun, sürpriz olsun derken bir canın günahına girmek neden?

Bunca yıllık mesleki deneyimlerim ve özel hayatıma baktığımda onlarca hatta yüzlerce felaket sayabilirim size bu konuda. Bir evcil hayvan mağazasının önünden geçerken, vitrinden merakla bakan şirin bir pisicik ya da yaramaz bir köpek yavrusu nasıl da sevimli gelir gözümüze… Oysa bir anlık kararla hediye alınan o minicik canın sonu maalesef çoğunlukla ya sokak olmakta ya da barınak…

Hediye etmeyi planladığımız kişiyi hiç düşünmeden veriyoruz bu kararı. Oysa öyle çok şey var ki dikkate almamız gereken. Mesela evi müsait mi bir hayvan beslemeye? Ya da mesleği, işi uygun mu ona zaman ayırmaya? Peki ya maddi durumu yeterli mi bir canın sorumluluğunu almaya? Ortalama 15 yıl, hayatını bir tüylü şımarıkla geçirmeye gönlü razı mı peki? Bu ve bunun gibi pek çok detayı göze alabilecek mi?

Unutmayın bir “hayvan” asla hediye olamaz. Karşı tarafı zor durumda bırakmamak, sevimli dostumuzun da sokaklara ya da barınağa terk edilmesine sebep olmamak için; hayvanlara, çevreye ve doğaya aşık Bozcaada’lılar ve ada sevdalıları olarak, gelin bu yılbaşı bir zeytin fidanı hediye edin sevdiklerinize ve kendinize. Umutlu yarınlar için hep birlikte bir adım atalım diye…