Bugun...
Bağ evlerinin çatılarında güneş açar mı?


Mustafa Dermanlı
mdermanli@gmail.com
 
 

Güneş enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde en ucuz ve en temiz olanı. Ülkemizde de son dönemde güneşe dair teşvikler ve yatırımlar artarken, bu durum halk ve yatırımcıda karşılık buluyor. Öncelikle –sıkılmazsanız eğer- güneşin Türkiye’deki ve dünyadaki durumundan biraz bahsettikten sonra, Bozcaada ölçeğinde “kulağınıza su kaçırmak” niyetindeyim.

Dünyada rüzgâr enerjisinin 2010 yılında kurulu gücü 200 gW iken, 2016 yılı sonunda geldiği nokta yaklaşık %150 oranında artış ile 486 GW olmuş. Güneş enerjisinin ise 2010 yılında kurulu gücü 40 gW iken, 2016 yılı sonunda  yaklaşık %650 artarak 303gW’ye ulaşmış durumda. (Kaynaklar: GWEC, REN21). Burada aktarmak istediğim güneş enerjisinin ne derecede hızla önemli bir noktaya geldiği... 

Güneşe yatırım bir devlet politikası olarak son birkaç yılda teşvik ediliyor, yatırımcıya YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) aracılığıyla destekler sağlanıyor. Devlet üretilen güneş enerjisini oldukça iyi bir rakamdan alım garantisi sağlıyor. Bu yatırım ve kapasite artışları o denli önemli noktada ki, 2016 yılında dünyada en büyük kapasite artışını yapan ülke Çin, ikincisi ise Türkiye. (Kaynak: REN21)

ONCA GÜNEŞE RAĞMEN, %1 BİLE DEĞİL!

Elbette enerjiden bu kadar bahsederken tasarrufun önemini en azından yazının bir noktasında geçirmemiz, aslında enerji devriminin en önemli hamlesinin çok tüketmek değil “az tüketmek” olduğunu belirtmem gerekiyor. Uzmanlar tasarrufun eğer etkili kullanılırsa bugün Türkiye’nin tüketimini %20’ye yakın bir oranda azaltacağını söylüyor. 
Tabii ki tüm bu yatırımlar, kapasite artışları yine de Türkiye’de güneş enerjisinin istenen noktaya gelmesi için biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Ülkemizin toplam üretimi içerisinde Güneş Enerji Sistemi (GES) payı %1’in altında. (Kaynak: EMO-TEİAŞ)

Fakat yine de henüz yeterli noktada olamasak da GÜNDER’in verilerine göre 2014 yılında 40 mW olan GES kurulu gücümüz, 2017 Ekim ayında tam 51 kat artarak 2.060 mW’ye kadar yükselmiş durumda. Hedefse 2023 yılı projeksiyonunda bu rakamı 5.000 mW’ye kadar yükseltmek. 

Evet tüm sıkıcı ama aslında işin temelinde güneşin gelişimini gösteren verilerden sonra Bozcaada’yı ilgilendiren kısma gelmek lazım. Bozcaada güneş enerjisinden faydalanabilir mi? Faydalanırsa bu nasıl olur? Üretilen enerjinin öztüketim haricinde kalan kısmı satılabilir mi? İşte bu sorular hem adamız için, hem de daha çevreci, temiz bir ülke özlemi içinde olan herkes için önemlidir diye düşünüyorum.

ENERJİ KONUSUNDA BİRÇOK ŞEYİN ÖNÜ AÇILIYOR

Resmi Gazete’de 18 Ocak’ta yayınlanarak yürürlüğe giren karar (*) ile çatılarda güneş enerjisi kurulumunun önündeki engellerden bir kısmı daha ortadan kalkmış oldu. Bu uzun zamandır beklenen, aslında önü açıkmış gibi görünen ama bir çok sıkıntıyı bünyesinde barındıran bir konuydu. 

Karara göre, abone çatısına sözleşme gücünü (Elektrik faturanızda yazmakta) aşmamak kaydıyla, en fazla 10 kW’a kadar lisanssız kurulum yapılabilecek, ihtiyaç fazlasını da şebekeye satabilecek. Ayrıca önemli bir nokta daha var: Devlet, satılmak istenen enerjinin kW’sini 13,3 $ cent’ten 10 yıl boyunca satın alma garantisi veriyor. 

Bu noktada benim en sık duyduğum şey, “Çanakkale’nin güneşi o kadar fazla değil” cümlesi. Meteroloji Genel Müdürlüğü sitesindeki verilere göre Çanakkale’nin günlük ortalama güneşlenme süresi 7 saat 15 dakika. Teknik ve matematiksel hesapları buraya taşımayacağım ama bu gayet iyi bir oran. Nasıl iyi? Yaptığınız yatırımı kullanarak ve satarak 6-7 senede geri alan, sonraki senelerde de yine kullanarak ve satmaya devam ederek para kazanabileceğiniz iyilikte bir durum. Panellerin ömrünün iyi verimlilikte ortalama 12 yıl, orta ve az  verimlilikte +8 yıl daha kullanıldığını da belirtmem gerek (Düzeltme: Yazı kaleme alınıp yayınlandıktan sonra GÜNDER'den Faruk Telemcioğlu'nun değerli katkısı şu şekilde: Panellerin %80 verimli kullanılma sınırı 25 yıl, yani 25 yıl sonra verimin %20 düşmesi öngörülüyor. Bu da laboratuvar ortamında yaşlandırma testi ile belgelenebiliyor). Ayrıca para kazanmak bir yana dursun, temiz enerjiye bireysel bir katkı sunmak, üretimi bireyselleştirmek benim açımdan daha da önemli. 

KOOPERATİFLERİN AVANTAJLARI ÇOK FAZLA

Bu noktada bürokrasi her zaman yorucu olmuştur. Hem parasal, hem de zaman anlamında maliyetlidir. Bunu asgariye indirmenin adaletli, kolektif, paylaşımcı ve kolaylaştırıcı bir yolu da “enerji kooperatifleri”. Son 1 yıl içerisinde Türkiye’de birçok enerji kooperatifi kuruldu. Kurulmaya da devam ediyor. Kooperatif olarak hareket etmenin fazlaca avantajı var. Bu avantajlar bu yazıya sığmaz ama kooperatifin ilk adımını atacak 7 öncü bulmak birlikte bu işe başlamanın ‘abece’si demek. 

Bu noktada, “Adanın rüzgârı daha iyi, rüzgâr enerji santralı kursak daha iyi olmaz mı?” sorusu da illa ki sorulacaktır. Ben, Resmi Gazete’de yayınlanan ve çatılardaki güneş panelleriyle alakalı bir düzenleme olduğu için bu yazıyı kaleme aldım. Fakat kısaca belirtmem gerekir ki, rüzgâr kurulum maliyetleri 2013 yılında rüzgâr lehine yarı yarıya daha ucuzken, bugün fiyatlar bire bir aynı seviyelere geldi. İki sene içerisinde de güneş bariz bir farkla daha ucuz olacak. Ayrıca devlet üretilen güneş enerjisinin kW’sini 13,3 $ cent’ten alım garantisi verirken, rüzgâr için bu rakam neredeyse yarısı oranında; 7,3 $ cent. Dediğim gibi bu yazı bir karşılaştırma yazısından ziyade, temiz enerjiye geçişte Bozcaada’da yaşayanların, özellikle de bağ evi sahiplerinin “kulağına su kaçırmak” için yazıldı. Yoksa dileyen tabii ki rüzgâr türbini dikebilir.

Bu noktada “Neden çatılar?” sorusu da gelecektir. Bu konuda Bozcaada’yı çok iyi kapsayan bir raporu geçen günlerde GÜNDER hazırladı. Şöyle ki;

- Çatılar boş, kullanılmıyor.
- Araziler (ada için bağlar) bu iş için kullanılmamış oluyor.
- Kaynağında tüketimin önü açılıyor. 
- Şebeke üzerindeki yük azalıyor (Off-Grid bir sistem için). 
- İletim ve dağıtım kayıpları önleniyor. 
- Teknoloji ve enerji tasarrufu topluma yayılmış oluyor.
- Küçük sermayelerle, büyük kurulumlar gerçekleşiyor.
- Yerel istihdam sağlanıyor.
- Kısa sürede kurulabiliyor.


Bu maddelerin tamamı üzerine uzun uzun konuşulabilir, yazılabilir elbette.

YEŞİL VE TEMİZ BİR ADA ÖZLEMİ

Evet, yazı çok uzadı. Devletin yerli malı panel kullanımındaki teşviklerinden, kooperatif şemsiyesi altında yapılacak güzel bir projeyle başta TKDK olmak üzere bazı kurumlardan%50-55 dolayında hibe desteği alınabileceğinden bahsetmedim bile... 

Türkiye’de güneş enerjisi adına olumlu gelişmeler oluyor. Adada bir enerji kooperatifinin kurulduğu, evlerin çatısındaki güneş panelleriyle kendi enerjisini ürettiği, fazlasını satıp yatırım maliyetini de kısa sürede geri aldığı bir sistem neden olmasın... Bu proje belki çoğunuza ütopik gelebilir. Biraz da öyle hakikaten... Ama adaya gelecek turistin bile tercihlerinde bu “yeşil ve temiz ada” özelliğinin belirleyici bir kriter olabileceğini de eklemek isterim. Avrupa’da yeni yeni örnekleri karşımıza çıkmaya başladı. 

Yazının bu satırına kadar okuduysanız sabrınıza teşekkür ederim. Güneş veya herhangi bir enerji şirketinde çalışmadığımı, herhangi bir firmayla ilişkim olmadığını, fakat uzun süredir enerji konusunda araştırmalar yaptığımı, çalıştaylara ve eğitimlere katıldığımı da belirtmeliyim. Hepinize güneşli günler.

(*) http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/01/20180118.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/01/20180118.htm

 



Bu yazı 6428 defa okunmuştur.

YORUMLAR

mustafa tamyürek
24-01-2018 07:52:00

mustafa dermanlı,rnöncelikle yazı için emeğine ve zihnine sağlık. benim için oldukça özet ve anlaşılır bir yazı.rnbeni kooperatif kısmı çok heyecanlandırdı. umarım sonrası gelişmeler olduğunda haberdar oluruz.rnbu gerçekleşebilir bence....rnsaygılar

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
Bozcaada Bağcılığı
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Adada zincir market açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?


 YUKARI