CHP'de sürekli değişen dengeler tarihi

CHP Bozcaada İlçe Başkanlığı önümüzdeki perşembe günü yeni ilçe başkanını seçecek. CHP 2014 yılında belediye başkanlığını alırken, "12 ay yaşayan Bozcaada" sloganı ile yola çıksa da adada her kış git gide yaşayan vatandaş sayısı azalıyor. Ama CHP içinde sıkça yaşanan gelişmeler ile de adada kışımızı ısıtmayı, hareketlendirmeyi de başarıyor diyebiliriz.

2014 seçimlerinde 25 yılın ardından Bozcaada'da iktidara gelen CHP'nin 2019'da yeniden belediye başkanlığını kazanması ile CHP Bozcaada'da çok daha güçlü, çok daha etkili ve daha birlik bütünlük içinde olması gerekirken aslında durumun dışardan bile bakıldığında öyle olmadığı anlaşılıyor.

O DÖNEM YAVUZ AİLESİNİN BÜYÜK DESTEĞİ VARDI

Hatırlarsınız, Hakan Can Yılmaz ile 25 yıl sonra CHP Bozcaada'da iktidara geldiğinde ilçe başkanlığı koltuğunda Mehmet Yavuz vardı. 2014 öncesinde Hakan başkanı adaylık yolculuğuna hazırlayan en kuvvetli isimlerdi o zaman Yavuz ailesi. Tabii o zaman muhalefette olan CHP Bozcaada örgütü daha iç içe, daha birlikte bir portre çiziyordu. 2014 seçimlerinde CHP adayı demokratik bir seçimle belirlenmiş, yarışa üç isim katılmıştı.

Hakan başkanın ise en büyük rakibi Muharrem Yıldız idi. Muharrem Yıldız da yılların CHP'lisi, doğma-büyüme adalı, ODTÜ mezunu, Çanakkale'de üniversitede öğretim görevlisi, kahvede de oturur, restorana da gider, adada her kesimle hasbihal eder. Hakan başkan ise adada yaklaşık 15 yıldır görev yapmış, doktor olarak girmediği ev kalmamış, şimdiki gibi değil daha çok insan içinde, daha çok halkın arasında gözükürdü. Nitekim CHP Bozcaada örgütü, belediye başkanı adaylığına adada doğmuş-büyümüş, kendi partisinden olan ODTÜ’lü bir öğretim görevlisini, kendi çocuğunu değil de 15 yıldır adada görev yapan, sevilen-sayılan bir doktoru seçti.

CHP’DE BİRLİK-BERABERLİK PEK KALMADI

Ön seçimi farklı kazanan ve sonrasında belediye başkanlığı koltuğuna da oturan Hakan Can Yılmaz'a Mehmet Yavuz'dan tutun da şimdi karşı karşıya gelen Hüseyin Durmuş, Yahya Göztepe gibi birçok önemli isim tam destek vermişti. İşin güzel tarafı ön seçim sonrasında da parti içindeki bu birlik ve beraberlik bozulmamıştı.

Ama bu parti içindeki birlik ve beraberlik de pek uzun sürmedi.

25 yıl aradan sonra 2014'te iktidara gelen CHP'de aktif ve etkisi bulunan bir avuç partili, bazen genel siyasette bile göremeyeceğimiz politik duruşlar ve davranışlar sergiledi.

CHP'de neler oluyor?

Kısaca geçmişe dönerek anlatayım... 2014'te iktidara gelen CHP'de yönetimin 3'te 2'si daha bir sene geçmeden, 16 Ocak 2015 sabahı ilçe başkanı Mehmet Yavuz'un haberi bile olmadan basmıştı istifasını. 25 yıl sonra CHP'yi Bozcaada’da iktidara taşıyan partinin ilçe başkanı Yavuz koltuğundan olacaktı. Hatta başkanlığı düştüğünden habersiz olan ilçe başkanı Yavuz da flaş istifaları Bozcaada Haber'den öğrenecekti. Neyse ki CHP'de yaşayan bu deprem ertesi gün istifaların geri çekilmesi ile son buldu. Bu arada sadece Hüseyin Durmuş ve Hamdi Ünal istifalarını geri çekmemişti. O Hüseyin Durmuş ki sonradan Mehmet Yavuz'un koltuğuna oturacak, Aralık 2013’teki önseçimde Başkan Yılmaz’a karşı çalışıp kaybedecek, iki dönem sonra da belediye başkanına karşı yaşanan bir olaydan sonra ilçe başkanlığından da istifa edecekti.

DURMUŞ’UN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BAŞKAN YILMAZ

Mehmet Yavuz'a karşı yapılan bu hamlenin nedeni ise Yavuz'un oğlunun Zübeyde Hanım Parkı ve kordondaki belediyeye ait iş yerinin adalı işletmecisi tarafından kiralanması ya da şirketinin satın alınmasına yönelik bir hamleydi. Evet, kesinlikle buna karşı çıkmak doğruydu ve bu durumun gerçekleşmesi hiç etik olmayacaktı. Ancak biliyorum ki tek sebep ya da asıl sebep bu değildi. Şu an ikinci kişilere verilmiş, mülkü belediyeye ait işletmeler yok mu? Ya da canlı yayınlarda bile alenen etik olmayan kıyakları düşününce "etik" bahanesi çok da inandırıcı geliyor mu?

Biliyorum ki asıl sebep bu değildi. Asıl sebep CHP'de kartların yeniden dağıtılmaya başlamasıydı. CHP'de yaşanan istifa ve istifaların geri çekilmesi olayının ardından 4 ay sonra 2015 Mayısı'nda CHP yeni başkanını ve yönetimini seçti. Tabii Mehmet Yavuz bu kez aday olmamıştı. Partide iki önemli kişi Hüseyin Durmuş ve Hüseyin Tuna birbirlerine rakip oldu. Bir taraftaki Hüseyin Durmuş'u belediye başkanı Hakan Can Yılmaz desteklerken diğer tarafta da Hüseyin Tuna'yı eski ilçe başkanı Mehmet Yavuz desteklemişti. Yarışı ise 9 farkla Başkan Yılmaz'ın, Yahya Göztepe'nin, Selma Kırbaş'ın desteklediği aday Hüseyin Durmuş kazanmıştı.

Bu arada halkın arasında, "Hakan başkan iki dönem belediye başkanlığı yapacak, sonrasında Yahya Göztepe'yi aday yapacaklar" şeklinde söylentiler ve dedikodular da duyuluyordu.

Derken böyle böyle 2019 yerel seçimlerine kadar gelindi. 25 yıl sonra CHP'yi iktidara taşıyan isim Hakan Can Yılmaz'ın 5 yıllık performansı ise beklenenin çok çok altında idi. Bunu CHP tabanından tutun, Hakan Can Yılmaz'ı son yerel seçim için gerçekleşen ön seçimde destekleyenler bile kabul ediyordu.

POZİSYONLAR VE TARAFLAR BİR BİR DEĞİŞTİ

Ancak CHP'de yine kartlar yeniden karılmaya başlanmıştı. İki dönem ilçe başkanlığı koltuğuna oturan Hüseyin Durmuş, bu kez Mehmet Yavuz'a ve Hüseyin Tuna'ya karşı kendisini destekleyen Hakan Can Yılmaz'ın karşısında yer aldı. Desteklediği isim ise yine başkan Yılmaz'ın ekibinden Yahya Göztepe oldu. Mehmet Yavuz ve Hüseyin Tuna da yavaş yavaş Hakan başkanın kanadına geçiyordu.

Başkan Yılmaz'a karşı Yahya Göztepe'yi destekleyen Durmuş ve ekibi, Yılmaz'ın 5 senelik performansını öne sürerek, yeniden seçildiği takdirde hiçbir şeyin değişmeyeceğini ifade ederek Bozcaada'nın kaybedeceğini söylüyorlardı. Hakan Can Yılmaz ise yeniden adaylığını açıklarken Durmuş'un ve Göztepe'nin kendisini arkasından vurmakla eleştiriyordu. Ama bu parti içi rekabet gerçekten rakip partinin bile yapmadığı kötü bir siyaset ile gerçekleşiyordu. CHP'deki ön seçimin, 31 Mart Yerel Seçimleri’nden daha heyecanlı geçeceği belliydi. Çünkü AKP'nin son hataları, gösterdiği aday derken CHP, kimi başkan adayı çıkartırsa çıkarsın kazanacağına emindi. Öte yandan partide bir diğer aday ise yine 2014'te Hakan Can Yılmaz'a karşı kaybeden Muharrem Yıldız olmuştu.

O dönem Hakan başkanın destekçileri ile konuştuğumda çoğu Hakan başkanın 5 senelik performansından memnun değildi. Ama kimi Hakan başkanın acemilik dönemini atlattığını, kazandığı takdirde daha iyi olacağını, kimisi de Yahya Göztepe'nin tabanda karşılığı olmadığını öne sürerek Hakan abiyi desteklediğini ifade ediyordu. Yahya Göztepe'yi destekleyenlerin de hemen hemen hepsi Hakan abinin gelecek dönemde de başarılı olabileceğine inanmadığını belirtiyor, Yahya Göztepe'nin Yılmaz'a göre çok daha iyi performans sergileyeceğini düşünüyordu. Ama kaderin cilvesine bakın ki bu kez Mehmet Yavuz ve Hüseyin Tuna ekibi, Hakan başkanla yan yana gelmişler, hatta başkan Yılmaz'ı ön seçimden çıkmasını sağlayan ön önemli isimler olmuştu.

MUHARREM YILDIZ ‘BECEREMEZ’ SAVINI ORTAYA SÜRDÜLER

Bu arada her ne kadar Hakan başkanın başarısızlığı parti içinde kabul edilse de, her ne kadar Yahya Göztepe'nin tabanda karşılığı yok deniliyordu. Muharrem Yıldız 2013 yılındaki ön seçimde kullanılan oyların %30’unu almıştı. Fakat onun adı sunulduğunda, "O yapamaz, beceremez, seçilemez" savı ortaya konuyor, defter açılmadan kapanıyor, öneriye karşı çıkılıyordu. Yıldız’ı 2013 yılındaki ön seçimde destekleyen isimler de bu savların etkisinde bir bir diğer adaylara kayıyorlardı.

Kusura bakmayın ama açıkça söyleyeyim; benim gördüğüm, "Yılmaz’ın mı, yoksa Göztepe’nin mi bana daha çok faydası olur" oylaması yapıldı. Gerçekten, "kim daha çok başarılı olur, kimin daha çok adaya faydası olur" diye oy verenlerin iki elin parmağını geçtiğini düşünmüyorum. Çünkü biri hali hazırda başkan, gücü var, diğeri için de ağa oğlu- varlıklı ifadeleri kullanılıyordu.

YILDIZ’A ‘SON ANA KADAR DESTEKLERİZ’ DİYENLER TARAF DEĞİŞTİRDİ

Nitekim 2018 yılının son günlerinde gerçekleşen ön seçimi 29 oy farkı ile de Hakan başkan kazanarak, yeniden aday gösterildi. Muharrem Yıldız'ın en yakınları bile bu kaygılar gereği oylarını Yahya Göztepe ve Hakan Can Yılmaz’a verildi. Çünkü çıkar dostluktan da önemliydi. Oysa 5 yıllık performansı beğenilmeyen Hakan başkanı tekrardan başkan seçerlerken, "Muharrem Yıldız"ın Hakan başkan kadar bile performans gösteremiyeceğine mi inanılıyordu?

Sonuç itibari ile CHP, demokrasi şöleni adı altında 77 CHP'linin oyu ile bize yeniden Hakan başkanı seçtirdi. Yani AKP karşıtlığının çok yüksek olduğu ve CHP'nin tek rakibinin de AKP olduğu olgusuna dayanarak bunu söylüyorum. Her ne kadar Hakan başkan son zamanlarda kendisine gelen eleştirilere karşılık ara ara "Beni bu halk seçti, 1,400 oyla kazandım" tarzı Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi cevaplar verse de hepimiz biliyoruz ki aslında Hakan başkan değil AKP karşıtlığı sayesinde kazandı. Ya da “alternatif olmadığı için CHP'nin adayı kazandı” diyebiliriz. AKP de sanki seçim döneminde gerek aday seçimi, gerekse yaptığı hatalı siyasi hamleler nedeniyle sanki Hakan başkana çalıştı. Kaldı ki Hakan başkana geride kalan 5 yıl için kızgın ve kırgın olan birçok seçmen boş oy atmayı ya da sandığa gitmemeyi düşünüyordu. AKP yaptığı bu hatalar nedeniyle böyle düşünenleri ve de sandığa gitmeyecekleri bile sandığa götürmeyi başardı. AKP seçimde Hakan başkanın kazanması için CHP'den bile fazla destek oldu, karşısında bir araya gelmesi zor olan bir kitleyi yeniden bir araya getirmişti desek yanlış olmaz.

BU KEZ YILMAZ DURMUŞ’U KAHRAMAN YAPTI

Neyse dönelim konumuza... Hüseyin Durmuş kendisini başkanlık için iki dönem destekleyen Hakan Can Yılmaz'a karşı girdiği savaşı ağır kaybetti. Hüseyin Durmuş'un Başkan Yılmaz'ın belediye başkanlığı koltuğuna oturmasındaki desteği, Yılmaz'ın da Durmuş'a iki dönem ilçe başkanlığı için büyük desteği olmuştu. Son ön seçimde karşı karşıya geldikten sonra her ne kadar kameralara her şeye rağmen birlik-beraberlik fotoğrafı verseler de, "Bende bu kuyruk acısı, sende evlat acısı" hikayesindeki gibi bir daha gerçek anlamda bir araya gelmeleri zor olacaktı. Ve yenilen de Durmuş olduğu için Hakan başkan o koltukta oturduğu sürece ilçe başkanlığına devam etmesi zordu.

Nitekim geçen ağustos ayında Başkan Yılmaz'ın tepkilere neden olan "beach" olayı Durmuş'un istifasını getirmiş oldu. Bence Durmuş zaten istifa edecekti ama en iyi zamanı buldu. AKP’nin Hakan başkanı kahraman yaptığı gibi Hakan başkan da “beach” olayı ile Durmuş’u kahraman yapmış oldu. Ki gerçekten de Durmuş’un karşı olduğu, istifasını getiren konu da halk tarafından tepki ile karşılanmıştı.

Dediğim gibi CHP bu aralar gene hareketli. Gizli gizli toplantılar, evlerde buluşmalar tekrardan başladı. Bu ayın 19'unda CHP'nin yeniden başkanlık seçimi var. CHP'de kartlar yine yeniden dağıtılıyor. Şu ana kadar iki aday konuşuluyordu. Biri Muharrem Yıldız, diğeri ise şu an geçici olarak ilçe başkanlığı koltuğunda oturan Selma Kırbaş idi.

DURMUŞ ARKA PLANDA İKİ SENE SONRASINI BEKLİYOR

Muharrem Yıldız belediye başkanı Hakan Can Yılmaz, şu anki İlçe Başkanı Selma Kırbaş, eski İlçe Başkanı Hüseyin Durmuş ve ön seçimde kaybeden eski ilçe Yahya Göztepe ile aynı gün görüşüp partide yeniden birlik beraberlik için ortak aday olabileceği fikrini açıklamıştı. Başkan Yılmaz ve birlikte hareket ettikleri bazı isimler (Mehmet Yavuz, Hüseyin Tuna vs) destekleyecekleri konuşuluyordu. Hüseyin Durmuş grubu ise her ne kadar siyasetten bir adım geri durduklarını ifade etseler de arka planda Selma Kırbaş'ı destekliyor, birçok delege ziyaretini organize ediyorlar. Bu arada bazı partililer Durmuş’un, 2021 yılındaki İlçe Başkanlığı için yeniden kolları sıvayacağını (başka bir ifadeyle kılıçların çekileceğini) defaatle dile getiriyor.

YILDIZ ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ

Neyse, edindiğim son bilgilere göre Muharrem Yıldız, dün adaylıktan vazgeçmiş. Sanırım böyle ayak oyunlarının döndüğü ortamda ilçe başkanı yapmak istememiş olabilir ve kirlenmekten de çekinmiş olabilir. Neden söylüyorum bunu; inanın başarılı olur veya olamaz bilemem ama ada siyasetinde en temiz kalan isimdir Muharrem hoca. Bana kalırsa adaylıktan çekilmekle de çok iyi yapmış.

Bu arada birkaç gün önce Çınaraltı'nda CHP'de önde gelen birkaç isimle denk geldim. Gerçekleştirilecek ön seçim, adaylar vs konuşulurken de bazıları ile hem şaka hem de şakayla karışık espriler yaptık. Hatta destekledikleri aday hakkında konuşulurken de dedim ki; "Vay be kimler kimlerle birlikte gene”.

Sonra Hakan başkan da denk geldi, muhabbete biraz o da eşlik etti ve kısa bir süre sonra mesaiye döndü. Ardından CHP'de sürekli değişen bu dengeleri, belediyeye gelen eleştirileri konuşmaya devam ettik. Derken bir partili bana espri yaparak "Ya sen de CHP'yi içten içe karıştırıyorsun" dedi. Ben de "Valla ne yapıyorsanız kendiniz yapıyorsunuz. Ben ne yaşanıyorsa onları dile getiriyorum sadece." dedim.

KİM İŞİNİ DAHA İYİ YAPAR, BUNU OYLAMALILAR

Şimdi CHP'de son yıllarda yaşananları neden tekrardan hatırlattığıma geleyim ve ayın 19'unda gerçekleşecek seçim öncesi CHP örgütüne bir tavsiyede bulunarak yazıyı toparlayayım...

2014 ve 2019 yerel seçimi döneminde Türkiye'de konjonktür neyse Bozcaada'da da oydu. 2014'te 20 yıllık bir başkan vardı, son dönemindeki imar planlarında yaşananlar, değişikliğin halk tarafından istenmesi de gerçekçiydi. Aralık 2013'teki yolsuzluk haberleri tıpkı ülkede olduğu gibi adada da AKP karşıtı seçmende karşılık buluyordu. Bir tarafta 20 yıllık başkan, diğer tarafta AKP, CHP çok kötü bir aday çıkarmadığı sürece kazanması da yüksek bir orandı. 2019 seçimleri de aynı gibiydi. Hatta bu kez CHP'nin tek rakibi AKP idi. Üstüne üstlük AKP ada dışından bir aday çıkarmış, hem de 650 seçmeni sildirme hadisesi ile altın tepsi ile başkanlığı hediye etmişti. Hatta İyi Parti ile ittifak yapan CHP, karşısında AKP'li Madak'ı duyunca kimi kesin "kazanırım" diyordu. Öyle de oldu zaten.

Ancak artık Türkiye'de dengeler değişiyor. AKP hızla kaybetmeye, oyları erimeye başlıyor, partiden ayrılanlar sağda yeni alternatif partiler kurmaya başlıyor. Belli mi olur 2023 yerel seçimlerine kadar AKP iktidarı biter ya da adada AKP kapanır. Tabii tam tersi AKP bir şekilde yine yükselişe geçebilir de, yeniden sistem değişebilir de...

Fakat adada CHP "nasıl olsa kazanırım" mantığı ile hareket eder, CHP'li belediye gene başarısız görülür ve bu tabloyu çizmeye de devam ederse işi çok zor. Hele bir de karşısında AKP olmazsa, sağda-solda alternatif partiler olursa, emin olun bi 25 sene daha CHP adada belediyeyi alamaz. Zannetmeyin ki adada en az 1,400 CHP'li var, adanın yarısından fazlası CHP'li. O "İstanbullu oyları" dedikleriniz 25 sene Anavatan'a, Demokrat Partili Mutay'a oy verdi. Yani CHP yerel seçimleri çantada keklik diye görmeye devam eder, ilçe başkanlarını, belediye başkan adaylarını ona göre belirlemeye kalkarsa kendi kendini bitirir...

Bu nedenle haddim olmasa da son tavsiyem şu ki, ilçe başkanını, yönetimini belirlerken "Bu sesini çıkarmaz, bu fazla konuşur, şu olursa bir dahaki dönem" diye düşünmeden kim daha iyi işini yapar, kim daha çok belediyeye, adaya katkı sağlar diye düşünmeniz hem CHP'ye hem de adaya faydası olur. Benden söylemesi ama karar da siz partililerin.