Bugun...
İmar Planı'na farklı bir bakış


Serkan İlik
serkanilik@gmail.com
 
 

Sanırım bu imar konularından bir  tek ben değil büyük bir çoğunluk işin bu teknik kısımlarından anlamıyor. Geçen seneden bu yana haber yazdıkça ve sordukça yavaş yavaş anlamaya başladım.Gazetelerde toplantılarda konuşulan 1/25 binlikler, 1/100 binlikler falan filan. .Tabii ki dediğim gibi işin bu teknik kısmından anlamayanlar tek merak ettiği ada beton olacak mı olmayacak mı? Ada bozulacak mı bozulmayacak mı? Ya da en basitinden adada evler yapılacak mı, yapılmayacak mı? Daha da en basitine indirecek olursak ki en dikkat edilmesi gereken şu kesim ”ada’da 700 lira, 1000 lira ev kirası vererek oturuyoruz, ada imara açılsın ki daha rahat yaşayalım”.

Eğer halkın imar planı konusunda görüşlerini bilmek istiyorsak, bu konuları  herkesin anlayacağı bir dil kullanmak daha mantıklı olacağını düşünmekteyim. Şimdi gelin size kendimce adada bu konuda insanların bakış açılarını sınıflandırarak anlatmaya çalışayım. Tabi baştan söylüyorum kimse kırılmasın gücenmesin. Aslında herkes bu durumun farkında. Fakat ona geçmeden önce unutmadan şunu söylemek istiyorum baştan. Bu bakanlığın yeni imar planı 20 Ağustos’ta askıya çıkartıldı ve 8 Eylül’de de Çanakkale İl Çevre Şehircilik’te askıya alındı. Bunun öncesinde de belediyeye bununla ilgili bilgilendirici yazı yollanıldı. Aradan geçen süreye bakın, biz bunu ne zaman öğreniyoruz. 22 Eylül’de hiç kimse, hiç bir şeyden haberdar değilken Hürriyet gazetesinde çıkan haber ile Türkiye bu meseleyi konuşuyor. Ama biz adalılar ne olduğunu neler döndüğünü hemen anlayamadık. Neyse ki ertesi gün hemen toplantı yapıldı bu konu ile ilgili bu paniğin nedeni anlaşıldı. Belki de Hürriyet bu habere değinmese ve ulusal gazetelerde televizyonlarda dillendirilmese daha da geç haberimiz olacaktı. Neyse…

Şimdi, gerçekten ada halkı bu duruma ne diyor. Bu konuda tavrı kesin net bir şekilde belli olan bir kesim var. Fakat gerçekten tavrının ne olduğunu bilmediğimiz sessiz, büyük bir kısım olduğunu da hepimiz biliyoruz. Öncelikle ben bu imar planı konusunda ada halkını üç gruba ayırıyorum.

ADA İNSANI ÜÇE AYRILMIŞ DURUMDA

İlk grup maalesef yıllardan beri suya sabuna dokunmayan, ben paramı kazanayım, ne olup bittiği beni ilgilendirmiyor diyen hepimizin yakından tanıdığı büyük sessizlik. Bu grup sadece imar planı için değil, her konuda sessizliğini başarıyla tamamlayan grup. Bu grubun içinde zaman zaman diğer gruplar için aman bunlar adalı değil, bunlar entel, boşuna uğraşıyor gibi aşağılayıcı tavır içine de girerek sesleri zaman zaman çıktığını görmekteyiz. Fakat adada ne olursa olsun onlar kendi paralarının peşinde!

İkinci grup ise geçen Bozcaada Haber Facebook sayfasında eski Garnizon Komutanı Erkan Binbaşı’nın yaptığı yorum gibi, bu grup da adaya ben geldim, başkası gelmesin, ben ev yaptım, başkası yapmasın derdinde olan insanlar. Gerçekten bunların derdi adaya zamanında gelip ev yapmış, hatta kimin iki bağ evi var, benden başka yanıma sağıma soluma ev yapmasın huzurumu bozmasın diyen kesim. Bu kesimi araştırdığımda Mustafa Mutay’ın haklı olduğunu görebiliriz. Gerçekten de bunların arasında ikişer tane bağ evleri olanlar var. Bir çoğu ise İstanbul gibi büyük şehirlerden hayatın zevklerinden nasibini almış, burada huzur bulmaya dinlenmeye gelmiş, fakat tüm herkesin de ona saygı göstererek huzurunu bozacak bir şeyler yapmamasını bekliyor. Örneğin “adada gençlerin eğleneceği tek bir bar yok” dediğimizde onların iki dudağının arasında her zaman “aman burası Bodrum olmasın, Avşa olmasın” cevabı hazır. Hatta bunlar ileriye giderek faşist bir şekilde “istiyorlarsa Bodrum’a gitsinler, Avşa’ya gitsinler” diye adadan kovmayı düşünüyorlar.

Üçüncü grup ise gerçekten adayı seven, değerlerini korumak isteyen, içlerinde gerçek adalıların da olduğu grup. Bu gruptaki kişilerin gerçekten para pulla alakası yok. Adayı sevapları ile günahları ile seven insanlar bu kişiler. Onlar için kim adada doğmuş, kim adaya bilmem kaç senesinde gelmiş, kim İstanbullu fark etmez. Onlar için kim adaya ne katıyor, kim değer veriyor, onlara bakarlar ve ona göre hareket ederler. Bu kesim çoğunlukta olmasa da adanın hâlâ onların sayesinde ayakta kaldığını düşünüyorum.

Son zamanlarda ise bu gruplar arasında birbirlerine karşı tahammülsüzlük daha da su yüzüne çıkmaya başladı. Bu imar planı gelişmeleriyle de birinci grup ve ikinci grup dediğimiz kesim arasındaki kavga bu aralar daha çok tırmanışta.

Birinci grup diyor ki asıl adayı mahveden sizlersiniz. Bağ evlerini adalılar yapmadı, sizler yaptınız, şimdi de adayı korumaya kalkıyorsunuz diyor. İkinci grup da diyor ki asıl siz adayı mahvettiniz, adalı olduğunuz halde adaya sahip çıkmadınız, parayı görünce hemen bağlarınızı ve bahçelerinizi sattınız diyor. Bu iki grubu ayrı ayrı dinleyin dediklerimin ne kadar doğru olduğunu göreceksiniz. Belirtmem gerekir ki iki grubun da birbirleri hakkında söylediklerini yanlış bulmuyorum.

Düşünün bundan 8-10 sene önce adadan evlerini bağlarını satıp Çanakkale’ye yerleşenlerin, nasıl da bir anda adaya tekrar dönme çabalarını. Aynı zamanda o evleri bağları alanların bağlara ne kadar sahip çıktıklarını düşünün.

Aslında bu konuda birinci ve ikinci grup adına daha çok fazla verilecek örnekler var fakat yazı gittikçe uzayacağından başka bir zamana yaymak istiyorum. Ama hepsini geçtim baştan dediğim gibi biz bu imar konularında teknik konulardan anlamasak da amacımız adanın betonlaşmasının önüne geçmek, amacımız adanın bu bakir doğal yapısını bozacak projelere karşı gelmek. Tek bildiğimiz ve karşı durduğumuz nokta bu olmalı.

Bunun haricinde bazı adalı arkadaşlardan duyuyorum, yazımın başında da söylediğim gibi diyorlar ki “biz ufacık evlerde 800 lira kira veriyoruz, adada hayat pahalılığı çok fazla”. Bu konuda söylediklerinizde tamamen haklısınız, gerçekten ev sıkıntısı var adada, hayat pahalı, fakat benim anlamadığım ada imara açıldığında, Mermer Burnu tarafı gittikçe büyüdüğünde senin ev kiranın düşeceğini mi sanıyorsun? Evet Belediye Başkanı Dr. Hakan Can Yılmaz’ın da dediği gibi adanın yeni bir imara açılmasına ihtiyacı var ama bu şekilde bir imarın bize hiç bir getirisi olmayacak. Şu anki imar planına göre senin oturduğun evin daha çok ucuzlamayacak, yeni iş alanları genişlemeyecek. Kısacası sana yeni bir hayat sunmayacağının garantisini verebilirim. Hatta sana şunu söyleyeyim yazın günlük en aşağı 200-300 liraya pansiyona kiraya verdiğin evini veremeyebilirsin. Evinde yaptığın reçel, pekmez bu kadar değerli olmayabilir. Altı yedi odası olan pansiyoncu ağabeylerimin, ablalarımın odaları bu kadar dolu olmayabilir.

Hasılı şu an için ne kadar az, o kadar değerli. İşlerimiz işletmelerimiz bugün var. Ada üç katı büyüklükte bir yerleşim yeri olduğu zaman adın bile unutulur! Bu yüzden en azından bu imar planı konusunda siyasi bir tutum izlemeden, gerek belediyeye, gerek bu imara karşı oluşumlara destek vermek senin için de iyi olacak! Unutma başka Bozcaada yok…



Bu yazı 3342 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
Bozcaada Bağcılığı
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Adada zincir market açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?


 YUKARI