Nerden baksan tutarsızlık

Sezon başladı, gene telefonlarım susmuyor, gelen mesajlara artık geri dönemiyorum.

Kaçak işletmeler mi, doğa katliamları mı, izinsiz çalışmalar mı, insanların yaşadığı adaletsizlikler mi, çöpler, sinekler, suların akmaması mı? İnanın artık hangi birine yetişeceğimi şaşırıyorum.

Sırf izinsiz, kaçak işlemler için ben tek başına Anıtlar Kurulu ya da KUDEP gibi çalışmam, kim çalışmasını izinli yapıyor, kim izninin dışına çıkmış, hangilerine göz yumulmuş incelemem gerekiyor.

Ama belediyenin yapmadığı, görevini yerine getirmediği adadaki tüm işlemler geliyor bir yerde bana patlıyor. Hakikaten artık adada kötü olmadığım adam kalmadı ki kimileri ile dostluklarım, arkadaşlıklarım da oluyor.

Bir de üstüne görevlerini hatırlattıklarımda ya da “Buranın izni var mı?” diye sorduğumda gidiyorlar “Aramızda kalsın Serkan bastırıyor” diye suçu bize atıyorlar. Hadi bizim araştırdığımız ya da sorduğumuz işler için eyvallah ama artık haberim olmayan konularda bile topu bize attıkları oluyor.

Bozcaada’da artık düzen Ahmet Kaya’nın şarkısındaki gibi “Nereden baksan tutarsızlık”. Güçlü olan bir şekilde işlerini yapıyor, yaptığı yanına kalıyor ama sıradan vatandaşın en küçük işleri mühür yiyor.

Mesela hatırlamakta fayda var: Hani ruhsatlar durdurulmuştu? Hani 2019 Temmuz ayından itibaren yeni iş yeri ruhsatları verilmeyecekti? Evlere iş yeri ruhsatı verilmeye devam ediliyor mu? Ama bu kuralı bazılarına da uyguluyor musunuz?

Dediğim gibi “nereden baksan tutarsızlık”. Geçen yıl çözemediğiniz anlaşmazlık yüzünden Türk Mezarlığı'na haciz geldi. Haberini yapmaya utandım. Ödemediğiniz fatura yüzünden makam aracına haciz geldi, yazmaya utandım.

Özeliniz ama bir kısım esnaf belediye aylardır borcunu ödemiyor, geçiştiriyor diye dertli. Ama işçilere rekor zam yaptık diye övünüyorsunuz. Belediyenin parası mı yok? Yani düzen, iş, adalet vs haricinde ekonomik olarak bile yönetemiyorsunuz.

Nereden baksan tutarsızlık; belediyede kim ne iş yapıyor, 8-10 kişi sayarız ama gerisinin ne iş yaptığını bilmiyoruz… Personel eksiği mi var, fazlası mı var ben bazen karıştırıyorum...

Hâlâ evlerin dibine, yanı başına kafe-bar ruhsatları vermeye devam ediyorsunuz. Bu bile benim içinden çıkamadığım konu oluyor. Evlerde yaşayanlar haklı olarak sesten, gürültüden şikayet ediyor, ruhsat verdiğiniz adam da “Ben ruhsatımı aldım, o zaman vermeselerdi” deyip çıkıyor işin içinden.

Şeffaf değilsiniz. Kaç kez meclis kararları, encümen kararları siteden yayınlamıyor diye haber yaptık daha yeni meclis kararlarını yayınlıyorsunuz ama hâlâ encümen kararları yok.

Biliyorum, sinek-haşereye gelen tepkiler için “Mart ayından beri ilaçlama yapıyoruz” diyorsunuz ama yalan söylüyorsunuz. Hadi bunu ispatlayın?

Bazen verdiğiniz cevaplarla aklımızla alay etme noktasına geliyorsunuz. Size hangi konuda aklımızla alay ettiklerinizi dilerseniz canlı yayında konuşalım.

Sadece bir bölge için demiyorum ama yolda yürüyecek kaldırım bırakmadınız. Kimine 5 masa atmasına izin vermezken kimisine 50 masa veriyorsunuz.

Ne iş yapıyorsunuz, ne adaletli davranıyorsunuz, ne de adayı koruyorsunuz. Verdiğiniz sözlerin de arkasında duramıyorsunuz. Sıkışınca da yalana başvurmaya başladınız.

Neyse, bugün biraz doluyum ama son sözü diğer siyasi parti başkanlarına, meclis üyelerine getireceğim. Belediyenin durumu ortada ama sizde uyuyor musunuz? Kusura bakmayın ama belediyeden hiçbir farkınız yok. İyi Parti, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi: Göstermelik küçük şeyler haricinde adam akıllı bir tane eleştiriniz, bir tane isyan ettiğiniz, bir tane tepkiniz yok mu?

Göz yumulan işler, izinsiz uygulamalar, çöpler, sinekler, adaletsizlikler adada herkes konuşuyor, bir tek sizler susuyorsunuz.

Ama beach gibi meseleler olunca Türkiye’de örneği yok, hep beraber aynı görüşte oluyorsunuz.

Belediyeyi geçtim, bir tane siyasi partiden Gestaş’ın “yaptım-oldu-bitti” politikasına birinizden ses çıktı mı?

Kusura bakmayın belediyenin de, adadaki siyasi partilerin de, temsilcilerinin de Türkiye’de örneği yok. Varlığınız, yokluğunuz belli değil.

Neyse çok da takılmamak lazım belki de... Bozcaada, halkın kendi kendini yönettiği tek yer değil mi!