Daha önceki yazımda da söylemiştim, "Adada artık yürüyecek kaldırım kalmadı."

Ada merkezinde yayalar yürümeye, araçlar da ilerlemeye korkuyor.

Ada merkezi trafiğe kapalı olsa da, karşılıklı 30 seferde gelen-giden araçlar merkezde yine nefes aldırmıyor. Bir de suistimal edilen araç geçiş kartları ve de hiçbir şekilde ada merkezine gitmekte-çıkmakta sorun yaşamayan araç sahipleri ile merkez yine araçlarla dolu.

Çok uzatmayacağım, artık bu kaldırımları geçtim yola masa atma konusu da çığrından çıktı. Yayalar için kaldırım olmayınca ada merkezinde dar sokaklarda bırak otomobil vb araç ile motosikletle bile geçerken birilerinin ayağını ezeceğim diye korkuyorum. Yaya giderken ayağımın bir aracın altında ezilmesinden çekiniyorum.

Sadece masa değil işletme tabelaları da yolda. Ufacık, daracık yollarda, caddelerde kaldırımlar işgal edilirken yetmiyor masa, yetmiyor tabelalar...

Buradan belediyeyi, emniyeti, kaymakamlığı ilgili, sorumlu kim varsa bu konuda uyarıyorum; Yarın bir gün bu nedenle biri ezilir, biri sakat kalır sorumlu araç sürücüsünden çok sizler olursunuz. Böyle bir durumda hem sitemizde hem de ajanslara "uyarmıştık" diye hatırlatırız.
 

* * *
 

Bu arada, Hakan başkan yıllardır bekleneni yeni yeni yapmaya başladı. Hakan başkan son günlerde sık sık kolluk güçleri ile birlikte işletmeleri işgaliye, müzik gibi konularda denetlemeye başladı. Kameralar önünde işletmecileri uyardı geçen gün. Hatta "Ben gittikten sonra yeniden gelin kontrol edin" diye de birimleri uyardı.

Tabii bazı mekânlar başkanın bu uyarılarına dikkat ederken, bazıları da sallamadı. Bazıları da başka yerleri örnek göstererek Başkanı "Ben de sizi şikâyet ederim" gibi cümlelerle aklı sıra tehdit ediyor.

Hal böyle olunca ertesi gün bana da geliyorlar, "Peki, şu mekânlar neden yola masa atıyor" diye soruyorlar ki bu konuda haklılar. Tabii ki kurallar ve denetim herkese eşit olmak zorunda.  

Öte yandan bir konuda daha uyarıda bulunmak istiyorum. Sahillerde yine izinsiz, kaçak şekilde şezlonglar ve şemsiyeler kiralanıyor. 

Onca yaşanan çevre katliamları, ranta rağmen hâlâ "Bozcaadabizim" etiketini kullanıyorsanız, çevreciler ya da ben bunu dile getirmeden ilk önce belediye bu konuda hassas davrandığını samimiyetle göstermeli.

“İzni var” dediğiniz, aracımı rehin alan işletmenin sahilinden gelen şezlong-şemsiye fotoğrafları size de geliyordur. Ki oraya şezlong ve şemsiyelerin atılacağını bugün değil 5 senedir biliyorduk...

Tabii sadece orası değil. Halkın plajına, kıyı kenara ve kendi tapulu alanlarına izinsiz-ruhsatsız beachler her gün bana fotoğraf ve video şeklinde geliyor. 

Ben de 1 aydır bu konuyu başkana iletiyorum. Kendisi encümen kararı alındığını söyledi. Önümüzdeki günlerde bu konu devam ederse Bozcaada Haber'i aşacak şekilde gündeme getirmekten başka bir yol kalmayacak.