Beylik'te çıkan yangının tahribatını Bozcaada Haber olarak havadan görüntüledik. Dün saat 20.00 sularında, havanın kararmasına yakın dakikalarda gelen yangına ilk olarak belediyemize ait iki itfaiye aracı müdahale etti. Ancak yangın giderek büyüdüğü için Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz Çanakkale Valisi’nden havadan destek istedi. Bir yandan da belediyeden yapılan anons ile su tankeri olanlar yardıma çağrıldı. Hava kararınca yangın helikopterinin de gece görüşü olmadığı için havadan destek sağlanamadı. Bu anlarda yangın giderek büyümeye devam ediyordu ancak Allah’tan rüzgâr denize doğru esiyordu, lodos olmuş olsa hiç kuşkusuz oradaki evlerden tutun güney sahilinden iç kısımlara kadar her yer yanabilirdi.

Bu arada su tankerleri olanların bazıları yardıma koştu, bazıları koşmadı. Ama bu anlarda iki itfaye ile birlikte su tankerlerinin gerçekten önemli desteği oldu. Ayrıca Kosta abinin iş makinası da yangının kontrol altına alınmasında çok önemli rol oynadı. Çünkü yangının yönünün Ayazma tarafına doğru giderken durdurulması iş makinaları ile sağlandı.

Öte yandan yangında en çok gurur veren şeylerden biri de, kendi siyasî tabanları hariç halkının tamamının sevdiği, saydığı ve başarılı olmalarının yanısıra sempatik tavırları ile civar ilçelerde de sevilen iki isim AKP'li Geyikli Belediye Başkanı Mevlüd Oruçoğlu ve AKP'li Ezine Belediye Başkanı Güray Yüksel'in toplamda 4 itfiaye aracı ile anında yangın alanına kadar yardıma gelmesiydi. İki başkanda kendilerine teşekkür edilince "Biz biriz, komşuyuz" şeklinde cevap verdi. Yangına Ayvacık Orman İşletme'den iki arazöz de desteğe geldi. Onların da desteği ile yangın hemen kontrol altına alındı.

Başkan Yılmaz, Geyikli-Ezine belediye başkanları, adadaki tüm kolluk güçleri, amirleri ile birlikte yangın alanının dibinden ayrılmadı ve birlikte hareket ettiler.

Bu arada tayin olan Kaymakam İbrahim Gültekin de ilişiğini kesmesine rağmen alanda çok katkı verdi. Hatta bir ara arkadaşım İdil ile birlikte çekim yaparken yolun dibindeki ağaçlardan gelen dumanı gören Kaymakam Gültekin anında müdahale ettirdi ki 1 dakika içerisinde alevler yükselse de söndürüldü ve diğer yerlere sıçraması önlendi.

Adada olan her mutlu ve acı olayımızda elinden geleni yapmaya çalışan Feridun abimizin de bu kez elinden bir şey gelmediği için yere çöküp acı acı ateşe bakması da sanki gecenin içimizde hiç sönmeyecek bir ateşin habercisiydi gibiydi. 1 hafta önce trafik kazası geçiren ve hayati tehlikeyi atlatamayan iki çocuk babası sevilen ve sayılan 43 yaşındaki Serdar abi, tam yangın kontrol altına alındığında yangın alanındaki herkes başını öne eğdi ve baş sağlığı diledi birbirlerine.

Yangın nedeniyle “Olay Yeri İnceleme” soruşturma başlattı. Rapor tamamlanmasa da ağırlıklı olarak sigara izmaritinden şüpheleniyor. İkinci olarak işe herhangi bir cam parçası gibi bir şeyden de olabilir diye düşünülüyor. Sebebini saçma bir şekilde imar vs acısından AKP'ye bağlayanlar ise bu kez ah alıyorlar. Alanın bir kısmı hazineye ait bir kısmı da adada herkesin sevdiği bir kişiye ait. Zaten Başkan Yılmaz da alanın tekrardan ağaçlandırılacağını açıkladı. Ama artık adamız yangın konusunda da çok daha riskli hale geldi. Özellikle yangın konusunda da gerekli tüm önlemler, tüm olasılıklar dikkate alınarak bundan sonrası için dikkatli olunmalı.

Bu arada dün belediyemizin bir itfiaye aracı yangına müdahale ederken arıza yaptı. Burada sık sık yangın da olmadığı için ve sürekli yangın sırasında git gel olduğu için arıza da olabilir. Ki arıza uzun sürmedi. Bunu bahane edip sadece iki tane arazöz gönderen Orman İşletme'ye teşekkür eden siyasi arkadaşlar, alanda canla başla savaşan belediye ekiplerini, Başkan Yılmaz'ı ve yangında emeği olan herkesi pas geçmeleri en hfifiyle haksızlık. BOZTİD'in bu anlamda emeği geçen herkese teşekkür etmesi ise bence doğru olandı.

Neyse yangın söndürülse de içimizdeki ateş Serdar abi için sönmedi. Geçen yıl yaşanan cinayetin ardından bu yıl da trafik can aldı. Denetimler geçtiğimiz yıllara göre daha iyi olduğunu görsem de yine yeterli seviyede değil. Çünkü cezalar caydırıcı değil. Ayrıca işletmelere yönelik denetimlerin haricinde günde 20 bine yakın insanın konakladığı adada 3-5-10 kolluk gücü ile adayı kontrol altına almak mümkün değil. Ama bazı konularda yaşanan acılara rağmen de ne yönetimin, ne işletmelerin ders çıkardığını da söylemek mümkün değil. Öncelikle bu kadar aracın, bu kadar insanın gelmesini önlemek zorundasınız. Buna uygun politikalar üretip arkasında durmanız lazım. Kesinlikle daha fazla işletme ruhsatı vermemelisiniz. Geçen yıl aynı kural ihlalinden 3 kere ceza alan işletmeye süreli-süresiz kapatma kararı aldıysanız onu uygulayacaksınız. Ki bu yıl çok cezai islam uygulandı ancak cezanın miktarı kazançtan çok düşük olduğu için caydırıcı olmuyor. Belediye, kaymakamlık, diğer paydaşlar gerekirse bu konuda sabah-akşam çalışma yapacak radar ise radar, denetim ise denetim, hız ve alkollü araç kullanma sorununu en aza indirecek.

Adalılar bu sene siren seslerinden, kazalardan, insan ve araç yığınlarından korkarken artık trafikte can vermekten korkuyor. Kısaca adanın taşıma kapasitesi, trafik ve işletmelere sıkı denetim konusunda iyi önlemler ve politikalar uygulanmazsa hepimiz gene para kazanırız ama acılar yaşamaya devam eder, mutlu olamayız.