Tayfur Sanlıman’ı fırtınalara emanet edip sonsuzluğa gönderişimizden bu yana iki yıl geçti. Ama, Baba Tayfur burayı hiç terk etmedi, ada meydanında dolaşıyor, Eczane’nin önündeki merdivene oturmuş sigarasını içiyor...
Kafamda Osman Nihat’ın o şarkısı dönmekte: “Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi”... Mahzun bestekar, ölen bir dostunun ardından bestelemiş... Ada sokaklarını onu özleyerek dolaşmış.
Biz de o şarkıyı mırıldanıyoruz. Evet, iki yıldır ada Tayfur’suz içimize hiç sinmiyor.
Ne kadar güzel söylerdi bu şarkıyı. “Seni sevda çiçeğim”i ve nicelerini söylediği gibi.
Adanalı berber çırağı nasıl oldu da Akademi’ye girdi, ülkenin önde gelen ressamları arasına karıştı. Nasıl oldu da adeta evrenin oluşumunu anlatan o müthiş resimleri yaptı.
Ve tabii, her biri bir aşk mektubu olan ve şu sırada sergilenen Bozcaada resimlerini...