Betsy Göksel
Anke Teyze nice on yıllar boyunca Bozcaada sokaklarının tanınan ve sevilen bir figürü idi. Son zamanlarda, adadaki hepsi birbirinden güzel Golden Retriever cins köpeklerin çoğunun babası olan Ayaz'la birlikte yürürken baston kullanmaya başlamıştı ama her sabah yüzmeyi ihmal etmez, günlük yürüyüşlerini yapar, adanın günlük yaşamına aktif olarak katılırdı. Şimdi onsuz sokaklar bomboş görünüyor.
Anke Teyze herhalde her şeyden önce işine son derece tutkun bir öğretmendi. 1980'lerin başında adada "Almanca Kampı"nı başlattı ve böylece pek çok körpe dimağa doğa ve öğrenme sevgisini aşıladı. Sıkı ve sert bir öğretmendi. O yıllarda adada böyle asfalt yollar ve elektrik yoktu, su da kıt idi. Ama, zor koşullara rağmen o işi sürdürmeyi başardı. Pratik zekâsıyla Bozcaada'nın -ve dünyanın- sorunlarına çare aramaktan hiç geri durmadı. Her yerden her yaşta öğrencilerine bir şeyler öğretme aşkı son günlerine kadar devam etti. Adada yaşamı kolaylaştıracak fikir ve buluşları hiç tükenmedi.
Çok arkadaşı vardı. Sık sık düzenlediği çay partilerine pastalar börekler hazırlardı. Bundan beş yıl önce kamptaki evi yandığında Ayaz'la birlikte bir kaç gün bende kaldılar. Telefonu hiç susmadı. Bilinen cesareti ve enerjisiyle kampı yeniden inşa etti ve yazlık pansiyonu sürdürdü. Başı sıkışanların aradığı, danıştığı, pratik bilgisinden ve bilgeliğinden yararlandığı bir insandı o. En çok dostluğunu arayacağız.
Anke Türkiye'yi ve Türkleri çok severdi. Kendisinin Alman değil Türk olduğunda ısrar ederdi. Birisinin Madam Anke diye hitap etmesi onu çileden çıkarırdı. Kedileri de çok severdi. Bir ara kampta 15 kadar kediye bakmıştı.
Ölümünden önceki gün bir kaç arkadaşla birlikte Çayır'da günbatımı pikniği yaptık. Güneş dupduru gökyüzünde kızıla bürünerek battı. Bir kaç kez "yoruldum" dedi ama aldırış etmedik. O yorgun olmayacaktı da kim olacaktı! Tuzburnu'na gitmeyi, bir çay partisine katılmayı, bir Forum toplantısında yer almayı planlıyordu. O gece öldü.
Öldüğünde, gelecek için düşler ve umutlarla doluydu. Sağlık sorunları vardı ama onu durduramadı. Bilge bir insan olarak, ölümden korkmazdı. İsteyeceği gibi, saygın bir biçimde öldü. Ama içimizde, yaşarken büyük bir cömertlikle doldurduğu, kocaman bir boşluk bırakarak gitti Anke Teyze...
Bu yazı daha önce MENDİREK dergimizin 3. sayısında yayınlanmıştır