“Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
Çöpçülerin elleriyle okşardın beni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi”
Can Yücel “Sevgi Duvarı” şiirinde böyle bahsediyor, çöpçülerden. Sevgiliye duyduğu aşkı anlatırken çöpçülerin emekçi elleri büyük usta için önemli bir sembol.
Gerçek yaşamda bir de kendilerine sorsak belki başka başka yanıtlar da alırız. Acaba yaptıkları işlerin ve iş ortamının kokusu onlar için ne anlama geliyor?
Yaptıkları iş, evlerine götürdükleri ekmek, çocuklarına verdikleri harçlık, eşlerine aldıkları hediyedir. Harcadıkları mesai “Allaha şükür”dür kuşkusuz. Ancak biraz daha yakından bakarsak, adamızı temiz tutmaya çalışmanın gururunu da görürüz.
Biz de görmeliyiz ve verilen emeklere saygı duymalı ve teşekkür etmeliyiz. Sabahın köründen gece yarılarına kadar çöplerimizi toplarlar. Adları: Musa, Ferdi, Ramazan, Muhsin, Recep olabilir.
Ya da sokakları süpürürken görürsünüz onları mesela; Ramis, Deniz, İbrahim, Erol…
Bazen vidanjörle foseptik çekerler; Ercan, Rahmi, Özkan, Ali İhsan… Foseptik de çalışan çöp de toplar, çöp toplayan yerleri de süpürür. Bakarsınız ki; Ali, İsmail, Sedat, Mehmet Ali…
Su şebekesinde patlak mı var; bakarsınız ki Levent orada, İbrahim, Hakan…
Mahir yolcu taşıdığı kadar çöp kamyonunu kullanmakta da mahirdir.
Zahit de tüm yapılan işlerden, verilen emeklerden, gösterilen çabalardan iyi sonuçlar bekler. Gerektiğinde oturur direksiyona, alır eline İngiliz anahtarını.
Bu emekçilerin alın terleri adamızın daha yaşanır bir yer olması için akmaktadır. Kolay gelsinler, merhabalar, teşekkürler hep onların nasırlı ellerinedir.