Dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce belgeselin yarıştığı Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED), bu yıl 11. kez düzenleniyor. 9-13 Ekim tarihlerinde Bozcaada’da gerçekleşecek olan festival, bu yıl bir yenilikle ilk kez komşu ada Gökçeada’da da hayata geçirildi. 18-21 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen BIFED Gökçeada Ekolojik Belgesel Film Festivali, izleyicilerden büyük ilgi gördü. Bozcaada Haber olarak, BIFED ekibinden Nigâr Mat ile bu özel etkinliği konuştuk. Mat, festivale dair duygularını, gözlemlerini ve Gökçeada’nın festivale nasıl ev sahipliği yaptığını içtenlikle paylaştı.
“Gökçeada ile Bozcaada’nın Bağını Güçlendirmek İstedik”
Nigâr Mat, Gökçeada’da bir festival düzenleme fikrinin ardındaki motivasyonunu şöyle açıkladı:
“Bozcaada’ya ve Gökçeada’ya olan sevgim, BIFED’in mimarları Petra ve Ethem’e olan inancım, güvenim ve ortaya çıkan işe hayranlığım… Pek çok etken beni BIFED Gökçeada konusunda isteklendirdi. Zaten uzun zamandır şaşırdığım bir konuydu: Neden iki ada arasındaki ilişki bu kadar kısıtlı?”
Mat, bu fikri önce festivalin kurucuları Petra Holzer ve Ethem Özgüven’e, ardından Gökçeada Belediyesi’ne sunduğunu ve her iki tarafın da büyük bir istekle kabul ettiğini belirtti.
Gökçeada Belediyesinin Desteği: “Herkes Elinden Geleni Yaptı”
BIFED ekibi, festivalin 11 yılı aşkın bir süredir biriktirdiği deneyim ve bilgi birikimiyle projeye tam destek verirken, Gökçeada Belediyesi de aynı coşkuyla sürece dahil oldu. Mat, Gökçeada Belediye Başkanı Bülent Ecevit Atalay ve yardımcısı Ali Baki Usta’nın, festivalin başarılı olabilmesi için her türlü desteği sağladığını vurguladı. Ayrıca, Neslihan Özman, Gökçeada Belediyesi ekibi, ada sakinlerinden Ayşe Toy Par, Duygu Yetiş ve ada gönüllülerinin uğraşları, etkinliğin başarılı geçmesinde önemli rol oynadı.
Festivalin açılışı ve ilk gösterimi, Gökçeada’nın merkezinde yer alan Namık Usta Açık Hava Sineması’nda gerçekleşti. Mekânın, Gökçeada’da sinema kültürünü başlatan ve adalılar tarafından büyük saygı duyulan Ahmet Namık Erdeniz’in adıyla anılması, etkinliğe derin bir anlam kattı.
Mat, sinemanın ağaçlarla çevrili sevimli bir bahçe olduğunu ve adanın geçmiş sinema kültürüne ev sahipliği yapan bu mekanda gerçekleşen açılışın çok özel bir atmosfer yarattığını dile getirdi.
İki Ada Arasındaki Ulaşım Sorunu ve Çözüm Önerileri
Açılışa iki adanın belediye başkanları katıldı ve Bozcaada ile Gökçeada arasındaki ulaşım sorununa değinildi. Mat, açılışta beklenilenin aksine Bozcaada’dan yeterli katılım olmadığını belirtirken, iki ada arasındaki ulaşımın zor ve zaman alıcı olması nedeniyle bu durumun yaşandığını ifade etti. Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe, bu sorunun çözümü için Ecevit Atalay ile iş birliği yapmaya istekli olduğunu belirtti ve etkinlikler sırasında iki ada arasında doğrudan ulaşım sağlanmasının iyi bir çözüm olabileceği üzerinde duruldu.
Gökçeada’nın Köyleri: Zeytinli, Dereköy ve Eski Bademli’de Gösterimler
Festivalin ikinci günü, Zeytinli köyünde yer alan İmroz Koruma Yardımlaşma ve Yaşatma Derneği binasında gerçekleşti. Muhteşem manzarası ve teknik donanımıyla dikkat çeken bu mekanda, açılış akşamından tanıdık bir isim olan Kemal Yazgan’ın yerel şarap sunumu büyük beğeni topladı. Ardından, Eski Bademli’de Gökhan’ın Bal Çiftliği’nde yapılan etkinlikler, festivalin yerel halkla güçlü bir bağ kurmasını sağladı.
Dereköy’deki etkinlikler de oldukça anlamlıydı. Mat, terkedilmiş evleri ve hüzünlü atmosferiyle dikkat çeken Dereköy’de, eski zeytinyağı fabrikalarını ve köyün sinema binasını gezdiklerini anlattı. Özellikle Rûken Tekeş’in “Aether” filmi, hem Dereköy’ün hem de Hasankeyf’in kaderine vurgu yaparak duygusal anlar yaşattı.
Gökçeada ve BIFED: “Müthiş Bir Buluşmaydı”
Nigar Mat, BIFED Gökçeada’nın “yerel, küçük, yavaş” sloganını tam anlamıyla karşılayan bir etkinlik olduğunu vurguladı. Festivalin içten, sahici bir atmosferde geçtiğini ve herkesin büyük bir heyecanla katkı sunduğunu söyledi. Gökçeada Belediyesi’nin uzak köylere düzenli araç hizmeti sunması, yerel üreticilerin destekleyici tutumu ve etkinliklerin her detayında yerel kültürle iç içe olması, BIFED Gökçeada’yı unutulmaz kıldı.
Festivalin kapanışı, Ethem Özgüven’in deprem sonrası Hatay Akademi Orkestrası’nın hikayesini anlattığı “Karanlık Zamanlarda Şarkı Söylemek” filmiyle gerçekleşti. Film izleyicilerden büyük alkış alırken, Mat bu deneyimi, “BIFED Gökçeada, zorlama, sahte hiçbir şeyin olmadığı, herkesin seve seve el verdiği müthiş bir buluşmaydı” sözleriyle özetledi.
Festival, iki ada arasında daha güçlü bir bağ kurulması adına atılan bu adımla, sinema ve ekoloji tutkunlarını adaların doğal ve kültürel mirasıyla buluşturdu.
