Adnan İlter, Bozcaada Belediyesi 15 işçinin DİSK'e bağlı GENEL-İŞ sendikasından ayrılarak AKP'ye yakınlığı ile bilinen HAK-İŞ'e bağlı Genel-İş sendikasına geçmelerini değerlendirdi. Belediye işçilerine "Kıymet Kocamış"ı unutmayınız diyerek eski sendikalarına geri dönmeleri çağrısında bulunan İlter, birilerinin eliyle gazete süsü verilmiş mecralarda Başkan Yılmaz'a algı operasyonu olduğunu ileri sürdü.

İlter, "Üniversite, Telekom, adliye, temel sağlık hizmetleri ile çözülemeyen ulaşım sorunlarının hangi ellerce Bozcaada’dan gittiği, hangi ellerce bu hizmetlerin getirilmediği iyi irdelenmelidir." dedi.

İşte İlter'in Bozcaada Haber'e yaptığı açıklama:

Son günlerde basında ve kamuoyunda konuşulan, Bozcaada Belediyesi çalışanlarının Disk Genel İş Sendikası üyeliğinden istifa ettikleri ve Belediye Başkanı Sayın Hakan Can YILMAZ’ın, işçiler üzerinde baskı kurup tehdit ettiği haberleri üzerine, eski sendika yöneticisi olarak, açıklama yapma gereği duydum.

Bozcaada Belediyesi’nde emek mücadelemiz, 2012 yılının Kasım ayı’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan aldığımız yetki tespiti izniyle başlamıştır. Disk Genel İş Sendikası yöneticiliği yaptığım dönemde, Bozcaada Belediyesi’nde çalışan arkadaşlarla yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde, sendikal mücadelede yaklaşık yarım asırlık bir geçmişe sahip olan ve emek gücünün sömürülmesine karşı bilinçli mücadele veren Disk Genel İş Sendikasına üyelikleri, bizzat benim yürüttüğüm çalışmalarla ve kendi istekleriyle gerçekleşmiştir.

Bozcaada Belediyesi çalışanları, o dönemlerde her hangi bir sendikaya üyelikleri bulunmadığından, sadece Belediye yönetiminin belirli dönemlerde ücretlerine yapmış oldukları zamlarla yetinerek emek mücadelelerini sürdürüyorlardı. Sosyal yanları zayıf, ücret yönünden düşük, işverene bağımlı bir yapı vardı. Sendikalaşmayla birlikte, akıllı ve bilinçli bir şekilde hazırlanmış, evrensel çalışma koşullarına uygun. işverenden bağımsız hareket eden, toplu iş sözleşmelerinin getirdiği sosyal hak ve kazanımlar ile daha güçlü, verimli ve nitelikli hale dönüştüler.

Ancak son günlerde çıkan ve kamuoyunda sıkça tartışılan konular nedeniyle, hem işçi arkadaşların, hem Sayın Belediye Başkanı’nın, emek mücadelesini siyasete malzeme yapan birileri tarafından kısır ve kimseye faydası dokunmayacak çekişmeler içerisine çekilmek istendiğini görüyorum. Siyasal anlamda mücadele ettiğim birçok konuda kendisini hiçbir zaman eleştirmekten çekinmediğim halde, Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz’ın, işçi arkadaşlara karşı baskı kurup tehdit ettiğine inanmıyorum. Sayın Başkanla siyasal anlamda mücadele ederken, birbirimizi yakından tanıma şansı da bulduk. Baskı ve tehdit, Sayın Başkanın üslubu hiçbir zaman olmamıştır.

Bozcaada’nın siyasal yapısına ve bugünkü tercihlerine müdahile etmek amacıyla oluşturulan, gazete süsü verilmiş belirli sitelerde, karalama ve itibarsızlaştırma çalışmaları yürütülmektedir. Demokrasiye, adalete, hukukun üstünlüğüne, temel hak ve özgürlere inanan, Atatürk ilke ve inkılaplarının, cumhuriyet kazanımlarının değerinin bilen, Atatürkçü, laik, demokrat bir kişi olarak, böyle bir itibarsızlaştırmaya göz yummam, izin vermem mümkün değildir. Küçük bir adada farklı renklerden oluşan kişiliklerimizle hep birlikte ve bir arada yaşadığımızı unutmamalıyız.

Siyasetten önce saygı temelinin üzerine oluşturulmuş bir anlayışla hareket etmeliyiz. Her zaman birbirimizin yüzüne bakabilecek yüzümüz olmalı. Bozcaada değerleri de bunu hak ediyor. Bugün, sendika üzerinden siyasi menfaat sağlayıp, Belediye Başkanını yıpratmak isteyenlerin, öncelikle Bozcaada’ya ne verip neler aldıkları sorgulanmalıdır. Üniversite, Telekom, adliye, temel sağlık hizmetleri ile çözülemeyen ulaşım sorunlarının hangi ellerce Bozcaada’dan gittiği, hangi ellerce bu hizmetlerin getirilmediği iyi irdelenmelidir.

Kendini gazeteci zanneden, ne olduğu belirsiz kişiler kullanılarak, basın yoluyla servis edilen açıklamalarla algı operasyonları yapılarak, kendinden olmayan her oluşumu kaldırma çabası içerisine giriliyor Bozcaada’da. Unutmamak gerekir ki, emeğin siyaseti olmaz. Emek ve alın teri birilerinin kaleminden dökülen pervasızca yazılarla bu kadar kolay bir şekilde harcanamaz. Ve bundan en çok zarar görecek kişilerin yine emekçiler olacağı da unutulmamalıdır. Bozcaada Belediyesi’nde sendikal örgütlenmeyi gerçekleştirmeyi başaran, o dönem içerisinde yoğun emek harcayan ve hala çalışan arkadaşların her türlü sorunlarında yanında olan eski bir sendika yöneticisi olarak; o dönem içinde örgütlenmeyi başarırken karşılaştığımız sorunları ve yaptığımız emek mücadelesini işçi arkadaşlarımıza bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Eski bir yöneticiniz ve her zaman sizlerin yanında olan bir arkadaşınız olarak, diyorum ki; sendikanıza geri dönün. Çünkü Disk Genel İş Sendikası işçi sınıfının sendikal örgütüdür. Kapısı her görüşten ve her özellikten işçiye açıktır. Din, dil, ırk, etnik kimlik, siyasi görüş, cinsiyet ayrımları Disk Genel İş Sendikası içerisinde yoktur. Sendika, iİşçi sınıfının kimliği için vardır. Siyasi partilere saygı gösterir. Ama hiçbir siyasi partinin şemsiyesi altına girmez. Demokratik sınıfı ve kitle sendikalcılığı temel ilkedir. Bu sendika, üyeliğinizle birlikte sizlerin çok daha güçlü ve bir arada olabilmeniz için çok kısa sürede başarılı toplu sözleşmeler gerçekleştirip, sizlerin sosyal haklarınızı ve kazanımlarınızı en iyi şekilde korumuş ve güvence altına almıştır. Mücadeleden korkmaz.Mücadele edilmeden hak alınmayacağını kendi tarihinden bilir. İşçi sınıfının baş eğmez güçlü sesidir. Bu inanç ve ilkelerle onurlu, mücadeleci, kararlı bir geçmişten aydınlık bir geleceğe yürüyebilmeniz için en güçlü aracınız sendikadır. 

Her yıl 1 Mayıs'ta düzenlenen emek, dayanışma ve özgür bir yaşam için mücadele gününü kutlarken, hep birlikte mezarı başında anladığımız, 1977 yılının 1 Mayısı’nda kazancı yokuşunda öldürülen Kıymet KOCAMIŞ'ı da unutmayınız. O, bugün sizlerin ve sizler gibi çalışan işçilerin onuru için ölmüştür. O, bir Bozcaadalıdır. O, bir emek insanıdır. Ve O, bir Disk'lidir. Vereceğiniz kararlarda bu maneviyatı çiğnemeyiniz