21.ağustos.2014 tarihli bir yazım... ARAÇSIZ BOZCAADA Son yüzyılın kentleri tehdit eden en önemli problemlerinin başında motorlu taşıtlar, özellikle binek otomobiller gelmektedir. Bozcaada'nın da son bir kaç yıldır en önemli problemi bu otomobil sevdasıdır. Kenefe bile otomobil ile gitmeyi tercih edenler, demir yığınlarını gemiye yükleyip Bozcaada'ya geçirmeye başlayınca, küçük adamızda insanlara yer kalmadı. Olayın vahameti bir süredir dillere düşmüş. Trafik sorunu diye insanlar kafalarında, sohbetlerinde ve toplantılarında konuşmalar yapıyorlar. Kulağımıza geldi, Valilik düzeyinde bir araştırma ve inceleme başlatılmış. Kaymakamlıklar, ilgili belediye başkanları konuya dair çalışmalara katılmış. Ama konu nedense kamuoyu gündemine inmiyor. Saklanacak ve gizlenecek bir şeyler var sanırım. Yoksa spekülasyondan ve ranttan mı korkuluyor? Bozcaada yaşayanları "Gezi Süreci" deneyimlerini de önüne katarak demokratik katılım haklarını kullanıyor. Forumlar yapılıyor ve kendilerinin sorun tespit ve çözümleri için sivil alanda aktif aktör olmak istiyorlar. Bozcaada'ya yapılan İmar planı çalışmalarına müdahil oldular, bir çok çevre sorunu ve çözümü konusunda çalışma yürütüyorlar. Son gündemleri olan Atıksu Arıtma Tesisinin yeri konusunda da yaptıkları müdahaleler çok önemli sonuçlar oluşturacaktır. Görmekteyiz yeni dönemdeki Belediye Başkanı da katılımcı demokrasiye inanan bir yönetici, iyi yönetim / yönetişim kavramlarını evrensel değerlerle oluşturmak istiyor. Dolayısıyla yaşayanlar ile yerel iktidarın müzakere süreci başlamış. Biliyoruz ki "müzakereci demokrasi" her şeyin başıdır. Bozcaada'nın motorlu araçlarla olan sorununun gerek tespitinde, gerekse çözümünde yerel aktörler, müzakereye açık bir demokratik sürecin alt yapısına sahiptir. Peki sorunu çözmek için yetkili ve görevli kesimlerin bu sorunu müzakere ederek çözmesi daha iyi sonuçlar vermez mi? Sorunu doğrudan yaşayan yerel aktörlerle bir araya gelip, konunun uluslararası ve evrensel değerlerini bilenler ile bilimsel çözüm üretebilecek birikime sahip uzmanları da yanlarına katıp çözmeleri daha doğru değil midir? Demokrasinin müzakere kadar önemli olan bir başka ilkesi ise, "şeffaf" ve "açık" süreçlerle karar mekanizmalarını işletmektir. Meselenin tespit ve çözümünde "yöntem" kuşkusuz çok önemlidir. Ancak, yöntem kadar önemli olan "içeriktir". Yani gerçekçi sorun tespitleriyle doğru çözümler bulmaktır. Türkiye, motorlu araçlarla arasına henüz mesafe koyamadı. Batı bu tehlikeyi gördü ve kentlerin merkezlerinden özel motorlu araçları kovdu. Toplu taşıma araçları, raylı sistemi, motorsuz araçlar (bisiklet başta olmak üzere, akülü araçlar) ve insanın temel ergonomik özelliği olan yürümeyi (yani yaya ulaşımını) tercih etti. Yani kentlerin merkezlerine motorlu özel otomobil olan binek arabaların girmesini yasakladı. Gerçek bu kadar yalındır. Araçsız Bozcaada gerçeğini kabul edip, ikinci aşamaya geçmeye, yani "nasıl?" ve "ne zaman?" sorularının yanıtlarını bulmaya çalışmalıyız. Mimar İsmail ERTEN - 21.08.2014