Bazı sanatçılar vardır vefat ettikten sonra daha da çok sevilir, daha da çok anılır. Zeki Alasya için bu cümle pek de geçerli değil. Zira kendisi yaşarken de çok sevilen, iyilikleriyle, esprileriyle anılan değerli bir insandı. 1999 yılında Fatih Altınöz’ün senaryosunu yazdığı ve Zeki Ökten’in yönetmenliğini yaptığı 60 yaşın üstünde beş arkadaşın öyküsünü konu alan film ‘Güle Güle’ Bozcaadamızda çekilmişti.
Bu filmdeki sahnelerde sokakların bakirliğini, adamızın güzelliğini görenler Bozcaada’yı merak etmiş, turizmde kıpırdanmalar başlamıştı. Bunu orta yaş üstü insanların ada ziyaretlerinde, sosyal medyadaki yazılarda ve film üzerine yazılan değerlendirmelerde açıkça görebiliyoruz.
Güle Güle filmi samimiyeti ve duygusal senaryosuyla çok beğenildi. Ayrıca eleştirmenler de filmi oldukça beğendiler. Öyle ki film 1999 yılındaki Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo ve En İyi Film dahil dört dalda ödül aldı.
BOZCAADA ALASYA’YI UNUTMADI
Zeki Alasya’nın vefatının ardından Mendirek Dergisi’nin ve Bozcaada Haber’in çağrısıyla Çiçek Pastanesi’nde bir anma gerçekleştirildi. Film öncesi ve film arasında bol bol film üzerine, Zeki Alasya ve 90’lı yılların Bozcaada’sı üzerine sohbetler edildi. Güle Güle filmi izlendi. Filmde Zeki Alasya’nın yanı sıra Metin Akpınar, Yıldız Kenter, Şükran Güngör ve Eşref Kolçak’ın başrolünde yer aldığı filmde ayrıca Haluk Bilginer, Ayşegül Aldinç, Serra Yılmaz, Yüksel Altuğ, Nilüfer Açıkalın, Sevda Ferdağ, Nejat Birecik, Şebnem Özinal gibi önemli isimler de yer almıştı.
Alasya aynı zamanda Güle Güle filminin ardından 2000 yılında yine Bozcaada'da kendi yazdığı ‘Adada Bir Sonbahar’ isimli iki bölümlük televizyon filmi çekmişti.
Güle Güle filminde görev alan, aynı zamanda yazarlarımız Bozcaadalı Cahit Yalçın ve Muharrem Yıldız’dan da film ve Zeki Alasya üzerine görüşlerini aldık.
YILDIZ: “ADANIN NORMALİ BUDUR”
Sevgili Fatih Altınöz’ün Ada’mıza büyük bir armağanıdır ‘Güle Güle’… Bu filmde “ilahi aşkın mekânsal uzaklığa karşı direnmesinden” etkilendik. Ancak bir o kadar da çok yakından tanık olduğumuz ve tanıdığımız dostluk, dayanışma, komşuluk, kardeşlik duygularıydı bizi etkileyen. Zamana karşı ama mekâna bağlı bir dostluk. Belki sanatçı duyarlılığıyla abartılı işlenmiş olabilir. Ama Bozcaada’nın normali budur.