Cemil Onay’dan manifesto

Bozcaada Sanat Galerisinde yerel sanatçı Cemil Onay’ın resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergide gazeteci Haluk Şahin, Cemil Onay’ın yazdığı manifestoyu okudu.

Bozcaada Sanat Galerisinde dün akşam yerel sanatçılardan Cemil Onay’ın resim sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergiye katılım fazla olurken sanatseverler aynı zamanda gitar ve klarnet eşliğinde keyifli dakikalar geçirdi. Sergide ünlü gazeteci-yazar Haluk Şahin, sanatçı Cemil Onay’ın yazdığı manifestoyu okudu. İşte Onay’ın  Haluk Şahin tarafından okunan o dizeleri;

“Aslında bu konudaki resimlerime, sevgili arkadaşım Reyhan Yıldırım, ‘yığılı yüzler’ demişti. Bir diğer sevgili arkadaşım Horst R. Fleiner, Bremen sergimde davetiyeye koyduğu benzer bir resim nedeniyle ‘bakış açısı’ dedi. Güzel isimlerdi elbet… Ben bir öncesinde ‘çağ totemleri’ demiştim. Her biri, o durumlar için doğru isimlerdi. Bu yüzleri tanımıyorum, tanıdığım birileri değil resimlerde gördükleriniz. Şiddet gören kadınlar, ölen çocuklar, kayıp insanlar, balıkçılar, emekçiler, toplumun büyük kısmı çıldırdığı için kendi içine düşenler, hala âşık olabilenler, eğlence kültürü yoksunları, üretmeyen kreatifler… Bukowski’nin insanları da Herman Hesse’in insanları da var burada. Çoklu kültüre alışık olamayanlar da; yığılı, gereksiz popüler kültür artıkları da… Sonradan görmeler, iyi ya da kötü politikacılar da var. Çağ totemleri var. Ruh arıyoruz (ruh ikizimizi), anlaşılmayı bekliyoruz… Anlamak için uğraşmadan… Özlemeyi özlüyoruz, coşkumuz tükenmiş gibi. Para, aklımızı almış, en önemli gerçeğimiz olmuş… Bakış açısı. Yüz ölçümü Resimlerinde, Cemil Onay coşkusundan uzak haller, renkler, desenler sezebilirsiniz. Özellikle, kullanılmış, atılmış eşyalara yapılan yüzlerde. Başka duyguyla bakarsanız o eşyaların yıpranmış (eskimiş halleri), önceden kalmış ve üst üste yığılmış renkleri, bir ressamın yaratacağı efektten daha başarılı olabilir. Araya zaman girmiştir, sadece. Tuval ya da duvar ressamlığı vardır diyen Rönesans’a kadar gitmeyeceğim bu konuda. O kadar eski değil.  Bu yüzler birileri değil, herkes aslında.”