Hepimiz aynı gemideyiz
Bol yağmurlu bir geceden sonra çarşıya indiğinizde muazzam bir araç kuyruğu sizleri bekliyor. Tatil anlayışı biraz farklılaşmaya mı başladı ne!
Düşünsenize yağmur yağdı kaç, poyraz esti kaç, deprem oldu kaç… En ufak bir şeyden nem kapıyoruz. Gerçi geçenlerde enteresan bir gece yaşadık. Her yerden saatlerce şimşek, yıldırım… Çakan çakana! Ben de rüzgârgüllerinde dedim ‘bir iki kare resim alayım’ ne gezer, biz de bu adrenalin varken, enerji enerjiyi çeker; korktum. Sanatçı ruhum bir anda çakan şimşeklere yenik düştü.
Bu kış dedim; ‘yazın rüzgâr güllerine gelen ziyaretçi profili ile ilgili bir çetele tutayım’ tam tamına mayısın ilk haftasından o geceye kadar, 135 kişi Polente Feneri nerede, 5 kişi korna çalarak dışarıya ayağına çağırma -çok severim bu tipleri zaten- 2. kapının açılmamasından dolayı; 3 kişi kapıyı açar mısın yoksa zorla mı açtırayım, 5 kişi sen benim kim olduğumu biliyor musun? 10 kişi niye ikinci bir tuvalet burada yok, idari binayı restoran-kafe olarak algılayıp içecek siparişi veren yaklaşık 30 kişi, bulup da teslim ettiğim 3 plaka.
Diğer sorular zaten görevimiz icabı 14 yıldır bıkmadan cevapladığımız soru ve cevaplar oluyor.
***
Bozcaada’nın olmazsa olmazlarından biridir rüzgârgülleri.
Adanın neyi meşhur denildi mi; üzümü, şarabı, rüzgar gülleri, kargası ve kedisi tabii ki. Son yıllarda bir de Pakize’miz var. Meşhur sokak köpeğimiz. Geçenlerde İsmail Şen kardeşimiz tepki göstermiş bir misafir vatandaş taş atmış kovalamış, bilmiyor ki Pakize’nin en baba gazetelerde Güngör Uras gibi duayenlerin köşelerinde yer aldığını…
Zaten bilseydi bırak kovalamayı imzalı resmini bile alırdı Pakize’nin. Bakın Pakize Bozcaada’nın “top on” listesine sonradan girmesine rağmen, ilk üçte bütün bir yıl yerini hep korur.
Kışın bizim dizimizin dibinden ayrılmaz yazın da bize burnundan kıl aldırmaz; devamlı dışarıdan gelen misafirlerin yanındadır… Biz öyleyken bile bağrımıza basar, severiz onu. Zaten Pakize’ye yapılan bize yapılmış sayılır, bu sene bu saldırılar arttığı için çınaraltında beyaz kartonları elimize alıp, protesto gösterilerine bile başlayacağız.
Biz sadece yazın değil kışın da değerlerimize sahip çıkarız. Kedilerimiz konusunda en bilir kişi Canan ablamızdır. En nefret ettiği kelime ise kedilere “pıssssssst” denmesidir, yanlışlıkla o geçerken bir kediye tekme atmaya gör, yeminle Panter Emel yanında alt eder. Bütün kedilerin anasıdır o.
Her sene dışarıdan bir beş-on kedi özel sepetlerinde gelir,sezon sonunda burada hava temiz,oksijen bol, adayı benimsedi diye bırakılır sonra da çöp konteynırının kenarından masum masum kalan kılçıklardan bana da düşsün diye dua eder, işte tam o sırada Canan ablamız devreye girer ve hepsine kol kanat gerer. Yazın serde ahkâm kesip, poyrazlar vuu diyince sessizce sıvışanlara isyanı o yüzdendir.
***
Gönül isterdi ki, ilk göz ağrımızı yani şarap ve üzümümüzü yine en başta yazalım, bağrımıza basalım. Ne yazık ki bu sene üzümümüze hastalık, şarabımıza ise beyinden ur olanlar daha çok vurduğu için şu anda yazmakta bile zorlanıyoruz. Üzüm adası derken gün gittikçe daha çok zeytin adasına zorlanıp bunu devlet politikasına teslim edince işte şimdi kediden köpekten suya sabuna tirit yazılardan bahsediyoruz. Turizm elimizdeki tek koz kalmışken, içimizden ve dışarıdan sollu sağlı kroşe yemiş boksör gibi vuruyoruz da vuruyoruz.
Düşünsenize bir bölge gazetesinde iki bin yıl önceki olan Gökçeada depremini çok önemli bir haber gibi paylaşan, turizmden para kazanan arkadaşımız olursa buna ne denmeli sizler karar vermelisiniz. Sezon başında yapılan turizm toplantılarında çay bahçesinden kılını kıpırdatmayan, o toplantıya iştirak etmeyip o boşluğu başkaları doldurduğu zaman işte gün gelir onlar konuşur, sen işler bozulduğu zaman ortalığı yaygaraya verirsin, ben de buradan aynı şeyleri yazar dururum.
Değerleri değer yapan orada yaşayan bizleriz. Şanslıyız birkaç örnek teşkil etmeyenler dışında burayı yaşam tarzı olarak benimsemiş belki de bizden daha çok burayı sahiplenmiş bir sürü değerli ada sever insanlar mevcut.
Hepimiz aynı gemideyiz, değerlerimiz bizlerin zenginliği.
Herkese gönlünden geçen neyse o olsun temennisiyle hoş çakalın.
Canım Cahitim ne güzel anlatmışşın Yazan ellerine hisseden yüreğine sağlık. Boş ver poyraz vuvvv deyince kaçsınlar biz bize yeteriz Kedileri ,köpekleride bıraksınlar bizlerde bu yürek varken herşeye yeteriz.Düşmanlıkta yapsınlar gerçek Adalıların dostluğu yeterYılların sevgisi saygısı var birbirimize Ben kedicikleri ,köpekçikleri sizlerin yardımı ile koruyor kolluyorum VAR OLUN Kiminiz kardeşim kiminiz evladımsınız .HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUMMMM
11 sene önce yazıldı.