Hoşgeldiniz Bugün 05 03 2025
#

Ünlü müzisyen ile Bozcaada üzerine

ada

Ezginin Günlüğü grubunun kurucularından ünlü müzisyen ve söz yazarı Nadir Göktürk ile çok özel bir söyleşi yaptık.

 

Yaptığı besteler, birçok sinema filmi için hazırladığı müzikler ile önemli bir hayran kitlesine sahip olan Göktürk, tam bir Bozcaada tutkunu. Ünlü müzisyen yeni albümünü anlattı ve ada hakkında ilginç açıklamalar yaptı. Adanın geleceğine yönelik duyduğu kaygıları da dile getirdi.

 

–        Bozcaada’ya ilk kez ne zaman geldiniz?

 

2008 yılında konser amacıyla gelmiştik. Bağ Bozumu Festivali’nde Ezginin Günlüğü olarak sahneye çıkmıştık. Fakat ben diğer arkadaşlardan birkaç gün önce gelerek adayı gezip, tanıma fırsatı buldum. Ayrıca burada Haluk Arugün arkadaşım yaşıyor. Onu da ziyaret etmek istemiştim. İlk kez bu vesileyle Bozcaada ile tanıştım. Adayı tabii ki daha önce keşfetmek isterdim.

 

–        Bozcaada’nın sizi en çok etkileyen özelliği ne oldu?

 

Aslında ilk gözüme çarpan şey Bozcaada’nın bozulmamış dokusu ve hala korunuyor olması. İnsanların çok içten olması, birbirleriyle olan yakınlıkları ve kurdukları iletişim… Şu çok önemli benim için. Hayat hızla akıyor, her şey değişiyor. Ancak Bozcaada’nın yapısı ve insanları değişmiyor. Yani Bozcaada’nın hala kimliğini koruyor olması en önemli özelliği diyebilirim.

 

–        Son zamanlarda çok konuşulan İmar Yasası hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Ben adanın mevcut halinden çok memnunum. İmar konusu hakkında ise çok bilgi sahibi değilim. Her kafadan ayrı bir ses çıktığını düşünüyorum. Medyadan takip ediyorum gelişmeleri fakat konu hakkında herhangi bir uzmanlığım olmadığı için bunun hakkında yorum yapmam pek doğru olmaz.

 

–        Peki, adanın geleceğine yönelik görüşünüz nedir?

 

Bozcaada’nın değişmesi taraftarı değilim. Aslında ben hiçbir yerin değişmesini istemiyorum. Bu değişimler rant hesapları nedeniyle gündeme getiriliyor. Bu nedenle Türkiye’ye artık her yer birbirine benzemeye başladı. Örneğin; Trabzon’a gidiyorum, İstanbul’dan bir farkı kalmamış. Eski orijinallik hiçbir yerde kalmadı. Bozcaada orijinal dokusu korunmuş birkaç yerden biri. Şu anki halini korumak gerektiğine inanıyorum. Adanın ranta alet edilmesini istemem. Çünkü başka bir Bozcaada daha yok.

 

–        Gelelim müziğe… Bozcaada size müzisyenlik anlamında bir şeyler kattı mı?

 

Açıkçası Bozcaada’da çalışma imkanı bulamıyorum. Burada bir evim var ancak yılın çok kısa bir döneminde sadece dinlenmek amacıyla adada kalıyorum. Çalışma yapmaya fırsatım olmuyor.

 

–        Arkadaşlarınıza Bozcaada’dan bahsediyor musunuz?

 

Çok fazla anlatmıyorum. Bunun özel bir nedeni yok. Herkesin Bozcaada’ya gelip, buranın güzelliğini görmesi lazım. Anlatmak yetersiz kalır.

 

–        Yeni çıkan albümünüz hakkında konuşmak istiyoruz. Hayranlarınızın ilgisi nasıl, siz yeni albümünüzden memnun musunuz?

 

Ezginin Günlüğü grubundan ayrı solo olarak yaklaşık bir ay önce albümüm çıktı. Halihazırda daha önce hazırlamış olduğumuz eserler var. Onları da gelecek dönemde dinleyicilerimle buluşturmayı hedefliyorum.

 

–        Son olarak şunu soralım; Nadir Göktürk bir gün devamlı Bozcaada’da yaşama kararı alacak mı? Böyle bir planınız var mı?

 

Tabii ki burada yaşamak isterim. Çünkü Bozcaada bana mutluluk ve huzur veriyor. Şu an albüm çalışmalarına odaklanmış durumdayım. Eşim de şu an adada yaşıyor. Ben de bir gün mutlaka devamlı bir şekilde adada yaşayacağım.

 

NADİR GÖKTÜRK KİMDİR?

 

Nadir Göktürk, 1967-1971 yılları arasında, önce İ.Ü. Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı daha sonra da İ.Ü. İktisat Fakültesi’ne devam etti. 1971 yılında ayrılıp askere gittikten sonra 1973 ve 1975 yılları arasında Almanya’da Stuttgart şehrinde yaşadı. İstanbul’a döndükten sonra 1976 yılında, yeni kurulmuş olan İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na girdi ve bu okulu 1979 yılında bitirdi. Bu okulda Yavuz Top ve Arif Sağ’la bağlama, Nida Tüfekçi’yle folklor, Neriman Altındağ Tüfekçi’yle Halk Müziği repertuvarı, Laika Karabey’le Klasik Türk Müziği nazariyatı, Bekir Sıtkı Sezgin’le Klasik Türk Müziği repertuarı, Yalçın Tura’yla armoni ve Saadettin Heper’le ‘usül’ çalıştı. Ayrıca Saadettin Heper’den: Klasik Türk Müziği ve Dini Musiki formları, tarihi, ekolleri konusunda, gerek Hacı Arif Bey’e kadarki ve gerek Hacı Arif Bey’den sonraki dönemle ilgili, bilgi, tecrübe ve yorumlara dayalı dersler aldı. Yine Saadettin Heper’den, Klasik Türk Müziğinin geleneklerini, adetlerini ve usta-çırak ilişkilerini öğrendi. Ayrıca, çeşitli tiyatro-oyun, sahne-dans, tv programı müzikleri; yurt içi ve yurt dışında çeşitli radyo-televizyonlar için kanal, program ve reklam jingle’ları; çeşitli müzik albümlerinde aranjörlük; çeşitli şiir albümlerinde fon müziği; çeşitli müzik albümlerinde yer almış 100 kadar şarkısı bulunmaktadır. “Oyunbozan” Film Müziği albümü (Soundtrack 2000); “Notalarla Ezginin Günlüğü Şarkıları” nota kitabı (2004) yayınlanmıştır.

 

 

 nadir_kucuk

 


Yorum Yap