Papakçı ‘Hawai’ eleştilerine yanıt verdi
“Bozcaada’yı Hawai yapacağız” söylemiyle dikkatleri üzerine çeken Bozcaada Spor ve Kültür Derneği Başkanı Zihni Papakçı, kendisine yöneltilen eleştirileri haksız bulduğunu belirterek yanlış anlaşıldığını söyledi. Papakçı, derneğin ada halkı tarafından da ilgi ile karşılandığnı vurgulayarak, çalışmaların hız kesmeden devam edeceğini anlattı.
Bozcaada Spor ve Kültür Derneği Başkanı Zihni Papakçı, Bozcaada Haber’de çıkan röportajının ardından eleştirilerin odağı haline gelen“Bozcaada’yı Hawai yapacağız” açıklaması ile yanlış anlaşıldıklarını ifade etti. Bozcaada Haber’e derneğin faaliyetleri hakkında açıklamalar yapan Papakçı, kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt verdi. Bozcaada Haber Genel Yayın Yönetmeni Serkan İlik, dernek başkanı Zihni Papakçı ile bir araya gelerek tüm merak edilenleri sordu ve samimi yanıtlar aldı. İşte o röportaj;
Serkan İlik: Hocam sizin de belirttiğiniz gibi Bozcaada’da şahsınızın çok tanınmadığı ortada. Bu nedenle birtakım eleştirilere maruz kaldığınızı söylüyorsunuz. Peki, sizi biraz daha fazla tanıyabilir miyiz? Bozcaada ile bağınızı anlatabilir misiniz?
Zihni Papakçı: Türkiye ve dünya beni 4 ayrı çalışma içerisinde tanıyor. Birincisi eğitimci kimliğimle, ikincisi uluslararası judo hakemi ve uluslararası teknik direktorlük kimliğimle, üçüncüsü yazar, dördüncüsü ise stratejist kimliğimle tanınıyorum. Judo bildiğiniz gibi Uzak Doğu sporlarının merkezinde. Güney Kore’ye devlet bursu ile gönderilerek bu sporu öğrendim.Üst düzeydeki judo ve uluslararası hakemliğimizi oradaki öğrendiğim bilgiler ile pekiştirdim. Bunun haricinde araştırmacı yazar olarak önemli kitaplarım vardır. Uluslararası dillere çevrilmiştir. Tiyatro oyunları da çok önemli çalışmaların başında gelmektedir.
S.İ.: Bozcaada ile bağınız ne zaman başladı?
Z.P.: Bizim adaya ilk gelişimiz aşağı yukarı 30 yıl öncedir. Ama tabii burada yaşamıyorum İstanbul-Bozcaada-Amerika-
HAWAİ MESELESİ ÇARPITILDI
S.İ.: İlk röportajınızda yapmış olduğunuz Hawai benzetmesi biliyorsunuz tepkilere neden oldu. Siz ise yanlış anlaşıldığınızı ya da konunun yanlış tarafa çekildiğini söylüyorsunuz. Hawai benzetmesini biraz daha açabilir misiniz?
Z.P.: Bozcaada jeopolitik ve stratejik olarak çok hassas bir noktadadır. Troya savaşının alanı burasıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıç yeri burasıdır. Anzaklar 25 Nisan’ı Gelibolu’da Anzak günü olarak dünyaya ilan ettiler. Ben buna da karşıyım. Anzak günü olamaz. Gelibolu’da 1. Dünya Savaşı’nda olsa olsa Türk günü olabilir. Bu şekilde yabancılar kendi propagandalarını dünyaya tanıtıyorlar. Bozcaada ve Gelibolu ismi ise tarihsel süreçte hep ikinci plana itilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda Pearl Harbor baskını stratejik olarak çok önemli bir olaydır. Bu baskının ardından Hawai ortaya çıkmıştır. Hawai ismi bu baskın nedeniyle öne çıkmıştır. Oysaki tarihsel sürece baktığımız zaman 1. Dünya Savaşı’nda Bozcaada’nın önemi Hawai’den çok daha fazladır. Nedir Bozcaada’yı önemli kılan? Alman U-21 denizaltısı burada İngiliz Elizabeth gemisini ve karşıt düşman gemilerini burada batırıyor. Birinci Dünya Savaşı’nda kara çıkartmasına başlayan askerler Bozcaada’da bekletiliyor. Hatta Habbele koyunda bekletiliyorlar. Savaş’ın Çanakkale’den geçiş noktası Bozcaada’dır…
Bu bakımdan Bozcaada, Hawai’den çok daha önemlidir. Bunu gerçeği bilinçli bir şekilde yabancılar pasifize ediyorlar. Ama Bozcaada halkı zamanla bu bilince sahip olacaktır. Bu nedenle bana yöneltilen eleştirilere gülüp geçiyorum. Tabii ki yanlış anlaşılmakla birlikte kasten bu şekilde yorum yapanlar da vardır. Sonuçta beni dünya tanıyor. Dünya neden bana değer veriyor, neden Türkiye bana değer veriyor? Yaklaşık 30 yıldır da adaya geliyorum, neden bu elimdeki güçleri imkânları Bozcaada halkına, çocuklarına, spora vermeyeyim? Tek derdim bu!
30 BİN LİRALIK OLİMPİK MİNDERLER GELDİ
S.İ.: Dernek olarak sanırım ik icraatınız yaklaşık 30 bin TL civarında maddi değere sahip olduğunu belirttiğiniz olimpik minderleri getirmeniz. Bu süreci anlatır mısınız?
Z.P.: Minderlerin gelebilmesi için kulüp ya da dernek şart. Kulupsüz lisanslı sporcu yarışlara katılamaz. Bunu gündeme getirererek kulüp ve derneğin kurulmasının önü açıldı. Sayın Kaymakamımız da federasyona resmi yazıyı yazarak bu süreçte bizlere destek oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz. Ardından federasyon başkanımız ile görüşmelerimiz neticesinde minderleri en kısa zamanda getirttik. En kısa zamanda gelmesinin nedeni biraz benim ismimin federasyondaki etkisi ve şu andaki judo federasyonunun başkanının Tuğrul hocamızla (Tuğrul Atak – Spor Salonu Eğitmeni) aynı devreden olması. Yaklaşık olarak 30 bin liralık minderleri adamıza kazandırdık. Bozcaada spor faailiyetleri için inanılmaz bir yer. Tabii ki bu arada minderlerin gelişinde katkısı olan ve kargo masraflarını karşılayan belediyemize teşekkürlerimizi sunuyoruz.
S.İ.: Anladığım kadarıyla sizin isminiz ile bu dernek çeşitli federasyonlardan yararlanacaktır. Bununla ilgili de görüşlerinizi almak isterim.
Tabii bu anlamda bizim bu kulübü, derneği kurmamız çeşitli federasyonların ilgisini ve dikkatini çekmiştir. Ve hemen benim ismimden ötürü ve kendi branşlarının Bozcaada’da uygulanabileceği düşüncesi ile bizimle temas kurdular ve bir teklifte bulundular. Örneğin; bunların başında kano federasyonunun başkanı Prof. Dr. Sami Mengutay geliyor. Kendisi bana “Hemen bu kano branşını da lütfen açın. Her türlü destek ve yardımda bulunacağım” demiştir. Bunun gibi halter, yelken vs federasyonlardan en üst isimler bizimle temasa geçtiler.
S.İ.: Derneğin amacından ve yapacağı önümüzdeki günlerde yapacağı faaliyetlerden de biraz bahsedebilir misiniz?
Bizim hedefimiz; içimizde çok değerli şampiyon çalışma arkadaşlarımızın olduğu bu dernek ile Bozcaada çocuklarına, Bozcaada gençliğine, Bozcaada halkına ve tüm Bozcaada’ya bu spor, sağlık, kültür ve sanat aktivitelerini verebilmek ve belirgin yapının daha üstüne çıkartmak. Biz kesinlikle tabela derneği değiliz, olmayacağız da. Bu arada daha önce de söylemiştim; 30 Ağustos’ta Çanakkale’ye Can Verenler adlı tiyatro sahnelecek. Birçok ülkede sahnelen bu oyun için tur bile düzenleniyor. Biz sadece spor değil sanatsal, ahlaki her konuda çalışma içinde olacağız. Örneğin; bayramdan sonra Uyuşturucu İle Mücadele Derneği burada slaytla sunum yapacak ve konferans verecektir. Yani biz her fırsatta icraat yapacağız.
PAPAKÇI, NEW YORK VALİSİNİ NASIL DİZE GETİRDİ?
S.İ.: Sizinle ilgili internette yaptığım araştırmalar sonucunda en çok dikatimi çeken konu 2002 Ekim ayında New York Valisi ile yaşadığınız olay oldu. Sanırım o valiyi Türklere karşı yaptığı bir açıklamadan dolayı dize getirmişsiniz. Böyle bir şey yaşandı mı?
Z.P.: Patakos olayı var. George Patakos halen New York Valisi olarak görev yapıyor. Yunan kökenli bir insan. Ekim 2002’de tüm dünyaya bir bildiri yayınladı. Bildiride Kurtuluş Savaşı’nda İzmir’in Türkler tarafından yakılıp yıkıldığını, Yunanlıların bizim tarafımızdan katledildiğini ileri sürdü. “İzmir uluslararası entellektüel kültürü barındıran bir kent iken, Türkler tarafından bu kültür yok edildi. Bu yok edilişin 80. yıl dönümünü tüm dünyaya ilan ediyorum” ifadeleri yer alan bir bildiri yayınladı. Bu bildiri çok korkunçtu. En büyük korku ise bildirinin önümüzdeki yıllarda Ermeni anıtı anısı, İzmir anıtı anısına yol açmasıydı. Daha sonra bildiri benim başkanlığımda oluşturulan değişik bir strateji ile engellendi. Zorunlu olarak teklifi geri aldı. Eğer kabul edilmiş olsaydı tarihteki komik sözde soykırım olayı İzmir olayı ile de birleşebilirdi.