İnteraktif deniliyor, çokça da bu sözcük kullanılıyor. Hadi, başlıkta biz Türkçesini kullanalım dedik; karşılıklı etkileşime dayalı siyasal ortam. Uzun zamandan beri de özlemişizdir herhalde. Seksenlerin sonlarıyla doksanlı yılların başlarında TRT’de yapılırdı etkileşime dayalı siyasal programlar. Ali Kırca yönetirdi. Siyasal parti liderleri ya da temsilcilerine sorular yöneltilirdi. Parti temsilcileri kendi aralarında tartışırlar. Zamanın olanakları ölçüsünde seyircilerden gelen sorular da sorulmaya çalışılırdı. Bu programlara tam anlamıyla interaktif denilebilir mi, bilmem ama günümüzdeki siyasal alanda tek sesli ve tek yönlü mesajlar içeren propaganda örneklerinden daha katılımcı ve demokratik olduklarına kuşku yok.

Günümüzde siyaset ve siyasal propaganda örnekleri kırk yıl öncesinin bile gerisinde. O nedenle “affedersiniz”, hakaretler, küfürler, sinkaflı laflar yöneticilerimizin normali haline geldi. (Bereket bu ada siyasetinde tam olarak yaşanmadı. Biraz bel altı, biraz…) Bu üslup geriliğinin yanında ada ve Türkiye siyasetinde mesajlar hep tek yönlü verilegeldi. Siyasetçi çıkar, meramını anlatır, eser, yağar, kükrer bazen ağlar konuşmasını yapar. İstediğine istediği suçlamayı yapar, kendiyle ilgili istediğini söyler. Dinleyenler de dinler ve alkışlar.

Nasıl camide hoca kilisede papazın vaazlarıyla ilgili, cemaatin soru sorması, itiraz etmesi, değerlendirme yapması gibi bir gelenek yoksa politikacının kürsüde anlattıkları da ya coşkuyla ya da sessizce dinlenir.

Ama bu seçimde bu kural Bozcaada için böyle olmayacağa benzer. Bozcaada TV internet ortamında canlı yayınlar yapmaya başladı. Bu mecrada kendini anlatmak isteyen siyasiler buna seviniyor olabilirler. Neden sevinmesinler? Kendilerini ve politikalarını anlatabilecekleri daha ucuz, daha pratik, daha kolay bir iletişim alanı yok. Hele Bozcaada gibi internet kullanma alışkanlığının nispeten yüksek olduğu bir yerde…

Ancak her nimetin bir külfeti var. Bozcaada TV’de propaganda yapacaklarına sevinen adaylara, karşılaşacakları zorluklarla ilgili düşüncelerimi birkaç madde ile özetleyeyim:

• Bozcaada’da internet kullanma alışkanlığı nispeten yüksek. Bu programların izlenme oranı yüksek olacak. İzleyenlerin çoğunluğu da rakip adayın destekçileri olacak.
• Programa katılan adaylar, izleyicilerden gelecek hiçbir soruyu yanıtsız bırakamayacaklar.
• Soruların önemli bir kısmının kendilerine muhalif olan izleyicilerden geleceği de tahmin edilebilir sanırım.
• Program yapımcıları Mustafa Dermanlı ve Serkan İlik, “hakaret içermeyen her soruyu aktarırız” diyorlar.
• Program yapımcıları, gelen sorulara öncelik verirken, eminim muhalif sorulara daha ağırlık vereceklerdir.
• İnternet programına tek başına çıkmayı kabul eden aday, seçimlere çok yakın bir zamanda yapılması planlanan, tüm adayların birlikte katılacakları programa da katılmak zorunda kalacaklar.
• Adayların tümünün katılacağı ve yine seyirci sorularının alınacağı son program bir siyasetçi için hiç de kolay geçmeyecektir.

Şimdi bu yazıyı okuyan adayların hepsi “bizim yanıtlayamayacağımız soru yoktur” diyecek. Ben de onlara şimdiden, “Eh, siz bilirsiniz, nasıl diyorsanız öyle olsun” diyorum ve ekliyorum: “Siz yine de her soruya hazırlıklı olun.”