Bugun...
Konut sorunu ve diğerleri


Muharrem Yıldız
muharrem_y@yahoo.com
 
 

Ulusal basında Bozcaada haberi; yedi sütuna manşet: “Ada’da konut sorunu”, “Adalılar evlerini kiraya vermiyorlar”, “yeni evlenenler ve memurlar ev bulamıyor”, “Bozcaada’da kiralar fahiş fiyata.”

Bakarsanız haber doğru; hepimiz biliyoruz ki; Ada’da gerçekten konut sorunu var. Bu konuyla ilgili yorumlara bakalım:

Bu Adalılar yok mu bu Adalılar, gözlerini para hırsı bürümüş”, “zaten ben demiştim Ada bitti kardeşim”, “Ada’yı bu hale getiren Adalılardır”, “herkes evini pansiyon yaptı”, “evleri İstanbullulara sattılar.” “Oh olsun” manasında yığınla yorum.

Herkesçe malum olan bu sorunun çözümü ile ilgili Bozcaada kamu otoritesi ne diyor: “Biz belediye olarak Ada’daki ev sahiplerine telkinde bulunuyoruz.” Adayı yöneten otorite, onlarca yılda oluşmuş bir problemi çözmek için telkin çözümünü güçlü bir biçimde kullanıyor ve anlaşılan başka da bir çözüm çabası da yok.

Sosyal medyadaki Bozcaada gerçeğinden uzak, yüzeysel, sorunu kişisel hesaplaşmalara döken, zaman zaman Adalıları haksız yere hedef alan yorumlar gördüm. Bozcaada’yla ilişkisi olmayan bu kişilerin yorumları görmezden gelinebilir. Ancak bu zamana kadar bu ve benzeri sorunları çözmüş olması ya da çözmeye çalışıyor olması gereken yöneticilerin, memlekete olan yabancılıkları ve topu taca atan ilgisiz tavırları affedilir gibi değil.

Bence diye başlayalım:

• Bu tip sorunlar bireylerin insafına, vicdanına, iyi niyetine bırakılamaz. Bir mülkün sahibi gayrimenkulünden 100 birim kazanma olasılığı varsa, ona “hayır sen 10 birim kazan” diyemezsin. Bu hayatın doğal akışına terstir. Adalılar neden daha az kazanmayı tercih etmiyorlar, demek işin kolaycılığına kaçmak olur.

 

• Kenti yönetenler bu sorunun çıkacağını öngörürler ve daha sorun ortaya çıkmadan önlem alırlar. Ada’da bir konut sorunu olacağı 90’lı yılların başından itibaren kendini hissettiriyor, 2000’li yılların başından itibaren de bağıra bağıra geliyordu. O günlerden beri Ada’yı yönetenler bu meseleyi göremediler. Hatta umursamadılar.

 

• Bozcaada’yı yönetenler Ada’nın orta ve uzun vadeli geleceğini planlamak yerine; memleketi vahşi kitle turizmine mahkum ettiler. Bağcılığın can çekişmesine sırtlarını çevirdiler. Kapsamlı bir kooperatifleşmeyle Bozcaada’nın tarımsal ürünleri ulusal ve uluslararası marka olabilecekken bu seçeneği değerlendirmediler. Denizlerinde balıkçılık yapılamaz hale gelinceye kadar, balıkçılığın sorunlarına eğilmediler. Ülkenin en sevimli eğitim kurumlarına sahipken, bu okullara ve bu okulların öğretmenlerine sahip çıkmadılar.

 

• Böylece ekonomik yapısı tamamen değişen Ada kışın yaşamaz ve yaşanmaz bir hale geldi. Malumunuz konut nüfusla ilişkilidir ve konut sorunu, diğer sorunlardan bağımsız bir sorun değildir. Bağcılığın geldiği nokta, turizmde kitle turizmi tercihinin yapılmış olması, Ada’daki eğitim kurumlarının sorunlarına karşı duyarsızlık, tüm bunlar Bozcaada’da yaz ve kış aylarında bir nüfus dengesizliğine neden oldu.

 

• Kışın Ada’da yapacak bir işi olmayan insanların kendi evlerine bir yuva gözüyle bakmalarını bekleyemezsiniz. Artık evlerimiz sadece birer kazanç kapısı haline geldi. Kazanç kapısı haline getirildi.

 

Oysa Bozcaada’nın turizmi katma değeri daha yüksek, kavramsal turizm alanlarına yönelseydi. Yani Truva, şarap, bağcılık, yenilenebilir enerji, ekoloji, su sporları, atletizm, sokak müziği, plastik sanatlar, yaşlı bakımı ve geriatri, yaz eğitim kampları gibi konulara odaklı turizm seçenekleri Ada’da geliştirilseydi daha güzel olmaz mıydı? Hem daha çok kazanç elde edilir hem de memleketimizin üstündeki insan yükü azalırdı.

 

Turizmin yanında, tarımsal kökenli özellikle bağcılıkla ilişkili üretim, sistemli bir biçimde desteklense de insanların kışın da Ada’da yaşamalarını gerektirecek bir nedenleri olsa. Bunun için üreticiler kooperatifleşerek, Ada’ya özgü markaların oluşmasını sağlasalar. Reçel, kuru üzüm, pestil, sirke, sabun, salamura yaprak, üzüm çekirdeği ürünleri gibi yüzlerce ürünü bu kooperatif üreterek Ada içinde, tüm ülkede, hatta yurtdışında satışa sunsa... Dönüp bir de bunun turizmi yapılsa.

 

Belediye eliyle kurulacak, bir etüt merkezi mi dersiniz, halkevi mi, kültür merkezi mi, dersane mi; bir eğitim kurumunda çocuklarımız kendilerini yetiştirseler. Bu eğitim kurumundaki öğretmenlerce hem akademik, hem sanatsal, hem spor alanlarında nitelikli eğitimler alabilseler. Böylece insanlarımız daha nitelikli eğitim için memleketten ayrılmasalar.

 

Tüm bu çözümler sıradan yurttaşlar tarafından yapılmaz. Bu sorunlar duyarlı, geleceği gören, Bozcaada’nın ihtiyaçlarına, insanına ve değerlerine yabancı olmayan, yöneticiler eliyle olur. Yöneticileri de seçenler Adalılardır.



Bu yazı 2862 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
Bozcaada Bağcılığı
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Adada zincir market açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?


 YUKARI