Bugun...
Yerli turist Yunan adalarına kaçar mı?


Mustafa Dermanlı
mdermanli@gmail.com
 
 

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrasında basına yansıyan “Kapıda vize kolaylığı” haberi özellikle Ege kıyılarında turizm yapan işletmelerde ve tabii ki Bozcaada’da ses getirdi. Peki, bu gelişme Bozcaada turizmini nasıl etkiler?

Aslında ‘kapıda vize uygulaması’ yeni bir uygulama değil. Bu uygulama, pandemi öncesine dek birkaç sene boyunca, 7 adayı kapsayan bir şekilde Türkiye ile Yunanistan arasında uygulanıyordu. Sakız (Chios), Meis (Kastelorizzo/Megisti), Sisam (Samos), Midilli, Rodos, Kos (İstanköy) ve Simi adaları bu kapsam dahilindeydi. Erdoğan ve Miçotakis’in birkaç gün önceki buluşması sonrasında yapılan açıklamada bu 7 adaya Limni, Leros ve Kalymnos da eklendi.

Yapılan açıklamada verilecek vizenin 7 gün olacağı da belirtiliyor (Geçmiştek uygulamada 15 güne kadar vize verilebiliyordu). Hal böyle olunca acaba Ege’de tatile çıkanlar dümeni Yunanistan’a kırar mı diye soran işletmeciler yok değil.

‘KAZIKÇI BOZCAADA ESNAFI’

Şu sıralar Hürriyet’te çalışan, geçmişte de DW Türkçe, Vatan, Dünya Gazetesi’nde çalıştığını Twitter künyesinden öğrendiğimiz gazeteci Emre Eser bu haber sonrasında bir twit attı: “İşte şimdi gününü görürsün kazıkçı Bozcaada, Alaçatı, Bodrum esnafı... Taş otelmiş, ağaç konakmış, otlu reçelmiş... Akın akın gideceğiz. Hoşbulduk komşu.”

Bu twit de işletmeciler tarafından oldukça tepki çekti. Bence tepkiyi hak edecek kabalıkta bir iletiydi.

Evet, bu uygulama yurt dışına tatile giden sayısını arttıracaktır. 7 gün vize veriliyor olsa da bu bir kolaylıktır. Burası bir gerçek. Fakat bu durumun biraz da abartıldığını düşünüyorum. Sanki Avrupa Birliği kapıları açtı ve vizesiz gidiyormuşuz gibi bir algı var ortada. Bu uygulamada da vize için bir ücret ödenecek, acenteyle gidiyorsanız 2-3 gün önceden pasaportunuzu vermeniz ve ayrıca bir komisyon da ödemeniz gerekecek. Sağlık sigortası yaptırmanız, biometrik fotoğraf çektirmeniz vb. tüm evraksal işlemleri halletmeniz gerekecek. Yani normal vize başvurusu için yapacağınız tüm işlemleri burada da yapacaksınız. Üstelik alabileceğiniz vize 7 günlük. Yukarıda da dediğim gibi 5 yıl önceki uygulamada 15 güne kadar çıkabiliyordu vize süresi.

Avantajı ne? Muhtemelen Yunanistan vizesi için yetkili kurum olan Kosmos firmasından biraz daha ucuz yapılacak, daha hızlı vize verilecek ve bu adı geçen adaların karşısında yer alan Ayvalık, Bodrum, Kaş, İzmir gibi yerlerden başvuruda bulunabileceksiniz.

 

 

PASAPORT YOKSA MANTIKLI DEĞİL

Bu uygulamada vize ücreti (sigorta, komisyon vs dahil) 70-75 Avro civarında olacağını tahmin ediyorum. Zaten yetkili acente Kosmos’a vize için başvursanız, 110 Avro ödersiniz ve 7 gün değil daha fazla süreyle vize alma ihtimaliniz var.

Üç kişilik bir ailenin kapıda vize uygulamasıyla daha feribota binmeden ödeyeceği rakam 200-210 Avro’yu (6.000-6.500 TL) buluyor. Kişi başı ödenecek yurt dışı çıkış harcı ise 150 TL, 3 kişi için 450 TL ediyor.

Eğer bu aile daha önceden pasaport almadıysa pasaport için başvuru yapmaları gerekecek. 2 yıllık pasaport ücreti defteriyle birlikte 4.800 TL! Fotoğrafı falan da ekleyince 5.000 TL ediyor. 3 kişi için ödenecek rakam 15.000 TL. Tabii ki pasaport demirbaş gibi. Aldığınız yıl nispetinde dilediğiniz kadar kullanırsınız. Ama sıfırdan başvuru yapacaklar için bu maliyet oldukça yüksek.

4-5 GÜN MİDİLLİ’YE GİTSEK?

Kapıda vize uygulaması ile hangi adaya giderseniz gidin 4-5 günden az kalırsanız zarar edersiniz. Eğer bir şekilde geçmeyi başardıysanız, vizenin son gününe kadar kalın.

Mesela bu sayılan adalar arasında Bozcaada’ya en yakın sayılabilecek adalardan Midilli’ye Ayvalık’tan gidiş-dönüş feribot ücreti kişi başı 30 Avro. Yani 900 TL. Bozcaada’ya gidiş-dönüş feribot ücreti ise kişi başı 55 TL. Yani 3 kişi Midilli’ye gidip gelseniz 2.700 TL yol parası vermek zorundasınız. Bozcaada’ya ise 150 TL’ye geçer dönersiniz.

Daha uç bir örnek vereyim: Marmaris’ten Rodos’a geçmek isterseniz kişi başı gidiş-dönüş 85 Avro’dur. 3 kişilik bir aile için 255 Avro (7.500 TL) sadece yol parası tutar.

Bu örnekler kişi başı gidiş-dönüş ücretlerdir. Araçla geçecekseniz rakamlar çok daha farklı boyutlara çıkıyor. Liman vergisi adı altında ödenen rakamlar da her yerde değişiklik gösteriyor.

Otel-pansiyon fiyatlarına bakarsanız -ki Booking üzerinden Midilli’deki otel ve pansiyonlara baktım- Bozcaada’da daha ucuza konaklayacağınız yerler de var, çok daha pahalı yerler de. Tercih sizin. Bozcaada’da bir pansiyonda mı, lüks havuzlu bir otelde veya taş evde mi kalacaksanız, ona göre fiyat değişiyor. O sebeple “şu kadar lira’ya konaklarsınız” demek güç.

Yemek konusunda Yunan adaları Türkiye’deki fiyatlara göre genelde ucuz kalır. Onun da temel sebebi yemek ve meze fiyatları değil, alkol fiyatıdır. Kalamar fiyatı genelde 10-12 Avro’dur Yunanistan’da. 350 TL’ye gelir porsiyonu. Mezeler türüne göre 6-10 Avro’dur. 180-300 TL arasına gelir, Türkiye bu kalemde daha ucuzdur. Alkol ise açık ara Yunanistan’da daha ucuzdur. Sadece Yunanistan değil, tüm Balkan ve Avrupa ülkelerinde ucuzdur. Günün sonunda masada çıkan temel fark alkol sebebiyle ortaya çıkar.

Tüm bunların ışığında 4-5 gün Yunan Adaları’ndaki bir tatil mi, Bozcaada’daki bir tatil mi daha ucuza gelir sorusuna yukarıdaki bilgilere dayanarak siz cevap verin. Hangi yerde daha fazla mutlu olursunuz, hangisinde keyifle tatil yaparsınız, hangi adanın sokaklarında gezmekten haz duyarsınız bu kişiden kişiye değişir.

ALKOL ÜZERİNDEKİ DEVASA VERGİ

Emre Eser’in söylediği “kazıkçı esnaf” benzetmesi çok kaba bir tabir. Bir gazeteciye yakışmayan, hele de alternatif olarak eşit şartlarda güreşmeyen yerleri örnek göstermesi adaletli değil. Alkol üzerindeki devasa vergiyi eleştirmeyip esnafa “kazıkçı” demek kolaycılık. Bozcaada’da kazıkçı esnaf yok mu? Elbette vardır. Ama işim gereği girmediğim, önünden geçmediğim, oturup bir şeyler yiyip-içmediğim işletme sayısı azdır. Bozcaada’daki bir meyhaneyle, Beşiktaş balıkçılar çarşısındaki bir meyhane arasında fiyat farkı neredeyse yoktur. Varsa da “kazıkçı” yaftasını yapıştıracak nispette bir fark yoktur. Kasaba balıkçısına göre de elbette pahalıdır Bozcaada. Kıyaslanamaz bile.

Cebinde vizesi olan varsa zaten Yunan adalarına gidiyor. Ama vizesi olmayana 7 gün vize verileceğinin söylenmesi büyük bir nimet değil. Alt alta, üst üste toplarsanız anlarsınız ne demek istediğimi.

Kapıda vize uygulamasının işlediği dönemlerde Kos ve Meis’e gitmiştim. Pasaportumda kendi vizem vardı ve bu uygulamadan direkt faydalanmadım. Ama detaylarına o dönem hakimdim. Bu yeni çıkacak uygulamanın detayları da yakında açıklanır. O dönem Yunanistan’ın büyük kısmını defalarca ziyaret ettim. Thassos adasına üç defa gittim. Fiyatlara az-çok hakimim.

Benim bu noktada temel eleştirilerim farklı. Verdiğiniz para bir Yunan adası ile Bozcaada arasında üç aşağı beş yukarı aynı olabilir. Ama ısrarla kendi mekânlarını işletmeye devam eden, müziğiyle, masa adabıyla, meze ve hizmet standardıyla sizi şaşırtmayan, merkezdeki bir restoran ile ücra bir köşedeki bir restoranın fiyatlarının birbirine çok yakın olduğu, Bozcaada’nın en az 20 yıl öncesini andıran, o samimiyeti, yavaşlığı, ruhu hissedebildiğin mekânlarla dolu Yunan adaları. Bu noktada onlar olduğu gibi dururken, biz geri gidiyoruz her sene. Bu belki de başka bir yazının konusu…

KENDİNE GÜVENMEK ÖNEMLİ

Kendine güvenen adalar, kendine güvenen işletmeler, kendine güvenen turizm anlayışı ve kendine güvenen devlet bu tip uygulamaların önünü açar. Hatta Midilli-Bozcaada-Limni-Gökçeada arasında düzenli çalışan bir feribotun olması gerektiğini yıllardır savunurum. Bundan korkmamak, “aman bize gelen turist başka yere gitmesin” çekincesine düşmemek gerek. Çiçekten çiçeğe polen taşıyan arılar gibi bu adaları gezen yerli-yabancı turistlerin katacağı şey çok fazla.

Bu bir hayal olmamalı. Ama şu anda hayal… Düşünsenize Kuzey Ege’nin iki adası arasında bile bağlantı yok. Bozcaada’dan Gökçeada’ya gitmek isteseniz 3 defa feribota binmeniz ve 75 km yol yapmanız gerekiyor! En az yarım gün sürüyor. Bozcaada esnafına sorsanız böyle bir hattın olmasını istemeyebilirler. “Aman turist komşu adaya kaçmasın” çekincesi olabilir. Olabilir mi?

GÖKÇEADA GELİŞİYOR AMA SONU BOZCAADA’YA BENZEMESİN

Bundan 4-5 sene önce Gökçeada’nın her türlü turizm sayısında, kişi başı ve araç geçişi anlamında, konaklama sayısında, konaklama ve yeme-içme mekânları sayısında vb. Bozcaada’yı geride bırakacağını söylediğimde bana meczupmuşum gibi bakan arkadaşlarım vardı.

Çok özenli işletmeler açıldı ve açılmaya devam ediyor Gökçeada’da. Önümüzdeki 5 yıl içinde Bozcaada’yı katlarsa da şaşırmam. Ama eğer kontrollü bir büyüme gerçekleştiremezlerse, birkaç senedir Bozcaada’nın başına gelen olumsuzluklarla da karşılaşmaları kaçınılmaz. Bugün kitle turizmi denen turizm türünü adada isteyen esnaf sayısı acaba kaçtır?

Yazımızın ana konusuna dönelim… Kapıda vize uygulaması, insanların yurtdışına ilgisini arttıracaktır. Ama bu bedava tatilmiş gibi bir algı da olmamalı. Bu yüklü bir maliyet ve karşılığında verilen sadece 7 günlük vize. Gittiğiniz yerde de otel ve yemek bedava değil. Ama yeni yerler görmek, bozulmamış sokaklar ve evler arasında yürüyüş yapmak, yavaş yaşayan insanları izlemek, özenli aile işletmelerini keşfetmek önemli bir deneyim olabilir. Bu yönlerden bakıldığında ilk olarak Kuzey Ege’de işletmecilik yapıp hâlâ Yunan adalarına gitmeyenler varsa önce onlar gitsinler zaten.

ADA NE EDERSE KENDİ KENDİNE EDER

Yazının başında bu uygulamadan Bozcaada turizmi nasıl etkilenir, diye sormuştum. Bozcaada çok özel bir coğrafya. Gerçekten öyle. Ama bu özelliklerini her geçen sene çeşitli sebeplerle daha da yitiriyor. Bozcaada’yı pandemi durduramadı. Beylik koyunda asbestli gömü söküldü, yine akın akın geldi insanlar. “Adaya göktaşı düşse, insanlar göktaşının düştüğü yeri görmeye gelir, yine gelir” diyorduk. Ama nedenlerini hep konuştuğumuz şekilde ada kendi bacaklarına sıkmaya devam ettikçe turizm geriye doğru gidecektir. Yani ne ederse ada kendi kendine edecek.

Güney’de gerçekleşen yangınlardan sonra tatilcilerin yolunu adaya çevirmesi, poyraz rüzgârları sebebiyle musilajdan son anda kurtulması, pandemide aylarca vakaya rastlanmaması ile tabiri caizse hep dört ayak üstüne düşen Bozcaada’da bu turizm sezonunda “şükür” diyen esnaf sayısı azdı. Her sezon “işler çok kötü” diyen esnafları bilirim. Ama bu sezon biraz daha farklıydı. Bu da başka bir yazının konusu. Sebepleri, sonuçlarını irdeleyeceğimiz bir yazıyla bunu da tartışırız.

İnsanlar Yunan adalarına gittiklerinde Bozcaada’nın 20 yıl önceki halini buluyorlar. Daha önce bir yazımda bahsetmiştim, “Adayı 30 yıl öncesine alabilsek, 50 yıl ileri gideriz” diye. Hâlâ aynı fikirdeyim.

Ayrıca şunu da özellikle belirtmeliyim: Devletin 7 günlük kapıda vize uygulamasından önce pasaport ücretlerini düşürmesi önemli. Yurtdışı çıkış harcını olduğu gibi kaldırması önemli. 1 yıl içinde belli bir sayıda ziyaret gerçekleştiren, öncelikli iş yeri sahiplerine daha uzun süreli vize verilmesinin yolunu açmalı. İşte o zaman Kuzey Ege coğrafyasındaki işletmeciler için çanların çaldığı sezonlar geliyor demektir.

 



Bu yazı 1600 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
Bozcaada Bağcılığı
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

Adada zincir market açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?


 YUKARI