Bozcaadalı gazeteci-yazar Haluk Şahin 7 Nisan 2021 tarihinde Facebook’taki hesabında İstanbul’daki kitaplarıyla ilgili bir paylaşım yapmış, arşivindeki kitapları Bozcaada’ya getirmeye karar verdiğini belirtmişti. Çok özel kitapların yer aldığı koli koli kitabın geleceğinin ne olacağına dair de, “Adada o kitaplarla ne yapacağımı bilmiyorum. 90 metrekarelik bağ evine sığması imkansız. Normal bir ülke olsa, yerel yöneticiler davet eder, yer gösterir, buyur hoca buraya kütüphane kuralım ya da bunlara bir oda açalım derler. Ama bizde turizme katkısı olmayan kültürel olaylar destek görmüyor. Üstelik kitap netameli bir şey. Ben araştırmacı olarak ideoloji seçmeden her türlü kaynağı toplamışım. ‘İyi saatte olsunlar’ kimilerinden ürker. Başları belaya girer. Kitaptan korkan ve anlamadığı bir dilde dua eden bir toplumdan kültürel olarak ne beklenir? Peki ne olacak! Emin olun bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Çok fazla bir şey beklemiyorum. Bir ömür boyunca topladığım kitaplarımı ve özel koleksiyonlarımı kamyona yükleyip adaya götürüyorum. Sonra? Göreceğiz!” yazmıştı.
Haluk Şahin, ertesi gün sosyal medyasından bir mesaj daha yayınladı. Şahin, “Adamızın Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz telefon etti ve o kitaplara en iyi şekilde sahip çıkmak görevimizdir dedi. Teşekkür ediyorum. Ayrıca Çanakkale Belediyesi’nden ve birçok başka yerden de aradılar. Umarım bu kitaplar zengin bir Bozcaada Kütüphanesi’nin çekirdeğini oluşturacak. Herkese teşekkürler. Meğer sorun sandığımdan da yaygınmış!” iletisini paylaştı.
Fakat aradan geçen bir sene içerisinde kitaplarla ilgili bir gelişme olmadı ve Haluk Şahin Bozcaada Mendirek Dergisi’nin yeni yayınlanan 48’inci sayısında sitemkâr bir yazıyla durumu okuyucularına aktardı.
Haluk Şahin, “Acıklı bir hikâye: Kütüphane ne oldu?” başlıklı yazısında verilen söze rağmen kütüphanenin olmamasına açıklık getirdi. “Verilen söze rağmen yerel yönetim tarafından gerekli irade ortaya konmadı. Başkan’ın iyiniyetli olduğundan şüphem yok ancak bazen iyi niyet yetmiyor. Beni asıl üzen çoğunu şahsen tanıdığım Meclis üyelerinin bu konudaki kayıtsızlığı oldu. ‘Ne yapabiliriz?’ diye beni çağırıp sorabilirlerdi. Belki de bazıları Başkan’la araları açık olduğu için, kütüphane onun başarı hanesine yazılır diye ilgilenmediler. ‘Haluk abi, merak etme, ada için iyi olur, bir yer buluruz!’ denmesini beklerdim” ifadelerini kullanan Haluk Şahin yazısını “Bu olumsuz tutum ve kayıtsızlık üzerine başka formüller aramaya başladım. Yaz bitti, yağmurlar başladı. Seradaki kitaplardan bazıları altı ay süren bekleyiş sırasında hasar gördü. Onları atıp, diğerlerini mecburen minik ada evime yığdım, adım atacak yer kalmadı. Son kararım: En azından özel koleksiyonu orada, bağdaki evde bırakmayı düşünüyorum. Belki ilerde adayla ilgili araştırma yapanların işine yarar. Diğerlerini ise…?” diyerek bitirdi.
Yazısına kendi bloğunda da yer veren Haluk Şahin’in bu yazısının tamamına Mendirek dergisinin son sayısından veya https://haluksahin.net/2022/04/25/acikli-bir-hikaye-kutuphane-ne-oldu/ linkinden ulaşabilirsiniz.