Bugun...

Haluk Şahin: Bozcaada'da yaşam kalitesi düşüyor

Ada hakkında beş kitap yazmış olan Prof. Dr.Haluk Şahin şöyle diyor:

"Eskiden iki günde yaptığımız şeyleri artık iki haftada yapamıyoruz."

Yazdığı kitaplar, yazılar ve yaptığı televizyon programlarıyla Bozcaada'nın Türkiye ve dünyada tanınmasında önemli bir rol oynayan yazar-televizyoncu- akademisyen Haluk Şahin ile sezon başında adanın durumunu konuştuk.

Bozcaada Haber: 30 yıla yakın bir süredir yakından izlediğiniz adamızın 2016 yazı başındaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Haluk Şahin: Türkiye turizmde en zor yazını geçiriyor. Yabancı turist yok. Kurvaziyer gemilerdeki turistlerin bile küçük bir azınlığı karaya iniyormuş. Korku kumsalları bekliyor... Yerli turistlerin Antalya gibi turistik bölgelerde daha ucuza tatil yapabilmeleri söz konusu. Yunan adaları bu yıl da adanın turistinden pay alacaktır. Ada yakında bir kuru kalabalık çekebilir, ama çok kazançlı bir yıl olacağını düşünmüyorum... Dahası, ada artık "pahalı" bir yer olarak görülüyor.

BH: Neye göre pahalı?

HŞ: Büyük jipli ve tekneli zengin kesim bizi tattı ve bıraktı; onlar Yunan adalarını ve daha güneyi tercih edeceğine göre, geri kalan gençler ve orta sınıf için pahalı. Gerek otellerde gerekse lokantalarda iyi hizmet verme çabası takdire değer, porsiyonlar küçük olsa da kuzine iddialı, ancak gelen hesaplar çoğu kişiyi şoke ediyor. Hele bir kesim var ki, o türden işletmelere çok uzaktan bakmak zorunda kalıyor. Geçenlerde elli altmışlı yaşlarda dört hanımefendi, ki emekli lise öğretmeni imişler, bana adanın kendi bütçeleri için çok pahalı olduğunu söylediler. Onlara daha hesaplı yemek yiyebilecekleri bir kaç yerden söz ettim. "Peki nerede balık yiyebiliriz?" diye sorunca cevap veremedim. Adam başına 30-40 lira hesap verecekleri balık lokantaları var mı? İstanbul'un pahalı lokanta semti Arnavutköy'de var. Yunan adalarında da var. Ada'da var mı?

BH: Diğer yaşam alanlarında nasıl durum?

HŞ: Bakın ben bugün yaşadıklarımı anlatayım. Gece dişim kırıldığı için sabah olunca adanın tanınan ve sevilen diş hekimine bir çok kez telefon ettim, cevap veren olmadı, mesaj da çıkmadı. Muayenehanesine gittiğimde sokaktakiler Bayram sonrasına kadar tatile çıktığını söylediler. Yani 15 gün daha yok. Bir de Sağlık Ocağı'nda genç bir diş hekimi varmış, o da "karşı"ya gitmiş ve ne zaman geleceği bilinmiyormuş. Kaldım kırık dişle, dilimi kesen kısmını sakızla kapattım. Tek bir diş hekimi olmayan turistik bir ada! Bu arada buzdolabımız bozulmuş. Eskiden hemen çarşıdaki bayiye gidip, örneklere bakıp, yenisini ısmarlardık ve ertesi gün gelirdi. Şimdi Ezine'den ya da Çanakkale'den broşürden ısmarlamanız gerekiyormuş, artık ne zaman gelirse... Elektrik paralarını ödemek isteyenler için vezne kapalıymış, artık haftada yalnızca iki gün memur geliyormuş. Ama UEDAŞ para ödenmedi diye elektrikleri istediği gün kesiyormuş. Elektriğiniz kesik, ama parayı ödeyip açtıramıyorsunuz. Üç gün bekliyorsunuz. Bunlar hep yaşam kalitesinde düşme örnekleri... Ama en kötüsü...

BH. Daha kötüsüde mi var?

HŞ: Evet, Türk Telefon var... İki haftadır eşimin yönettiği galeriye internet bağlatmaya çalışıyoruz . Başvuruyu almak için Çanakkale'den geliyorlarmış. Onun gerçekleşmesi bir hafta sürdü, filanca tarihte geleceğiz dediler, gelmediler; başka bir gün geldiler ve "Fazla vaktimiz yok, acele edin!" diye sıkıştırdılar... Sonra kendileri mesaj gönderip Pazartesi günü sabah 8:00 ile 13:00 arasında geleceklerini belirttiler. Ardından iki mesaj daha gönderip randevuyu teyid ettiler. Kesin gelirler deyip erkenden gittik, beş saat bekledik. Ve gelmediler. Telefon edip bilgi vermediler, özür dilemediler. Telefonlar ettik, hep birazdan arayacağız türünden yeni yalanlar söylediler. Belli ki Çanakkale Türk Telefon yalan söylemeyi bir yaşam tarzı haline getirmiş. Ne yazık ki, bir alternatifimiz yok! Nihayet saat 18:30'da iyi niyetli bir teknisyen geldi, ama yapamadı,çünkü bir arıza varmış, oysa bize hattın aktif olduğu söylenmişti. Ayrıca teknisyen gen sabah 8:00-13: arasında randevumuz olduğunu bilmiyormuş, ona söylememişler. Belli ki, en ince iletişim alanında hizmet vermesi beklenen Türk Telekom'un ciddi iç iletişim sorunları var.. PTT döneminde adada bu işleri çok daha hızlı yapardık.

BH: Sizce niçin böyle oluyor? Birilerinin Bozcaada'ya garezi mi var?

HŞ: Bana bazen öyle geliyor ki, adeta devlet bu gibi ayrımcı işlemlerle Bozcaada'yı adım adım reddetmeye çalışıyor. Önce Adliye'yi aldılar, dava dilekçesi vermek için karda fırtınada Ezine'ye gitmek zorundayız! Sonra diğer hizmetleri kıstılar...

Tabii bunların çoğu "kamu hizmeti" kavramını değersizleştiren neo-liberal zihniyetle ilgili. Hizmet vermek değil, para kazanmak önemli onlar için. Kışın nüfusu 1000 kişiye düşen Bozcaada umurlarında değil... Oysa 1990'larda devletin zirvesindekiler Bozcaada ile Gökçeada'ya bir vitrin olarak baktıklarını söylemişlerdi. Yunan adalarının fiyakasına karşı bir koz, "bakın bizim adalarımız da güzel" gibilerden bir ulusal onur savunması... MGK'nın karşılıksız hibesi ile bağcılık- şarapçılık sektörünün kurtulması bu sayede oldu. Bozcaada bu sayede televizyondaki hava raporlarına girdi... Şimdikiler için Bozcaada ihmal edilebilir bir yer. Çanakkale'deki yurttaş iki üç günde internet taktırıyor, ki artık su ve elektrik gibi temel hizmetlerden sayılıyor, Bozcaadalı ben iki haftada taktıramıyorum. Benim ne eksiğim var? Geç kalacaklarını bildirmeye değer bile görmüyorlar. Bir yerdeki yaşamın kalitesini bu gibi hizmet ilişkileri belirler. Ada'da durum her gün daha kötüye gidiyor. Turizmdeki patlamaya, şanına şöhretine rağmen, Bozcaada bu açıdan son 10 yılda çok geriledi... Üzülmemek elde değil.

Bu haber 12530 defa okunmuştur.

bozcaada bozcaada haber haluk şahin